ulubatlı hasan

• türk tarihinin terminator 2'sidir ulubatlı hasan... bilmem nerenin ulubat'ından gelip sawaşa katılmış, taşıdığı sancağı ne pahasına olursa olsun, bizans surlarına dikmiştir...
  
  sancak kendisindeyken, kolundan,bacağından, ensesinden oklar yediği, üzerine köpek kışkılandığı, gururuna çok dokunan laflarla karşı karşıya kaldığı halde sancağı elinden bırakmaması, tüm iman gücüyle, sancağı dikip sonra şehit olması efsanesi wardır.
  (bkz: turkun gucu), (bkz: iman kudreti), (bkz: kopek kiskilamak).
• "ulubatlı hasan, bir elinde kalkan öteki elinde kılıcıyla merdivenlere tırmanmış, kalkanı başına siper yaparak surların üzerine ayak basmış, otuz kadar arkadaşı kendisini izlemişti. bizanslılar, attıkları ok ve taşlarla arkadaşlarından on sekizini şehit etmişler, hasan yaralanmasına rağmen sur üzerinde kalmış ve aşağıdan yukarı çıkan arkadaşlarının surlar üzerine yerleşmesine yardım etmiş fakat atılan büyük bir taşın rastlaması sonucu surlardan düşerek şehit olmuştur."
  
  (bkz: konstantiniye düştü)
• (bkz: ulubatli souness)
  (bkz: graeme souness)
• bahcelievlerde adının verildiği bir de cadde mevcuttur.
• (bkz: ulubatlı hasan ilkokulu)
• (bkz: ulubatlı hasan anadolu lisesi)
• (bkz: #914014)
• tarihi övünme mayası yapan, ibret almak ders çıkarmak yerine sanal kahramanlar üzerinden ötekine karşı üstünlük misyonu elde etmeye çalışan guruhun yarattığı şehir efsanesidir. oysa ilkokul yıllarında ne çok severdik kendisini, bayrağı dikişi falan. bilemezdik ki popüler milliyetçiliğin değirmenine su taşımak için uydurulduğunu.
• bizans tarihçisi phrantzes'in anlatışına göre, türklerin 29 mayıs salı günü sabaha karşı edirnekapı ile topkapı arasında umumi bir hücüm başlattıklarını ve savunmanın temel direği olan venedikli general giustiniani’nin yaralanıp cepheyi terketmesi üzerine türk askerlerin heyecana gelmesi ve fatih’den gelen topkapı surlarına tırmanılması emrinin alınmasıyla birlikte ulubatlı hasan isimli küçük rütbeli ve genç bir asker veya subay, maiyyetindeki 30 askerle beraber, osmanlı bayrağını surlara dikmişlerdir.
  
  olayın türk kaynaklarındaki yorumu ise şöyledir:
  
  ulubatlı hasan, istanbul fethedilirken surlara ilk önce çıkan ve türk bayrağını surların üzerine ilk diken askerdir.otuz kadar arkadaşıyla beraber topkapı surlarına tırmanmıştır.
  
  onsekiz arkadaşı çıkmaya çalışırken şehit düşmüş,en yüksek yere çıktığı zaman da takımında yalnız o kalmıştır.
  
  bayrağı dikmeyi başarmış ancak ne var ki, ilk önce bacağının dizden aşağısını vücudundan ayıran kılıç darbeleri, bizans askerlerinin taş ve ok yağmuru onu şehit etmiştir.
  (bkz: http://tr.wikipedia.org/wiki/ulubatlı_hasan)
• tarihimizdeki halk kahramanlarından seyit onbaşı ve nene hatun'un aksine gerçek olup olmadığı muallakta kalan bir şahsiyettir. ulubatlı hasan, aslında çözümü tarihçilere bırakılması gereken bir meseledir^*. buna rağmen bursa havalisinde ulubatlı hasan artık geri dönüşü olmayacak bir şekilde sevilmiş ve benimsenmiş durumda. mesela karacabey tarafına gidip, "yoook böyle bi adam" diye konuşanı oracıkta linç ederler, derisini yüzerler, ebesini bellerler.. insanlar arasında mayısın sonunda yağan yağmurlar hep hayra yorulur. "hasan dedenin gözyaşları" olarak bilinen bu yağışlar berekettir. ortalığı sel götürse kimsenin konuşmaya hakkı olmaz. şahsın yaşadığı rivayet edilen uluabat beldesinde yaptırılmış bir ulubatlı hasan anıtı vardır. biraz içeri yapıldığı için, köyün ortasından geçen bursa-izmir karayolundan bakıldığında yakın zamana kadar bu anıt görülmüyordu. daha iyi görülsün diye önündeki binalar yıktırılmıştır. duble yol yapımı buna bahane olmuştur..