*

  • şener şen, çıplak vatandaş'ta o iki kelimeyle durumumuzu aklımızdan çıkmayacasına anlatmıştı: yetmedi yetiremedim. orada çalışmamızın özel, toplumsal, ailevi ihtiyaçlarımıza nasıl da yetmediği ifade ediliyordu belki.

    bugün ben, başımda patronu müdürü olmamasına rağmen sabahtan akşama, hatta yatıya kadar iki kelime daha ekliyorum beynimden bunlara: yetmedim yetişemedim. ben mi eksiğim? işler mi çok? neden yapamıyorum, işler neden zamanında yetişmiyor, neden yaptığım işe rağmen doyum hissetmiyorum, bunun yerine başarısız olduğunu, beğenilmediğimi hissediyorum? başka bir şey mi giymeliyim, başka şeyler mi yemeliyim, nasıl yetişecek, nasıl yapılacak bütün bunlar?

    o gün, çalışma hayatı özel hayatımıza denk gelmiyor, daralıyoruz, bunalıyoruz, küçülüyoruz derdik. şimdi o kadar sıkışmış ve küçüğüz ki iş yaşantısına yetemiyoruz, yetişemiyoruz. şimdi suçlanacak bir eş, akraba, hükümet, toplum bile yok. yetmemekten, yetirememekten dolayı kendimizi suçluyoruz: yetmedim, yetişemedim, dolayısıyla yetmedi, yetiremedim.

    ne diycem, işte bunlar üzerine bir çalıştay var bu pazar çalıştay: yet(iş)emiyorum facebook etkinliği var. belki bu kadar daralmamız, daraltılmamız üzerine hep beraber konuşmak iyi gelir.
  • mr jones 1993 yılında şöyle dedi:
    -ı can't stop the sadness.

    böyleyken böyle.
hesabın var mı? giriş yap