torik

• "kötüne torik kaçsın" lafına alet olmuş zavallı yüzücü hayvan
• (bkz: cin torik)
• astigmat icin kullanilan bir lens cesidi
  (bkz: kontakt lens)
• palamutun büyüğüne verilen isim. ayrıca çok şanslı insanları betimlemekte kullanılır.
  örneğin: klitorisini suya salsa torik tutacak (ben uydurmadım inanması zor olsa da var öyle bir laf)
• 60 cm.lik palamutlara istanbul' da verilen isim.
  (bkz: zinos)
• galata köprüsünden ; altı-yedi metrelik bambu kamışlara , sekiz-on metre misina ile bağlı , cam silindirlerle düzleştirilip , kadife bez içinde cıva ile parlatılmış kurşun sıyırtmalarla at-çek yapılırdı ... bir zamanlar
• görünüş itibarı ile çok benzediği , kuzeyden ithal edilen orkinos yavrularının , adıyla satılması yüzünden şöhreti yanlış yere lekelenen mübarek derya kuzusu hazretleri ...
  çok hareketli ve çok iştahlıdır , oltaya kolay gelmesine rağmen sudan çok zor çıkarılan övülesi ve saygıdeğer bir karakter ve bünyeye sahiptir .
  pişirmesinde bir hata yapılmazsa tadına doyum olmayan leziz bir balıktır .
• üç ahbap çavuşlardan cebinde sürekli balık taşıyanı
• lakerda yapabilmek icin bulamadigim, ve umutsuzca biyolojik akrabalarini calistigim uzmanlastigim, karakaterli balik
• halk arasinda palamutun buyugu olarak bilinir, halbuki kendisi basli basina ayri bir baliktir. kucugune tombak adi verilir ve olta ile yakalanmasi cok zordur. zaten palamutlar buyuyunce torik olsaydi, denizde bu kadar az torik olmazdi, denizi et keserdi. torik ile palamut un farkini ikisi de kucukken yani cingene palamutu ve tombakken yan cizgilerinden ayirt edebiliriz. torikler bahar aylarindan temmuz ayina kadar gecen surede havyarlarini birakirlar.