67 entry daha
  • bu konu yeni başlayanlar için almanya başlığında incelense de herhangi bir ülke veya şehir için -yaşadığımız ülke dahil- benzer şeyleri söylemek bir kılavuz yazmak mümkündür diye düşünmekteyim. her ne kadar kaldığım alman şehirlerinin sayısı bir elin parmaklarını geçmese ve güney ağırlıklı olsa da "alman kentleri birbirinin aynısıdır." önermesi ile hareket etmekteyim.

    önce sözlüğü okuyun. aaah ah biz giderken sözlük mü vardı.* okurken birinin yazdığına göre hareket etmeyin çünkü birinin kaçırdığını diğeri bulacaktır elbet. önce okuyarak daha sonra dinleyerek sonra da yaşayarak öğrenin, en risksiz olanı budur. ilk iki maddeyi geçtikten sonra yaşamaktan çekinmeyin. en riskliyi istiyorsanız sondan başa doğru gidin. gerekirse risk de alın gidip de yapmadık bişey bırakmayın.

    şuna buna şaşırmayın diyenleri boşverin, şaşırın tabii ki, soğuk denilen almanların size selam verenleri görünce önce şaşırın ama siz de selam verin. ama şaşırmakla kalmayın anlayın. alman mantığı nedir öğrenin, hiltinin ürettiği matkap uçlarından yüzlercesini neden defolu diye ayırıp piyasaya sürmediğini anlamaya çalışın. toplum düzenini kolluk kuvetlerinden çok toplumun kendisinin ve bireylerin otokontrolünün koruduğunu görün. almanları tanıyın kültür ve medeniyetlerinin ne demek olduğunu anlamaya çalışın. bunu yaparken kendi kültürünüzü de aklınızdan ayırmayın ve küçük görmeyin. özünüze sadık kalın gerektiğinde.

    gittiğiniz şehirden bağımsız olarak şunu yapın: hauptbahnhof'a gidin -her yol oraya çıkar- oradan ya da hemen bitişiğindeki turizm bürosundan şehir haritası ve metro planı alıp oradan şehri kağıt üzerinde öğrenmeye çalışın. merkeziniz hauptbahnhof olsun. daha da iyisi bunu gitmeden önce internetten yapın. metro planı sizin gözünüzü korkutmasın s-bahn- u-bahn ayrımına gerek yok yolunuza gidin. yalnız şehirlerarası trenlere binerken dikkat edin her durakta durmazlar. metro ve tren için herkes gibi (hemen hemen herkes) bilet alın o bileti belki aylarca hiç göstermeyeceksiniz ama yine de alın. turnike olmadığından metroya serbestçe giriliyor sanıp da (!) bilet almadıysnız kontrollerin artığını bilin ve kırmızı berelilerden uzak durun. s-bahn ve otobüslerde ve ufak yerlerde kontrollerin pek olmaması sizi biletsiz yolcu yapmasın. ulaşım ücreti herkesin kendi kontrolüne bırakıldığından kendi kontrolünüzü yapın, medeni olduğunuzu en azından kendinize ispat etmeye çalışın. tabii bunu yaparken indirimden vs yararlanın haftasonu (wochenende) bileti alın, toplu/haftalık/aylık bilet alın vs. tamam siz adam olmassınız o da mı pahalıya geldi gidin bisiklet alın, uzun kalacaksanız aşağıda yazacağım gibi telefonun yanında beleş bisiklet alın, veya 30-40 euro ya 2. el bisiklet alın sonra satarsınız. nasıl olsa bisiklet yolları var ve yollar düzdür.

    pasaportunuzu yanınızdan ayırmayın.

    ingilizce işinizi her zaman görmeyebilir, gitmeden önce almanca öğrenin ki iletişime girebilesiniz.
    türklerle dayanışma içinde olun ama bulabilirseniz almanlarla iletişimde bulunmaya arkadaşlık kurmaya gayret edin. rusların tekin olmadığını, hindu-pakilerin işe yaramadıklarını, ortadoğuluların köle gibi çalıştırıldıklarını, balkan ülkelerindekilerin ve akdeniz insanının türklere benzediklerini, türkün türkden başka dostu olmadığını bilin.

    döner de yiyin ama alman yemekleri de yemeyi deneyin. almanyada dönerin dana ya da hindi etinden türkler tarafından yapıldığını bilin.
    değişik lokantalara gidin yunan, italyan lokantaları çoğu zaman bize yakındır.

    domuz ürünlerine karşı çok hassassanız menüyü iyice okuyun veya garsona sorun. paket ürünlerde içindekileri iyice okuyun mutlaka açıklama vardır. aşağıdaki acil durum formülünü bunun için de kullanabilirsiniz.

    deniz ürünü-balık yemelisiniz. eğer anadolu dan geldiyseniz tazeliği etkileyebilir sizi.

    sade yoğurt bulmak çok zor değil ama meyveli yoğurdu tatlı niyetine tüketin.

    su isterseniz gazlı su geleceğini bilin, gazsız istiyorsanız özellikle belirtin.

    aç kaldıysanız ve gidecek bir yer bulamadıysanız yapılacaklar sırasıyla şunlardır: dönerci bulun, olmadı pizzacı bulun, olmadı mc donalds'a gidin, olmadı huptbahnof'a gidin burası hakkında pek çok şey yazılabilir ama bura ve yakınlarında şehrin diğer yerlerinden daha temkinli olmakta fayda olduğunu hatırlatayım.

    pek çok ilginç-tuhaf-karşılaşmadığınız şeyle karşılaşabilirsiniz bu gibi bir durumda şu acil durum formülünü* kullanın:
    sırasıyla inceleyin, düşünün, en son sorun. en risksiz olanı budur. ilk iki maddeyi geçtikten sonra sormaktan çekinmeyin. en riskliyi istiyorsanız sondan başa doğru gidin.

    misal1: trende yanınıza 3 kişi oturdu ve omuzlarında evcil hayvanları var.
    önce inceleyin bu evcil hayvanın bir fare olması sizi derin bir düşünceye sevk edebilir, bu durumda insanları tekrar inceleyip soru sorma kısmını geçebilirsiniz. işlemi tersten yaparsanız inceleme kısmında fareyi elinizde bulabilirsiniz.

    misal2: tuvaletten çıktınız ve elinizi yıkayacakken pek karşılaşmadığınız aparatlar karşınızda, önce inceleyin kullanmadan önce düşünün nasıl çalıştığını hala anlayamadıysanız tekrar inceleyip sorun, yoksa bir ortadoğulunun yaptığı gibi üzerinize sabun sıçratabilirsiniz.

    misal3: markete girdiniz ve elinizde dışarıdan getirdiğiniz çanta var. önce inceleyin girişi, eşya kutularını bulunca düşünün nasıl çalıştığını, tekrar inceleyip düşünün, eğer madeni para ile çalıştığını anlamadıysanız, veya paranın depozito olarak verildiğinden şüpheniz varsa birine sorun. bu sistemi alışveriş arabası alırken tekrarladığınızda sorma kısmına gelmeden önce hatırlama-bağdaşım kurmayı deneyin.

    misal4: bir klüptesiniz ve telefon çekmemesi birini karşılama gibi bir nedenle dışarı çıkmanız gerekiyor. önce inceleyin çıkanlar ne yapar, sonra düşünün çıkınca geri alacaklar da nasıl. yine inceleyin insanlar bileğini gösterip giriyor ama bilekleri de boş. eğer hala bileğe basılan stempel'i görmediyseniz sorun. çünkü -eskiden bildiğimiz siyah damga basarlarken- şimdilerde morötesinde görülen o klube ait bir işareti bileğinize basıyorlar.

    misal5: bir diskodasınız ve girişte size oyuncak bir dolar verildi. bu ne kardeşim diye atmayın. bu durumda da yukarıdaki acil durum formülünü kullanın. doları mekana göre değişik şekillerde kullanabilirsiniz.

    örnekler çoğaltılabilir ama burada esas olan fikirdir.

    birşeyler satın alın.
    birşeyler satın alırken yukarıdaki prosedürde 2. sıraya karşılaştırın maddesini eklemeyi unutmayın çünkü dönünce türkiye'de daha ucuza bulabilirsiniz. tabii buradaki birşeyler de çok önemli ne kadar süreyle kalıyorsunuz, 2 yıl mı hemen bir cep telefonu alın. 0 (sıfır) euro ya yanında bisiklet veren telefonları 2 yıllık sözleşme ile alın. kısa süreyle mi kalıyorsanız dijital fotoğraf makinası, kamera, mp3 çalar vs gibi elektronik eşyaları alın. ama karşılaştırma yapabilmek için almanya'ya gelmeden önceden hazırlanmanızda fayda var. türk marketlerine gidin ama alman marketlerine de uğrayın kaufhof, conrad, mediamarkt, aldi vs dolaşın. bazen gerçek indirimlerle karşılaşabilirsiniz. bazen de gerçek indirimlerde malın bittiğini görebilirsiniz. dönüşte de aldiden çikolata alın.
    alışverişte iyi araştırın bir malı aldınız, 2 gün sonra fiyatı inmiş. türk usulü küfretmeyin şansınıza. alman usulü yapın, 1 hafta içinde gidip aradaki farkı alın. tax-free işlemi yaptırmayı unutmayın.

    şunu uygulayın: hafta içi çalışın hafta sonu eğlenin.
    küçük bir kasabada dahi olsanız kasabanın hemen dışında mutlaka eğlenecek mekan vardır. cuma öğleyin erken paydos için hafta içi çalışın, esnek saati sayesinde cuma paydos edip gıda alışverişinizi yapın sonra tabiri caizse ortamlara akın*. gerekirse acil durum formülünü kullanın (incele-düşün-sor). ama burada bir bilen ile gitmek en iyisidir. formülü bu gibi durumda uygulamak kolay olmayabilir. ama ben giderim diyorsanız inceleme kısmını iyi yapın, gideceğiniz yerin kurallarını bilin, bazı mekanlar için auslander olmak içeri alınmamak için yeterli bir neden olabilir, bazı mekanlarda ise bu hiçbir sorun teşkil etmez.

    18 yaşın altındakilerin bira dışında alkollü içki içemeyeceklerini bilin, belki de bazı şartlarda içmesi yasak. aynı zamanda 18 yaş altındakilerin velayetlerini birinin alması gerektiğini unutmayın.

    traş olup gidin. kuaförleri bilmem ama berberlerin güzel olmaları dışında bir hünerleri yoktur.

    bir de almanyada nerede kalınır? bildiğim ihtimaller şunlar:

    bir akrabanızda kalmak (bonus: bir akrabanızda onlar yokken kalmak)
    bir almanın evinde kalmak (bonus: bir almanın evinde ev ahalisi de varken kalmak)
    otel, pansiyonda kalmak (bonus: mutfaklı)
    yurtta kalmak
    kiraladığınız evde kalmak

    bunlardan en ilginci 2. maddedir. bu evlerinde çocuk bakıcılığı vb. gibi nedenle kalmak olabildiği gibi hannover gibi fuar kentlerinde şehrin en büyük fuarında* otel bulmak imkansıza yaklaştığından kiralanan evde ücreti mukabilinde de olabilir. sırf bu madde için bile bir külliyat dolduracak kadar * yazılabilir.

    son olarak da türkiye'ye dönmeyi unutmayın.
  • almanyada trafik kurallarına harfi harfine uymanın hem bir zorunluluk hem de görgü kuralı olduğu aklınızdan çıkmasın.
    bu itibarla, ister yaya olun ister sürücü;
    taşıt yolunda taşıtların, bisiklet yolunda bisikletlerin, yaya geçidinde ve yaya yolu olan kaldırımda(!) yayaların öncelikli olduğunu unutmayın.

    (bkz: yaya geçidi/@exponential)
201 entry daha
hesabın var mı? giriş yap