the part you throw away

• tom waits'in blood money albumunden esi kathleen brennanla birlikte yazdigi bir sarki:
  
  you dance real slow
  you wreck it down
  then you walk away you turn around
  what did that old blonde gal say?
  that is the part you throw away
  
  i want that beggar’s eyes
  a winning horse
  a tidy mexican divorce
  st. mary’s prayers, houdini’s hands
  and a barman who always
  understands
  
  will you loose the flowers
  hold on to the vase?
  will you wipe all those teardrops away from your face?
  i can’t help feeling as i close the door
  i have done all of this
  many times before
  
  but the bone must go
  the wish can stay
  the kiss dont know what the lips will say
  forget i've hurt you
  put stones in our bed
  and remember to never
  mind instead
  
  but all of your letters burned up in the fire
  and time is just memory mixed with desire
  that’s not the road t is only the map, i say
  gone just like matches
  from a closed down cabaret
  
  in a portuguese saloon
  a fly is circling around the room
  you’ll soon forget the tune that you play
  cause that is the part
  you throw away
  oh that is the part
  you throw away
• her bir telin sesini zihnimde duydugum. huzun. huzur. ninni..
• ilk ute lemper hanımın ağzından duyduğumuz bir şarkıydı. tom waits bunu ablamıza hediye ettiydi. sonra herhalde atamadığı bir şarkı olduğunu anladı ve atmadı sakladı.
• sözlerden önce sesiyle hüznü bas bas bağırtan şarkı (by tom waits- frost^* (bkz: martha))
• harikulade bir çalışma, eşsiz gramer.
• carla borghetti yorumu da şahanedir. (bkz: female tribute to tom waits)
• "the kiss dont know
  what the lips will say" kısmıyla bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü sözünü hatırlatan şarkı.
• https://www.youtube.com/watch?v=u-g2x8nvvk4
  
  isteksiz bir melodi,
  ve sen beceriksizce dans ediyorsun.
  her seyi dagitip mahfeder gibi...
  arkani donup gider gibi...
  hicbi'sey olmamiscasina geri doner gibi...
  o sarisin kadinin soylediklerini hatirliyor musun?
  cunku kalbinden firlatip attigin parca tam da bu.
  
  o islak dilenci gozlerini istiyorum
  sirf seni kalmaya ikna edebilmek icin.
  ya da cok sansli bir du-ses...
  sonra acisiz bir ayriliga razi geliyorum.
  belki de icten bir dua,
  sihirli bir el?
  sonra yeniden...
  beni anlarmis gibi yapan bir barmene tamamim.
  
  cicekleri ayiklayip vazoya koyacak misin?
  o gozyaslarini yanaklarindan silecek misin?
  dusunmeden edemiyorum,
  kapiyi carpip cikarken,
  ben bunlarin hepsini daha once de defalarca yapmistim.
  
  bu anlasmazlik artik bitmeli.
  arzu kalsa da olur.
  dudaklarim, dudaklarindan cekiniyor.
  seni incitip kirdigimi unut,
  gerekirse tas bas bagrina.
  aldiris etmemeyi dene belki de, ne bileyim.
  
  yazdigin tum o mektuplar
  izdirabimin atesinde yanip tutustu.
  zaman dedigin,
  tutku sosuna bulanmis anilardan ibaret sadece.
  sanma ki ben biliyorum nasil mutlu olunacagini.
  deniyorum sadece.
  yanan bir kibrit copunun omru kadar mutluluklarimiz.
  ya da meyhanelerin kapanis saatine kadar.
  
  nereye gidecegini sasirmis bir sinegin
  esnaf lokantasini tavaf etmesi gibi...
  su mirildandigin sarkiyi unutup gideceksin yakinda.
  cunku kalbinden firlatip attigin parca tam da bu.