vurdurmak

• argo'da siktirmek..
  
  - abi vurduruyormu$sun ehe ehe
  - yarragini bacini sikerim senin orospu evladi!!!?
  - hikmet bas gaza bas!
• arabamızın aküsü, motoru çalıştıramayacak kadar azaldıysa uyguladığımız teknik. araba boşa alınır, kontak açılır, araba itilir, iticiler hafiften koşmaya başladığında vites 2ye alınır, azcık gaz verilir ve şanslıysak motorumuz canlanır. akümüzün kendini toparlaması için motorumuzu kulak memesi kıvamına gelene kadar çalışır vaziyette bekletirsek iyi olur.
  tikkat: vurdurmak istiyosak, arabamızı satın alırken karbüratörlü olmasına özen göstermeliyiz, aksi takdirde (bkz: enjeksiyon) hem kendimizi, hem arabamızı üzeriz.
• örnek vermek isterim geçen şirketin arabasının aküsünü bitirdim ve vurdurmak gerekiyordu okulun dekan şöförüne siz daha iyi biliyorsunuzdur dedim ve direksiyona geçti ve vurdurdu:) ancak ne kladar vurdurduysa da çalışmadı araba ve biz diğer araçtan elektrik transfer ettik bir avuç.
• yeni alınan lastiklere yapılması gereken eylem. lastiğin ömrünü uzatacağı gibi arabayla olan uyumunun ne derece iyi olduğu da gözlenebilir.
• adını bile yanlış vurgulayan kişilerin (bkz: motoru vurdurtmak) eyleme geçmeden önce düşünmelerine neden olan olay.
• dövme için kullanılabilen fiil
• iğne olmak anlamında da kullanılan fiil.
• karşılıksız çıkan çeklerin arkasını yazdırmakla aynı anlama geliyor. yalnız arkasını yazdırmak yerine, vurdurmak deyimini kullanan kişiler herhalde bankadan, çekten çok sıkılmış olacaklar ki, takım elbiseli hayatlarında bir renk, bir eğlence olsun istemişler.
  -hede bey, çekiniz karşılıksız çıktı ne yapalım?
  -vurdurmak istiyorum.
  -murtazcan abi, beyfendi vurdurmak istiyormuş ilgilenirmisiniz lütfen
  -ama..
  -yaa
• elektrik enerjisiyle çalışmayan bir arabanın, insan enerjisiyle çalıştırılması... eş, dost, veya yoldan geçen bir iki vatandaş arabayı iterken ikinci vitese alınmış araba marş yapılmak suretiyle çalıştırılır...
• sertab'ın konuyla ilgili bir şarkısı var.. (bkz: vurdurma vur yüreğim vur)