• üsküdardaki valide camii'nin genel söylenişi. genelde yeni cami ile karışır. yeni cami ismine tezat şekilde 350 yıllık olduğundan ve hemen her padişaha bir de valide verildiğinden valide camileri, köşkleri bağları heisenberg kompensatörüne ihtiyaç duyarlar.

    genel kullanım açısından şu iddia edilebilir; eğer yeni cami veya valide camii deniyorsa büyük ihtimalle eminönü'ndeki yeni cami kastediliyordur, yeni valide camii ise üsküdarı betimler.

    bu arada üsküdardaki sinanın öğrencilerince yapılmıştır, 8'gendir, aşağı yukarı klasik osmanlı mimarisinin son yetkin eserlerindendir, daha da ider aslında
  • uskudar meydanindaki arka bahcesindeki gulleriyle hatirladigim camii.
  • yap - işlet - devret modeli ile tahrib edilen camidir ...

    yeni valide camii imarethanesi, 10 yıllığına katibim lokantalarına verildi. lokantaya kapı lazım olunca da, 300 yıllık tarihi duvar 2 günde yerle bir edildi

    üsküdar meydanı'nda uzun süre harabe halinde duran, bir süre önce de özel bir şirketin depo olarak kullandığı 300 yıllık yeni valide camii külliyesi'ne ait imarethane, vakıflar genel müdürlüğü'nce onarım planı kapsamına alındı.
    imarethane, 'restore et, işlet, devret' modeliyle, 10 yıllığına katibim lokantalarına verildi. takiben, 400 bin ytl keşif bedeliyle ihaleye çıkan imarethane restorasyonu işini, bilgen inşaat elektrik otomotiv ile melikoğlu inşaat gıda otopark şirketleri aldı. kontrolörlüğü de, vakıflar bölge müdürlüğü üstlendi.

    yıkım bitti, müdahale yolda
    restorasyon dahilinde, önce beton kaplı kubbeler temizlendi. ardından, imarathanenin üsküdar meydanı'na bakan dış duvarına kapı açılmak istendi. beton kırma makineleriyle işe başlayan 2 işçi, 300 yıllık tarihi duvarı 2 günde yerle bir etti.
    istanbul vakıflar bölge müdürlüğü'nden bir yetkili, durumdan haberleri olmadığını savunarak, "koruma kurulu'ndan geçen projede oraya yeni bir kapı açma durumu yok. zaten yan sokağa açılan bir kapısı var. duruma müdahale edeceğiz" dedi.

    ticari yaklaşım tahribatı

    arkeoloji ve arkeologlar derneği istanbul şube başkanı doç. dr. sevil gülçur, "kurul metro kazılarındaki tarihi eserleri de kaldırttı. dava açtık. özgün mimariye dokunmak suçtur" dedi. istanbul kent mimarisi uzmanı doç. dr. gül akdeniz de, "orası çok özgün bir mimariydi. taşın şekli, harcın rengi bile çok önemli. hiçbir zaman orijinalini tutmuyor. ticari amaçlı yaklaşımlar sürekli tahribata yol açıyor" diye konuştu.
  • hakimiyet i milliye caddesi üzerindedir. sınırları içinde vakıflar zeytini ve zeytinyağı satan bir dükkan da vardır
  • cedid valide camisi olarak da bilinen bu camii üsküdarın eski mahallelerinden gülfun hatun mahallesi'nde üsküdar çarşısına uzanan dar bir yol kıvrımında yer alır.
  • adı "emetullah râbi'a gülnûş valide sultan camii" olan esere halk tarafından verilen isimdir. cami üsküdar'ın "eski valide" anlamındaki atik valide semtinde bulunan "nurbanu sultan camii"nden sonra yapıldığı için "yeni valide" anlamında "valide-i cedid camii" adıyla ünlenmiştir.

    beni bu entry'i yazmaya zorlayan asıl nedene gelince...
    caminin mimarisinde birçokları tarafından gözden kaçırılan bir ayrıntıyı ilk defa burada ifşa ediyorum efendim.
    cami şadırvanı, emsalleri arasında penceresi pimapen olan tarihteki tek şadırvandır. şaşırdınız değil mi?

    efendim bilenler bilir, caminin iç avlusuna girdiğinizde taş işlemeciliğinin güzide örneklerinden etkileyici bir şadırvan karşılar sizi. işbu şadırvanın pencerelerini örten ve şık motifllerle bezeli demir parmaklıklarından biri kesilmiştir. kesilen parmaklığa biraz dikkatli baktığınızda demir parmaklık yerinde parıldayan fil dişi beyazlığındaki pimapeni görebilirsiniz. ilk bakışta herkesin dikkatini çekmeyen bu eklektik görünümü biraz eşyanın ruhuna aşina mütecessis ve vukufiyet sahibi gözler hemen yakalayacaktır. kudüs'teki mescid-i aksa camii ile süleyman mabedi'nden binbir zahmetle getirtilen pimaş malzemeyle birlikte caminin dokusuna işlemiş bu "muhafazakar demokrat" havanın ortama kazandırdığı uhrevi atmosferi yaşamalısınız. bu seyir zevkini kaçırmayın derim.

    istanbul'da yaşamayan sözlükçülere caps:

    http://zvte.files.wordpress.com/…amii-sadirvani.jpg
  • garip bir şekilde ramazan bayramı namazı hutbesinde, atatürk ve silah arkadaşlarını ağzına almayıp, bugün kutladığımız 30 ağustos zafer bayramımızdan bile bahsetmediği imam ve vaizlere sahip camiidir.
    (bkz: yazıklar olsun)
  • restorasyondan sonra yeniden açılmış üsküdar mihrimah sultan camii'nin komşusu. caminin kubbesindeki kahve tonlarındaki işlemeler, tanıtıcı levhaların güzelliği, arapça dinî motifler pek dikkate şayan. avluda abdest alma yerleri dışında, caminin iç avlusundaki şadırvan narin narin durur. kırmızı halılar, külliyedeki atlas gibidir. beş kapıdan girilmektedir...
  • bahçesindeki çınarların, mutlaka gidilip yerinde görülmesi gereken camidir.

    yolunuz düşmese bile bu caminin avlusundaki ulu çınarları görmek için üsküdar'a gelin. hele bir tanesi var ki sanki göğü tutmuş, dallarının her biri ayrı bir ağaç büyüklüğünde.
  • tanpınar'ın huzur'unda "üsküdar'da hakiki kadın saltanatı var" diyerek adını geçirdiği yapılardan biridir. beş şehir'de ise bu nadide yapı şöyle anlatılır:

    --- alıntı ---

    ııı. ahmed'in annesi hatice gülnuş emetullah sultan için yaptırdığı üsküdar'daki çarşı içindeki cami -deniz tarafından gelirken görülen kısmı bir tarafa bırakılırsa- bulunduğu yerden şehre bir şey ilave etmez, onu sevmek için yakından, olduğu yerde, yapıldığı sarsıntılı devrin hususi güzelliği ile, dalında bir gül gibi parıldar görmek lazımdır. /.../ valide-i cedidin ısıtmaktan ziyade eşyayı süsleyen, dokunduğu her şeyi altın gurbet renkleriyle giydirip mahzun bir saltanat yapan bir akşam güneşi gibi zarif ve zengin bir hissîliği vardır. bu hissîlik bilhassa, -bazı kabuklu meyvalar gibi- çok iyi döşenmiş, içinde ve dış avludan girer girmez insanı yakalayan dağılmış gül bahçesi havasında elle tutulacak kadar açıktır. /.../
    bu sonbahar yine gittim. cami tenha idi. birkaç lambanın binayı doldurmayan, fakat gölgeleri iyice besleyen ışığı altında, bütün yaldızlar ve mermerler, yabancı remizler, uzak dünyalardan sadece korku getiren esrarlı işaretler gibi parlıyorlardı. /.../
    fakat çıktığım aydınlık artık demin geldiğim aydınlık değildi. mekândan ziyade zamana ait, onunla konuşan ellerle açıldığı için çok ayrı bir dünyaya çıkmış gibi oldum. belki de sırf bu yüzden camiin hakiki muasırları adeta etrafımda idiler.
    --- alıntı ---
hesabın var mı? giriş yap