• (bkz: istop/3) (bkz: ukte)
  • renk bilgisi ana ve ara renklerden öteye gitmeyen pek çok erkeğin kızlara karşı oynarken oldukça zorlanacağı bir oyundur. ama küçükken zorlanmazdım ben pek nedense. herhalde o zamanlar kızlar da şimdiki kadar çok renk bilmiyorlardı.

    ha bir de bizim mahallede bir çocuk vardı. babası boyacıydı, çocuk yanında hep renk skalası taşırdı renkli istop oynarken. hiç ebe olmazdı.

    not: öyle bir çocuk yoktu, ama olsaydı güzel olurdu bence. en iyi arkadaşım olurdu geçici bir süre için.
  • renk körü olanların daha çocukken kendilerini farketmelerini sağlayan oyundur...
    -kırmızı nihahaha
    -tamam kırmızı ne kolay, tuttum...
    -o kırmızı değil bi kerem kahverengi,
    -hayır kırmızı. üveeee annnnnne!....
  • tavukkarası olanlarda bir öğrenme bozukluğu olarak sonuçlanan test.
  • saplantılı kişiliğimin her seferinde bana tarçın rengi dedirttiği oyun. at gibi koşmak, koşturmak ve de her defasında "euehueh ne ilginç renk buldum, eferim bana" diyebilmek için diyordum sanırım. yoksa tarçın rengi ne yani!
  • bu havaya top atma şeklinde oynanan oyunun, koca istanbulun ara sokaklarda oynanmasının ilginç bir sonucu vardır. herkesin söylediği gibi ilginç adlı acaip renkler seçmek iyidir ama beton yığınları arasında, üstünde çimen kalmamış arka bahçelerde ya da otoparklarda ne kadar renk bulunabilir ki... ebenin tek yapabildiği, topu fırlatmadan önce çevresindeki beş on veletten en ciyak giyineni gözüne kestirmek olurdu ve top havaya fırladığı anda birden bire herkes ebenin koştuğu yöne koşup, bir çocuğun şortuna ya da bir kızın tişörtüne yapışıverirdi. şimdi bu yaşta olsa cümleten tokat yeme sebebi.
  • cocuklugumuzda nereden bulduysak bir boya firmasinin katologunu bulup oraya bakarak, fusya, cam gobegi, sampanya gibi renkleri soyleyerek icine ettigimiz oyun.
  • kişinin renk kültürünün oluşmasında pek mühim yeri olan bir oyundur. siklamen renginden tutun da fümeye kadar gökkuşağının bütün tonlarını bu oyun sayesinde tanır ve seversiniz. sevmezsiniz muhtemelen fakat rengin ne olduğunu dahi bilmeden adını ortaya sallayıp, birileri birilerinin bilmemnerelerini tutunca "hayıoarr o renk diil bi kere daha koyu/açık/pembe/laciverte yakın" gibi şeyler söyleyen bilhassa kız milletinin de gerçek yüzünü bu oyunda görürsünüz. firuze rengi vardı bi de. turkuvazdan ne kadar da farklıydı. hey gidi günler hey.
  • neymiş efendim! bi gün, oynarken biri kiremit rengi demişmiş de, ben çatıya çıkmışmışım. kim uyduruyor böyle şeyleri? cık cık.
  • oyunda kırmızı dendiğinde herkesin saçıma saldırdığı günleri bilirim. sonra da kavgası olurdu, yok kırmızıydı, kızıldı, turuncuydu. tek hayalim büyüyüp saçımı boyatmaktı o yıllarda, hey gidi.
hesabın var mı? giriş yap