tutmak
-
birakmak eyleminin kar$iti.
-
grupcada yapilabilen , karsidaki kisinin aklinin bir noktada takili kalmasi , aklini mesgul etmesi ya da sasirtabilmesi hatta ve hatta guldurebilmesi ve aglatabilmesi belki de cilgin atmasi icin yapilan islem...
-
belli yörelerde bir diğer anlamı da doyurmak.
yenilen yemeğin tutması yahut
yenilen yemeğin tutmaması şeklinde kullanılır.
(bkz: kesmemek) -
(bkz: kendini tutmak)
-
çoğu zaman kiralamak anlamına da gelir:
- kız ismail, kaça tuttunuz evi?
- 100$
- oha kız, çok ucuz valla... ben benimkini tutturmam o fiyata... hih hihiihii*... -
bir kişinin tutulmasına neden olmak.
(bkz: tutulmak) -
yosun tutmak, pas tutmak, kir tutmak, leke tutmak, kireç tutmak gibi kullanımlarında -lenmek, -lanmak anlamını yükler. paslanmak, kireçlenmek gibi.
araba, uçak, deniz tutması kullanımlarında bu araçlarla seyahatin gebe kadın etkisi yaptığı anlamını taşır.
ayriyeten (bkz: dilek tutmak), (bkz: kin tutmak), (bkz: karın tutması) -
yas tutmak, oruç tutmak, kan tutmak , yaşın tutması fiillerinde tamamen ilk anlamını yitirmiş, bi yardımcı fiile dönüşmüştür
-
''ele geçtikten sonra elde tutulması kolay şeyler önemsizdir : örneğin para. çalışmakla çok zor geçer.
ele geçtikten sonra elde tutulması zor olan şeyler önemlidir. örneğin ün. çalışmakla çok kolay geçer.''
özdemir asaf
yuvarlağın köşeleri -
(bkz: tutamak)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap