hesabın var mı? giriş yap

  • "program files klasörünün altına kurulmayı istemeyen artist programlar"'dır aslı, elli harf diyetiyle yukarıda gördüğünüz hali almışlardır.

    neyse efendim. program kurcaksınızdır. bulursunuz setup dosyasını, enter'a basmak veya tıktıklamak suretiyle başlatırsınız kurulumunuzu. eh bir ara nereye kurulacağını soracaktır program, ve size de default bir değer verecektir. işte artist program ile efendi program arasındaki ayrım bu noktada yapılır.

    efendi program, "c:\program files\halimsalim" gibi bir değer taşıyor olacaktır, kanaatimce normal olanı da budur.

    kendini fasulye gibi nimetten sanan program ise "c:\neyintursusu\pancar" gibi bir değer seçecektir. yani kendini direk c: 'nin altına install ettirecek kadar değerli görmektedir paşa beyimiz. (bkz: bak sen)

    iyice tozutmuş programlar ise
    "c:\harikaprogramlar\gelbizekatilbize\yarraaamiyeooo\robdosambr\"
    gibi klasör değerleri atarlar kendilerine ki, deli ederler, cin ederler adamı.

    kimsin olm sen? artist misin? koskoca paint shop pro, internet explorer, kazaa vs vs bile efendi efendi program files'ın altına kurulurken, sen ne diye zirzopluk edersin? otur oturduğun yerde kırmiyim cd'ni.

  • action-war tarzında bir şey izleyemeyeceğiz. bunu filmin adı bile açıkça ortaya koyuyor. tarihi olarak dunkirk olayı almanlar tarafından kuşatılmış ingiliz yurtdışı orduları ve bir miktar fransız askerinin içinde olduğu büyük bir tahliye ve kurtarma harekatıdır. tarihin dönüm noktalarından biridir. bu olayı derinlemesine bilenler elbette filmin içeriğini az çok tahmin ediyordur ama bu biraz da yönetmene bağlı bir şey. işin içinde c. nolan varsa her şey olabilir.

    --- tarihi bilgi içerir ---
    alman orduları 10 mayıs 1940'da fransa, hollanda, belçika ve lüksemburg'a saldırarak ikinci dünya savaşındaki batı cephesini açar. bu öylesine müthiş tasarlanmış bir savaş stratejisidir ki 25 haziran tarihinde (45 gün içerisinde) fransa resmen teslim olur ve batı avrupa'nın işgali tamamlanır.

    magino hattı ile korunan fransız topraklarına almanlar birinci dünya savaşında olduğu gibi yine belçika üzerinden girerek görülmemiş bir hızda ilerlemiş, planın bir parçası olarak ordu iki kısma ayrılarak bir grup fransa'nın manş kıyılarına, diğer bir grup belçika ve hollanda kıyılarına ilerleyerek fransız ve ingiliz yurtışı ordularını kuşatmıştır. bkz: harita

    kuşatılan ordu fransa'yı koruyacak esas kuvvetleri barındırdığı için bu fransız ve ingiliz yüksek komutanlıkları için büyük bir şok olmuştur. kuşatılan müttefik ordusu kuşatmayı yarmak için çaba gösterse de almanlar gediğin açılmasına izin vermez ve savaşın kaybedileceğini anlayan ingilizler kuşatılan ordulara hızlıca dunkirk limanına doğru geri çekilme emri vermiştir. almanlar da müttefik ordularını imha etmek için hemen takibe geçse de bu noktada çok ilginç bir şey olur.

    alman batı orduları komutanı rundstedt imha için ilerleyen alman birliklerine dur emri vermiş (batı orduları grubuna dur emrini genelkurmay ya da onların da üstünde hitler vermiş) ingilizler de tahliye için büyük bir fırsat yakalamıştır. rundstedt wehrmacht'ı durdurmasaydı ingiliz ve fransız savaş gücü tamamen yok edilecekti.

    dur emri neden geldi? bu hala tartışılan ve anlam verilemeyen bir konudur. rundstedt ve hitler müttefikleri dunkirk'te kıstırana kadar alman ordusunun fazlasıyla kayıp verdiğini, tankların dunkirk istikametine doğru ilerleyen arazi için tehlikeli olabileceğini, zaten kapana kısılmış ve deniz yolu dışında hareket etmesi imkansız olan müttefik kuvvetlerini luftwaffe aracılığı ile imha edebilirdi. ayrıca alman yüksek karargahı hiç durmadan savaşan alman birliklerinin dinlenmesi ve moral depolaması için dunkirk'e göndermemiş olabilir. luftwaffe komutanı olan reichmarschall goering, dunkirk'te sıkışmış olan müttefikleri ordunun yardımı olmadan, sadece luftwaffe aracılığı ile imha edeceğine söz verir. böyle bir sözün verilmesi yürek ister. ancak goering luftwaffe'ye güveniyordur.

    savaşla birlikte başbakan olan w. churchill her türlü deniz aracının kuşatılmış müttefik kuvvetlerini alması emrini verir. o sırada ingiltere'de bulunan savaş gemilerinden, balıkçı teknelerine kadar tüm araçlar bu iş için mükemmel bir hızda toplatılır ve kurtarma operasyonu gerçekleşir. tahliye yaklaşık bir hafta boyunca devam eder. bir günde 10 bin - 60 bin arası asker ingiltere tahliye ettirilir. bu sırada luftwaffe de ingiliz donanmasını bombalasa da çok az kayıp verdirir. yaklaşık 350 bin asker dunkirk'ten ingiltere'deki dover limanına tahliye edilir. ingilizler bütün ekipmanı dunkirk'te bırakır ve almanlar bunların tamamını ele geçirir.

    filme gelecek olursak, tahliye sırasında luftwaffe'nin bombaladığı royal navy gemileri dışında pek bir aksiyon izleyeceğimizi zannetmiyorum.

    ha olur da film dunkirk öncesini konu alır da 10 mayıs'ta cephenin başlangıcı ve tahliye sonuna kadar işlenirse büyük bir aksiyon görebiliriz.

    edit: gelen ilk fragman filmle ilgili ilk tahminlerimi doğru çıkarmış gibi. zira fragmanda bir tahliye botunda bulunan ingiliz askerlerinin luftwaffe uçakları karşısındaki korkusunu izliyoruz. muhtemelen bunun devamında ortaya çıkacak raf uçaklarıyla birlikte nolan'ın yeteneğini de hesaba katarak mükemmele yakın it dalaşları ve stuka uçaklarının ingiliz gemilerine karşı pikelerini bol miktarda seyreceğiz gibi geliyor. ama yine de daha çok asker psikolojisinin üzerinde durulacağını düşünmekte ısrarcıyım.
    --- tarihi bilgi içerir ---

  • palahniuk'un türkiye'de sorgulanmasıyla taçlandırılması gereken olay. al getir chuck'ı buraya, sorgula, neymiş derdi öğrenelim bakalım:

    - nedir bu dövüş kulübü anlat bakalım çak efendi.

    - dövüş kulübünün ilk kuralı dövüş kulübü hakkında konuşmama...

    - kes lan it!!!! nerde bu külüp söyle!

    - teşvikiye caddesi yüzotuzbeş, gülbahar apartmanı a blok, kat 4: no :12.

  • binek otomobile 9 kişi binilince haliyle insanlar kucak kucağa otururlar, elemanlardan biri öndeki 2 koltuğun ortasında yarı oturur-yarı ayakta durmaktadır

    şöför: vay be, bu kadar ağırlığa rağmen 4. vitese takabildim
    ortada oturan: evet evet, ben de farkettim.

  • öğretmen olan babama dizinin konusunu anlattım. oldukça ilgisini çekti. derin derin düşünmeler başladı bir süre sonra, sıkça bir yerlere daldığını fark ettim. anladım ki bizim kurtun planları var. hayatın zorluğundan bahsetmeler, parasal sıkıntılardan yakınmalar...

    3 gün sonra müthiş bir fikirle geldi. kavanozlar, kazanlar alacağız derken yoğv biğç bile demiş olabilirim. ama işin özü salça yapacakmışız. %98 saflıkta yap bir de çanakkale domatesi kullan bari amk.

    hayatıma indirgediğim dizi.

  • şu rezil günlerde erimeye fırsat bulamayan iç yağlarıma ilaç gibi gelmiş olan bir fragmana sahip olan, can olan.

  • ek: özel mesajdan arkadaşlar videoyu koymamı istediler. eklemiş olalım.
    https://www.youtube.com/watch?v=0rfolozyg5q

    edit: öncelikle problemli motorcu, kendi eklediği 1. entry'yi silmiş.

    sonralıkla: güzel kardeşim o kadın zihinsel engelli olabilir, görme engelli olabilir ve yanlışlıkla yola atlamış olabilir, hepsini geçtim o kadın futbol topunun peşinden koşturan 3 yaşında bir çocuk da olabilir. her hatalı çıkış yapan yayayı ezeceksek, işimiz iş.

    kişiler sokağa çıkmak için ehliyet almazlar.
    ama siz o araçları kullanmak için ehliyet alırsınız. o ehliyeti almak demek, bu tip durumlardan sorumlu olmanız demek. o ehliyeti alırken yolda tehlike yaratmak dışında, yolda yaratılmış tehlikelere karşı araç kullandığınız müddetçe dikkatli olacağınızı da taahhüt ediyorsunuz. o araçta olduğunuz sürece siz sorumlusunuz.

    motorcu denen problemli videoyu 1000 defa da izleseniz o kadına çarpmadan gideceği 1000 farklı senaryo üretebilirdi. ama üretmedi. üretmiyorsa o ehliyeti almayacak, teyze gibi yayan gitmeyi sürdürecek. bu kadar basit.

    bu kadar ahmak ve aptal olmayın.
    o zaman siz motorunuzla kamyonların sağından kıvrılırken kamyon şoförü sizi sağ tarafa fırlattığında da ağlamayacaksınız. kabul?

    yine bir problemli motorcu içeren kazaya ait videodaki teyzedir.

    şu videoların birinde de şu motorcular haklı olsun ulan,
    birinde de siz haklı olun.

    dobloluların okumuşu motorcu oluyor bu ülkede.
    yemin ediyorum nokta farkları yok.

    gürültü ve trafik terörü dışında bir şey yaptıkları yok.

    edit: talepler üzerine yazıdaki bazı kelimeleri değiştirdim.

  • edirne'dir bana göre neden diye soracak olursanız; kardeşimi üniversite'ye yerleştiricez kayıt günü evi de halledelim dedik emlakçıları dolaştık (pek iyi namları yok evrensel olarak) bu daireler size uygun değil şu bölgeye gidin diyen mi dersiniz numaramızı alıp bizim için alternatif oluşturan mı dersiniz oldu. sokaklarda daire ararken berbere girdik 3 kişi, sorduk " boş daire var mi " diye 2 saat muhabbet ettik çay eşliğinde zaman bitti. tabi bizim de trakyalı olmamızın etkisi olmuş olabilir.