• teknolojide bizden çok ileride olan ülkelere taş çıkaracak derecede gelişmiş, ekstra pratik zeka gösterilen mantık şekli. belki de özgün olan tek yeteneğimiz.
  • bir ise girisme asamasinda cogunlukla ideolojiden yoksun olan mantiktir.

    örnegin:

    "bir restoranim olsun, icinin düzeni söyle, su kösesine böyle bir tablo asayim kisiligimi yansitsin, diger kösesine de zaman icerisinde burada cekilen fotograflari asayim, güzel yemekler yapayim, cok iyi ascilar tutayim, insanlar severek gelsinler güzel bir atmosferi olsun restoranimin, herkesle yakindan ilgileneyim, bu sektörde ilerleyip sehrin en iyilerinden, ileride belki de ülkenin en iyilerinden olayim, müsterilerim yemeklerimden ve servisten her zaman memnun kalsinlar..."

    gibi olmasi gerekirken, maalesef:

    "haci bak yol üstünde bi dükkan var, oraya bi restoran acsak paranin ne amina koyariz var ya..."

    seklindedir.
  • tek kelimeyle özetlenebilir:

    (bkz: sikerim)
  • kazanca degil rekabete odakli mantiktir.

    türk gider, dönerci dükkaninin karsisina tatlici, dondurmaci, kumpirci vs vs acacagina, dönerci acar. halbuki insanlar karsindaki dönercide karinlarini doyurduktan sonra, gelip tatlilari senden alsinlar - uzun vadede ikiniz de kazanin, di mi?
    yok arkadas.
    bizimki;
    "ulan o yapiyo, ben de yapamaz miyim?" sorusuyla ortaligi karistirir
    sonra arkadaslari tarafindan
    "yaparsin abi sen daha bile iyisini yaparsin!" diye gaza getirilir,
    en son da
    "oh dönerleri de daha ucuza satarim herkes gelir benden alir, o ibne de batar!"
    cümlesiyle kollari sivamaya baslar ...

    sonrasini biliyorsunuz zaten.
    (bkz: ve olaylar gelisir)
  • başımdan geçen bir olay ile acı bir şekilde ne olduğunun tekrar farkına vardım.

    bir arkadaşla migrosa gittik. arkadaş sırtında bez bir çanta taşıyor. ürünleri geçirdik kasadan, yandaki poşetçi çocuk hemen atıldı poşete koymak için. bizim arkadaş "dur dostum" dedi, "gerek yok". ve çantasından başka bez çantalar çıkardı. (arkadaş biraz hipster)

    poşetçi çocuk dönüp "vaay işini biliyorsun abi" dedi. bizim ki de "işini bilmek değil olay" deyip 1 tl verdi çocuğa. çocuk büyük olasılıkla anlamadı. "e hamuğakoyim madem para vercektin bana boşa niye çanta getirdin" diye düşünmüştür.

    işte, naif bir çevre koruma çabasının bile "iş bilmek" olarak algılandığı bir ülke burası. bunu örnekte algıyı yaratan, çok eğitimli olmayan bir genç, kimse ona ekoloji bokoloji anlatmamış, eyvallah.

    ama ne zaman marketlerde paralı poşet sohbeti açılsa, eğitimli sayacağınız pek çok dallama da "orospo çöcöklörü pöşötö pörö vörmöm bön" muhabbeti yapmakta, marketlerin poşete para almasını kurnazlık sanmakta.
  • bencilikten başka birşey değildir. her şey kendi üzerine kuruludur, cinlik yapıp kadroya o girmelidir çünkü dayısı vardır, hiçbir özelliği olmasa da herşeyi hakettiğini düşünür, bir üst seviyeye gelince (işyeri vs yerlerde) alt seviyedeki insanı ezmekten hiç beis görmez, herkesin onu kandırdığını düşünür, hep önyargılıdır.

    türk mantığını anlatmak için kısa bir yazı değil doktora tezleri yapılabilir. o denli yani... ha bir de, yönetenler de düşüncesizdir; bir metro yaparlar insan ölçüsünü düşünmezler daha çok kişi girebilsindir tek amaçları (bkz: türk insanının taksim metro koltuklarına sığmaması)
  • türk mantığında, türkleri kötülemek de mevcuttur.
  • düşünmeyi bilmeyen, önüne konanı yiyebilen bir mantık ne kötülenir ne de ciddiye alınır dediğim dünyanın en berbat mantığı.
  • çok güldük başımıza bir şey gelecek.
hesabın var mı? giriş yap