• alman ceza hukukçusu

    bildiğim kadarı ile ünlü feuerbach ile ilgisi yoktur
  • ceza hukuku biliminin kurucusu olarak kabul edilen alman hukukçu (1775-1833).

    getirdiği yenilikler zamanla ceza ve ceza yargılaması hukukunun olmazsa olmaz ilkeleri arasında yerini almıştır.

    1803 yılında işkencenin bütünüyle ortadan kaldırılması gerektiğini savunmuş ve 1806 yılında adalet bakanlığında yüksek yetkili bir memur olarak atandığı bavyera’da bunu başarmıştır. 1808’de asalet unvanı* almıştır. 1813 yılında bavyera krallığı için hazırladığı ve almanların ünlü carolina kanununun yerini alan ceza kanunu, tarihteki gerçek anlamda ilk ceza kanunu olarak kabul edilmektedir. sachsen-weimar, württemberg gibi alman krallıklarından başlayarak avrupa’daki diğer ceza kanunlarına kaynaklık etmiş ve klasik ceza hukuku dönemini başlatan kıvılcım olmuştur. klasik dönemin en büyük eserlerinden birinin, faşist dönemin sakatlamalarına karşın, eski türk ceza kanununa da kaynaklık eden italyan zanardelli kanunu olduğu düşünülecek olursa, feuerbach’ın ceza hukukundaki etkisinin büyüklüğü daha iyi anlaşılabilir.

    cezanın infazının ağırlık derecesinin değil de, caydırıcılığının önemli olduğunu ilk kez feuerbach ortaya koymuştur. bugün bu, feuerbach kuramı olarak adlandırılmaktadır. yine avrupa'da bilinen en eski sistematik ceza hukuku ders kitabi onundur (lehrbuch des in deutschland geltenden peinlichen rechts - almanya'da gecerli cezalandirici hukukun ders kitabi).

    ceza hukukunun ve hatta hukuk devletinin temel taşı olarak kabul edilen “suc ve cezada kanunilik ilkesi” (nullum crimen sine lege, nulla poena sine lege) ile bunun sonucu olan belirlilik ilkesini ilk olarak feuerbach formüle etmiş ve ceza kanununa koymuştur.

    hukuk felsefesi ve kriminoloji konuları ile de yakından ilgilenmiş, daha 1798 yılında yazdığı ve “anti-hobbes” olarak da anılan “grenzen der bürgerlichen gewalt und das zwangsrecht der unterthanen gegen ihre oberherren” (sivil şiddetin sınırları ve tebanın efendilerine karşı zorlama hakkı) adlı eseri ile devletin şiddet uygulama yetkisinin sınırlarını çizmiş ve toplumun yönetime karşı direnme hakkını belirlemiştir. kriminoloji alanında ise, 1808 tarihli “merkwürdige kriminalrechtsfälle” (garip ceza hukuku vakaları) adlı eseri ile çok önemli bir yenilik getirerek, failin psikolojisini araştırmaya çalışmıştır.

    boş zamanlarında şiir ve edebiyatla uğraşmayı seven feuerbach’ın bir de gita govinda adlı hint şiiri çevirisi ve yorumu bulunmaktadır.

    alman bağımsızlık savaşı’nda (1813-1814) alman milliyetçisi yönü ortaya çıkmış, bu sırada yazdığı ateşli yazılarla ulusalcı ruhu ateşlemiş ve almanya’nın birleşmesine önayak olmuştur. fakat siyasete el uzatması yöneticiler tarafından pek hoş karşılanmadığından olsa gerek, münih’ten uzak tutulmaya çalışılmış, sonunda ansbach temyiz mahkemesi başkanlığına getirilmiştir.

    kendisinden sonraki ceza hukukçularına büyük bir manevi miras bırakmış, özgürlükçü yaklaşımı, işkence ve keyfiliğe karşı tutumu ile belki de yeni bir hukuk anlayışının kapılarını açmıştır.

    sonrası için (bkz: franz von liszt)
  • ludwig andreas feuerbach'in babasidir.
  • ceza hukukunda yararcı teoriyi savunan, cezanın suç işlemeyi önleme amacına yönelik var olduğunu, toplumun bireyleri üzerinde etki yaparak bireyleri suç işlemekten caydırdığını, böylece genel önlemeyi sağladığını ileri süren alman hukukçudur.
    buna göre; devletin görevi hukuka uygun olmayan hareketleri ceza ile korkutarak suç eyleminin oluşmasını önlemektir. ceza da bu genel önlemeye uygun bir sekilde düzenlenmelidir. fauerbach' a göre ceza ancak böyle bir amaca uygun olarak verilir. cezanın ıslah özelliği bu fikre göre feri planda kalmıştır.
    görüşleri 1910 fransız ceza kanunu başta olmak üzere 19. yüzyıl yasama faaliyetlerini etkilemiştir
hesabın var mı? giriş yap