uykucu

• $irinler cizgi filmindeki karakterlerden biri.
  (bkz: sirinler)
• uyku satan shahıs ... uykucu geldi aaanıııımmmmm diye bagırır
• (bkz: 14 saat uykudan sonra hala uykusu olmak)
• pamuk prenses'ten bir cüce modeli.
• (bkz: dana)
  (bkz: tembel)
• gerceklerden kacmak icin careyi uyumakta bulan, rüyalara sıgınan insan.
• (bkz: böyle bir yazar aslında yok)
• oyuncak bebek gibi yatay duruma geçince gözlerini kapayan hayvanlar için de kullanılır.
• esasen uykusuz kişinin aynısıdır (uzun vadede düşünüldüğünde. parantez içinde düşünürken...), zira doymak bilmez.
• " şimdi ben, konudan konuya atlayıp, bir uyku savunusu yapmak istiyorum. cézanne'ın tablolarının olağanüstü bir biçimde uykuda olduklarını düşünüyorum. büyük sanat yapıtları çok güçlü bir biçimde uyurlar. ben de, mutlak öznellik konusunda günden güne çılgınlaşan bu toplumda kendim için yeni bir meslek uyduracağım: uykucu.
  
  bunun senin gibi bir mimarı ilgilendireceğini düşünüyorum, çünkü ben bir müze uykucusu ya da resim uykucusu olmak konusunda gönüllüyüm. katedral, kilise, konser salonu, tiyatro, bahçe vb. uykucusu da olabilirim. kent uykucusu. bir mimar, bana, son derece yeni bir bakış açısıyla, bir odanın, bir koridorun, merdivenin, banyonun, oturma odasının, eskiden yemek odası denilen odanın, tuvaletlerin vb. ne olduğunu söyleyebilecek kişidir. tuvaletler deyince bacon'ı anımsamak gerek, çünkü resim tarihine lavaboyu, kusmayı ve helayı sokan odur. sonra, bir sokak, bir mahalle, beklenmedik bir koy, su, ışık, gökyüzü, güzel uyuyan bir şeyler. gösterinin dışında uyuyan şeyler. kayıp zamanı bulmak için. proust'un yapıtı da uykuyla başlar. ama onun kadar uyanık başka bir yapıt yoktur, o ayrı. büyük bir mimardı proust, işe yatağından başlamıştı. "
  
  ^*