*

  • caldera hanim serefine duzenlenen zirve... ilk bizmi ayrildik bilemiyorum ama shu kadari kesinki ayrilir ayrilmaz entry i doldurmak bize kismetmish nice yillara caldera yeniden...

    ayrica:
    (bkz: telif haklarini istiyorum)
    (bkz: benim dogum gunum olsa adini ne koyacaktiniz aceb)
  • robin in üzerime bi bardak bira boca ettigi zirve olarak aklımda kalan caldera bey in bir yas daha yaslanmasını kutladığımız gece
  • efendim leb i derya isimli güzide mekanda, gecenin ve istanbul'un ışıltısında, caldera ve chlo hanımların dayanılmaz cazibeleri eşliğinde, robin*in klasikleşmiş hareketleri, jander'in "i am the party boy" havası ile süslenmiş, mengus'un muhabbetinin ve kremalı pastanın tadına doyum olmadan, tarafımdan erken noktalanmış zirve (aslında "zirve" terimi yetersiz kalıyor ama olsun)...
  • katılımları ile gönülleri şenlendirmiş, bizi bizden almış, gözleri parlatmış kişileri liste halinde sıralayalım, adet olduğu üzere.

    chlo (tabii ki)
    caldera (eh iyi oldu geldiği) ve murat, murat, neslihan, hakan ve mehmet isimli birileri.
    zebellah
    tadzio
    superstar
    nuri altuzer
    misafir
    affettuoso
    jander
    tramell ve arkadaşı
    hayt huyt
    nick fury
    sukedisisu
    zazie
    robin
    tohum
    ray kinsella
    mengus
    zeenogr delorange ve kıbrıslı arkadaşı
    vic
    obican ve arkadaşı
    bluesman
    agathodaimon (agatosh) ve eşi
    parthenon
    comandante
    kelimetre
    ohh jim ve sinan ve egemen
    goldenwand
    hoplayandeve
    deja
    riquelme
    elcathyl
    hayirsiz adam
    biskuvi
    headhunter
    mika
    electric cafe ve iki kadın**
    bbc
    bona fide
    fostik
    genius
    huzursuz
    abebe bikila
    krokus ve arkadaşı
    bir ihtimal daha var
    zaknafein
    angel witch
  • cok guzel bir mekanda, sicak bir havada gecen, lakin maalesef a$iri icip sapitarak bir kisim insanin keyfinin icine ettigim zirve. (bkz: utancindan yerin dibine gecmek)
    ba$ta sayin organizatorumuz chlo ve caldera bey olmak uzere madur olan herkesten cok ozur diliyorum.
  • ön zirve olarak düzenlenen husn i talil zirvesine teşrif etmiş olsam da kendisine yani asıl zirveye gelmeyi aslında cok istediğim organizasyon.***
  • bir takım sıkıcı-komik olayların* ardından katılabildiğim, olağanüstü güzel bir mekanda* gerçekleştirilen caldera beyin doğum günü kutlamasıydı bu. iki saat gibi çok kısa bir süre kalabildim*...
    iki saate sığdırılabilenler: caldera beye sarılarak kutlamak, pastasını yemek***, chlo hanımın güzelliği ile büyülenmek, misafir-zebellah-vic-bluesman-hayt huyt-mengus beyler ve zazie hanımla sohbet, bir sürü gülen yüzlü insanla selamlaşmak ve* tanışmak, robinin elindeki kahve-bira vb. sıvılardan kaçmak*...
    ahh keşke biraz daha kalabilseydim... bir dahakine inşallah caldera beyciğim iyi ki doğmuşsunuz*
  • manzarası çok güzel olan bir zirve idi...
  • tüm katılımcıların bir numara olduğu, arkasından leb i derya’nın geldiği bir zirvemsi oldu. herkese ayrı ayrı teşekkürü borç biliyorum tabii ki. chlom tecahül kısmını hazırlayıp ellerinden öpülesi bir iş yaptı ve arif olmama rağmen yine de sürprizlerle doluydu.

    sabahın bi körü başlayıp yüreğimi hoplatan yağmurun dinmesi güzel bir sürpriz oldu mesela, hiç beklemiyordum. erkenden gittiğimiz halde, agathodaimon ve obican’ı bizden önce manzaraya ‘vay be’ demeye başlamış bulduk. bir bey olduğuma inanmayan agathosh’u şaşırtmaktan büyük bir zevk duydum tabi, kendisinin tavsiyelerini tutacağım.

    jander**’in beyaz gömleği pek yakışmıştı, gördük.
    tramell hanım beyaz şarapları yuvarladı, en son gördüğümde teras teras diyordu ki öylece devam etmişler sanırım.
    tadzio ve superstar, pek tanışları olmamasına rağmen katıldılar, kendilerini çok sevdik ve sıkılmadıklarını gözlemledik, ayrıca sevindik.
    ilk zirve deneyimlerini gerçekleştiren tohum* ve ray kinsella da sabit konumda kalarak sıkılmamayı başardılar. göbeğimi görmezden gelen tohum’a ayrıca teşekkür ederim.
    nuri altuzer sonradan teşrif ettiler, bomba gibiydiler. bir ara kendisini hammam’ın ışıklarına hüzünlü hüzünlü bakarken yakaladım.
    misafir bey pastayı beğenmedi, annesi daha güzel yaparmışmış*.
    affettuoso bey*’in bizi ilk görüdüğünde yüzüne yayılan gülümseme elbet beğendiğindendi, yoksa ‘ay bu ne rüküşlük’ demediğinden adım gibi eminim. sesinin kısıldığını, gerekli okumaları yapamayacağını belirtti, boynumuz bükük kabul ettik.
    hayt huyt da gece boyunca, bizi ne kadar beğendiğini belli etmemek için eleştirdi durdu, cümlelerin altında yatan ‘ne kadar şıksınız’ anlamını kavradık elbette*.
    yaşlandığımı vurgulayan tek kişi nick fury oldu ama youngarin ile bunun da çaresini bulmuş.
    sukedisisu tarihi eser kaçakçılığı yapıyormuş. nerde fincanlarım?
    zazie hanımın ayaklarının yere değmemesi elbette ki mutluluktandı. kösnüllük neree, zazie nere...
    mengus el altından bir altın anahtar verdi, kaybettim.
    zeenogr delorange melekler eşliğinde katıldı, saçları da güzel olmuş işte. gece çok çalıştı, tebrik ettim, güzel bi hediye oldu*. olgu hanım ile caldera bey’i de birbirlerine düşürmüş ama onlar gerçekleri biliyor.
    bluesman sabah mızmızlık etti ama geldi. iyi ki de gelmiş, sayesinde ilk lokma pastamı yiyebildim.
    ikinci lokmayı bana bağışlayan da vic oldu. erken geldiği için sevindik. talibi de çıktı orda, söylemeden edemeyeceğim.
    parthenon’a dansedebileceği bir ortam yaratamadığımdan ötürü bedbahtım. bu kadın otururken de ışık saçıyor fakat.
    comandante, başarılı bir köşe yazarı olduğunu ispatlayıp, getirdiği kitap ayracı ile ne kadar ince ve düşünceli olduğunu gösterdi. o* hep 1 numara.
    kelimetre’yi yarım saat odakule’de bekletmek zorunda kalmışız, al al oldu yanaklarım. kendisi yüksek sosyeteden bir gencecik abimizdir. (abi diyorum, saygımdan) buna rağmen mekanı beğendi, oh dedim.
    ohh jim şıkırdamadığını iddia etse de her şekilde alımlı olabileceğini unutuyor, evet. komplo fotoğrafları çektiği de gözümden kaçmadı.
    goldenwand ve hoplayandeve de geç gelip erken kaçtılar. sanırım pasta yediler.
    hayırsız adam sıkıcı bir toplantıya kaçmak zorunda kaldı, üzüldük. kendisini çok benzettiğim arkadaşımla da kaynaştıramadım.
    bisküvi gelemeyeceğini sezdirip gelenlerdendi, ayrıca teşekkür ettim mi yeterince, bilmiyorum.
    mika ile tanışmaktan zevk duydum.
    dediğim gibi, electric cafe değişik yöntemlerle sosyalleşti, tekdir ettim ve kendisine, marlboro ikram etmek istedim ama o benden önce davranarak iki saatlik bir ciğer bayramı yaşattı.
    bbc fostik’i de alıp geldi. bir ara, dondurmalı dönerden bahsettiğini duydum.
    bona fide ise onca saçma sapan entrymi gözden geçirmeye üşenmeden bulup çıkardığı* müzik zevkimi şahane bir kolajla sundu.
    huzursuz’un şimarmasına izin vermediğimi düşünüyorum, mutluyum.
    abebe bikila ve onca mızmızlığına rağmen krokus’un katılımları da ayrıca mutlu etti.
    bir ihtimal daha var da sürprizlerdendi. çocukluk aşkı esra’yı tanımıyordum ama yine de dondurma diyince ebru pastanesi önde gelir, na buraya yazdim.
    zaknafein de zazie’yi kaçırdı ama oradaydı, saolsun.
    pasta robin tarafından mundar edilmeseydi daha güzel olabilirdi. yiyemeyenlerden kendisi adına özür dilerim.
    bilimum ukalalıkları yapmasına rağmen kaptan i derya’ya da teşekkür etmek lazım. kendisiyle ayrıca ilgileneceğim.
    fotograf makinesi desteğinden ötürü murat’a, yorumları için diğer murat’a ve tespitleri için mehmet’e de ayrıca teşekkür etmeliyim.
    katılamayıp mazaretlerini bildirenleri de hoşgördük, kibarlıklarını takdir ettik.
    söz verdiğim üzere, kendisinden en son bahsediyorum;
    zebellah itiraf com’a üye olmuş, hatta abone olmuş. ama izniyle;

    chlo için söyleyebileceğim tek şey şudur: kelimelerin kifayetsizligi.
    pazar sabahı pek erken bir saatte, sabahin körü denebilir, arayıp seni seviyorum, tamam uyu hadi dediğimi hatırlıyorum. doğru dedim.
hesabın var mı? giriş yap