• yunanistan'a : istanbul il sınırına kadar doğu trakya + izmir ve çevresi
    italya'ya : muğla, antalya, iç batı anadolu
    fransa'ya : mersin, adana, antep, maraş, urfa (tokat'a kadar)
    ermenistan'a : gümüşhane, erzincan, muş, bitlis
    boğazlar ve çevresi : ortak işgal; izmit, bursa, edremit
    türkler : orta anadolu

    ayrıca ;
    osmanlı anlaşmaya uymadığı takdirde istanbul elinden alınacaktır.

    antlaşmanın sadece '' sınırlar'' kısmına odaklanıp askeri, mali - iktisadi, siyasi hükümleri, azınlıklarla ilgili maddeleri vs vs atlanırsa ilköğretim 3. sınıf zekasında bi yorum kaçınılmaz olur elbet.
  • seçimlerde akp'nin yüzde doksan oy alması muhtemel sınırlardır. güneydoğu yok, izmir yok, trakya yok ne var it demek istiyorum.
  • sevr antlaşmasının maddelerini bilmeyip direk haritaya bakılarak faşizmce dile getirilen olgu.

    sevr barış antlaşması’nın maddeleri

    1- istanbul osmanlı devleti’nin başkenti olarak kalacak; ancak osmanlı devleti anlaşma koşullarına uymazsa istanbul türk’lerden alınacaktı.
    (adamın ağzına biber sürmeden önce bir parmak bal sürüyorlar, ön hazırlık. karşılarında çocuk var kandırmaya çalışıyıyorlar)

    2- boğazlar her zaman bütün devletlerin gemilerine açık tutulacaktı. uluslar arası bir komisyon boğazları yönetecek ancak komisyonda türk üye bulunmayacaktı. bu komisyonun ayrı bir bütçesi ve bayrağı olacaktı.
    (şu an o boğazdan kaç gemi geçiyor ve her bir gemi ne kadar para ödüyor bilmiyorsunuz tabi. finansı geçtim, adamlar içimize kadar girecek ve biz onlara hesap soramayacağız, olay bu)

    3- anadolu’nun doğusunda iki yeni devlet kurulacaktı.
    (bunlar acaba hangi ülkeler tahmin edin)

    4- ege bölgesi’nin büyük bir bölümü ile izmir yunanlılara verilecekti. ayrıca, midye-büyükçekmece çizgisinin batısında kalan trakya bölümü de yunanlıların olacaktı.
    (adamlar savaşla alamadığını, masa başında alacaklardı. şu an ki izmir, kordonboyu, alsancak vs hep yunanlı dolacak ve yunan olacaktı)

    5- arabistan ve irak ingiltere’ye verilecekti.
    (kayıtsız şartsız sömürme içgüdüsü devam ediyor)

    6- urfa, antep, mardin ve suriye fransa’ya verilecek, adana’dan kayseri ve sivas’ın kuzeyine kadar uzanan bölge, fransa’nın nüfuzu altında bulunacaktı.
    (halen oradaki yeraltı kaynaklarını çıkaramıyoruz gerçi, belki zamnında verseydik fransanın şu an ki zenginliğine zenginlik katacaktık)

    7- izmir bölgesi dışında tüm batı anadolu, afyon’dan kayseri’ye kadar uzanan çizginin güneyinde kalan topraklar italyan nüfuz bölgesi olacaktı.
    (ingiliz ve fransızlarla kalmayıp anadoluyu italyanlar da sömürecekti)

    8- osmanlı devleti’nin askeri gücü 50.700 kişiden ibaret olacak, ordunun ağır silah ve uçakları bulunmayacak, deniz kuvveti 13 savaş gemisini geçmeyecekti.
    (tamam hepsini geçtim bu ne, allasen al o haritayı artık tuzlayarak mı yersin acı dökerek mi bilemem, ama her şekilde midene oturacağı kesin)

    9- azınlıklara geniş haklar verilecekti.
    (tamamen üstü kapalı bir madde, adamlar ben bağımsız bir ülke istiyorum dedikleri zaman verilecek miydi? muhtemelen.)

    10-mali ve adli kapitülasyonlar (ayrıcalıklar) en ağır şekilde müttefik devletlere açık olacaktı.
    (dikkat dikkat: en ağır şekilde diyor, altını çiziyorum, hiç utanma yok)

    düzeltme: 2. maddedeki yorum zayıflığımı uyardıkları için ludovico, atramentum ve xenu ayrı ayrı teşekkürler. boğazlardan "uluslararası ticaret gemilerinin" geçişi ücretsizmiş.
  • saçma bir şeydir. lan nesi güzel yozgat ve çevresini vermişler bir tek.
  • (bkz: shut up)
    ilgili trollere bu şekilde hitap etmek istedim, kendi dillerinde.
    zira, sevr hakkında kalleşçe yapılan bu yorum sözlükte islamcı geçinen şakirt görünümlü lavukların hangi milletin kucağında olduğunu açıkça göstermiştir.
  • bence düsünmeye deger bi fikir ama bana sorarsaniz bu haritanin yegane sorunu trabzon'un rize'nin falan disarida kalmasidir, eger rize ve trabzon olmasaydi cay icemezdik ve evimizi yapacak müteahhit bulamazdik.
  • 1920 yılında da aynı fikri paylaşan korkaklar mevcuttu. ve biz onları işbirlikçileri ile birlikte sahiplerinin yanına gönderdik sanıyorduk. tek tük kalan olmuş demek ki torunları sağda solda türkçe saçmalıyor. merak etme yeğenim o dökülen kanda dedenin kanı yoktur senin. için rahat olsun.
  • bu kadar yıldır bunu düşünememiş nice insandan sonra, sözlükte bu denli süpersonik zekaların olduğunu görmemizi sağlayan fevkalede tespittir.
    eminim türkiye sizinle de gurur duyacak.
  • bu fikri savunurken lozan'da adaların alınmaması daimi dinci geyiğini de bir kez daha görüyoruz. arkadaşım o adaların ne zaman elden çıktığını biliyor musun sen? 1912 yılında uşi antlaşması ile. hangi savaşın galibi geriye doğru kaybedilen bütün toprakları geri almış kafanız mı iyi sizin? o adaların elden çıkma sebebi de dincilerin pek sevdiği abdülhamit'in bana darbe yaparlar diye tüm donanmayı lağv etmesinin sonucudur ki bundan ders çıkartabilen çıkartır.
hesabın var mı? giriş yap