• küçükken çukulataya olan anlamsızca şiddetli ilgimin açıklamasıdır. duyuyor musun anne?
  • (bkz: giz)(bkz: gizlenme)(bkz: gizem)
  • merak kavramıyla arasında dağlar kadar fark olabilecek (olmayabilecek), harekete geçirebilme kapasitesi sabitesi.

    açalım efendim... merak, ilimdir, fendir. yani başlı başına bir kapasitedir, gayet kendi halinde, nereden geldiğini, neden burada olabileceğini, hatta neden burada olabilme ihtimalinin gerçekleştiğini sorgular.

    saklamanın uyandırdığı merak ise, tanım buyurduğum üzere, sadece bir sabitedir, insani ihtiyaçlardan yola çıkıp, merak kavramına atıfta bulunan benzerlikler gösterir.

    lost dizisi veya son zamanlarda izlediğim en iyi film olan the prestige buna bir örnektir. güncel örnek olan lost üzerinden gidelim. gayet basit bir uçak kazasından yola çıkılarak oluşturulmuş, kişiler arası, basit ama tutarlı bağlar kurularak ilerletilmiş bir kurgudur kendileri. hoştur, ben de zevkle takip etmekteyim. "sahte" bir merak uyandırmakta, ve sanki çözene evreni anlamış bilge muamelesi yapılacak havası uyandırılmaktadır. aferin onlara...

    peki çok gözümüzde büyüttüğümüz evren de aynı mantıkla kurgulanmış olamaz mı efendiler? elinde yeterince güç olan bir serseri, hadi şunlara bir oyun oynayım deyip, bizim çok büyüttüğümüz evrenimizi bir çırpıda kurgulamış olamaz mı?

    veya daha da ileri gidip, bizi kurgulayanı bir kurgulayan olup olmadığı sorusu ve daha ötesine gidebiliriz kolayca... bu sorgu insanlık tarihinin en basit sorgusudur elbet, farkındayım. zamanın evrenle başlamış olabileceğine dair teoriler, big bang, şu bu evet...

    kişisel bir yorum, ve sonuç olarak, ben sadece süreçten zevk almanın öneminin farkındayım: * dizisi beni tatmin edemediği için, evreni araştrırmaya giriştim, evet. ama yaptığımın işin, * izlemekten çok daha saygın olmadığının farkında olarak...
hesabın var mı? giriş yap