528 entry daha
  • sözlük'ün geldiği durumun resmini çeken netflix projesi... hislerimi şuraya yazmıştım; (bkz: #163826585)

    adam hayatının en acı noktalarını önce tiyatro sahnesine sonra netflix üzerinden genele açmış ama bazı tipler gelip başlığına hala ''trans var, sjwi woke, netflix aile yi yok edecek'' falan yazıyor...

    homofobinin düşük zek belirtisi olduğunu buradan anlayabilirsiniz... herifin başına neler geliyor ama bu salak tipler gidip dizideki trans bireye takılmış...

    amk herifin hayatı lan bunlar, yaşanmış şeyler yani.
  • ben bu donny denyosunu hiç sevemedim.

    --- spoiler ---

    herkes aynı şekilde hissetmemiş olabilir tabii ama bence eleman resmen deli kadından faydalanmış. bu bana çok tuhaf geldi. bir de bazı ucu açık yerler var. o mesajı kuzenim yazmış knk:s minvalinde kısımları da hiç inandırıcı bulmadım. polise he ben yazdım onu diyecek hali yok sonuçta. sanki akli dengesi yerinde olmayan bir kadını biraz umutlandırıp kullanıp dalga geçip sonra daralınca şikayet etmiş gibi. kadın zaten hiç iyi değil. normal şartlarda öyle birini etrafında görsen altına yaparsın. acımış da şikayet etmemiş falan filan. sona doğru da iyice zırıl zırıl ağlayıp anlattıklarını desteklemeye çalışmış ama bana pek geçmedi o hikaye valla. genel olarak tutarsız bi herif gibi zaten.

    --- spoiler ---
  • başrol donny aynı zamanda dizinin senaristi ve yönetmeni. diziyi daha da çarpıcı yapan bu dizinin bir otobiyografi olması.
  • (bkz: vakit kaybı)
  • kısa sürede izleyip bitirdiğim dizi.

    --- spoiler ---

    anlamlı bulduğum bir dizi oldu. içinde, komplike bir şekilde birbirine bağlı zincirlemeler var. ancak şunu netleştirelim; her ne kadar sanat, stand-up, müzik gibi uğraşlar, en azından ilk başta bir meslek sayılamayacak ve hobi olarak hayatınızda yer alması gereken uğraşlar olsalar da kötü zincirlemeyi başlatan en önemli kırılma, donny'nin darrien'la iletişimi derinleştirmesinde başlıyor. kişi önce kendini tanımalı; yaptığı salak saçma gösteriler bir halta benzemiyor. tamam, yine saçmala ama bunu en azından ciddiye alarak yapma, dibe vuruş ciddiye alma noktasında başlıyor.

    partide kimse seni iplemezken bir anda darrien beliriyor. bu adam avcı, bu net. ortaya konu olarak attığı şeylerse seni elde etmek ve yakınlaşmak için yem ve bahane. bunun yanında geri kalan her şey teferruat ve önemsiz. senaryo yazmalar, planlamalar, çalışmalar; hepsi bahane. yani bu oyun eski ve bayat değil mi? gerçekten bir anda beliren ve yarattığı konularla iletişim kurarak zihninde önceden belirlediği amaca doğru kararlıca yürüyen biri, karşıdan bakıldığında o kadar mı amaçsız ve doğal duruyor? ya da karşıdaki kişi salağa mı yatıyor veya gerçekten mi salak? darrien elinde bira ile belirdiği anda donny'e ilgisi de belliydi. donny o kadar mı anlamıyor ki, adamın evine gidiyor, üstüne bir de uyuşturucu kullanıyor, yan yana yatmalar falan? o kadar boş vermişsen boş ver, boş vermemişsen önlem al. ne olacağını bekliyordun? bana göre en başından beri darrien'a ilgi duyuyor ama darrien'ın yaklaşımı yanlış. objeleştirerek yaklaşıyor, iş tecavüze kadar varıyor.

    diğer konu, zincirleme aynı umarsızlıkla devam ediyor. martha geliyor, önemli ölçüde loser ve saplantılı biri ama seninle ilgilendiği belli; senin de onunla ilgilendiğin intibasını defalarca vererek bir şey inşa etme? özel biri diye bir şey yok; kişiler, hayallerindeki karakteri karşılarındaki insana yüklerler. (bu dizide bu detay geçiyor muydu, hatırlamıyorum.) her insan benzer oranda basit, kaybolmuş, anlayamaz ve çabalar durumda. ve boşluğuna denk geldiğinde bir tür tetiklenme olması olası, akışta da bu oluyor. kadın zaten manyak, bu belli olduğu için ilk başta uzak durman lazım zaten ama hadi durmuyorsun, neden iletişimi ilerletiyorsun?

    donny'nin baştan kontrol etmesi gerektiğini düşündüğüm bu iki durum dışında beni rahatsız eden bir şey olmadı ve konu akıcı bir şekilde ilerliyor. zaten bu iki durum da konuyu oluşturan ana dinamikler; donny'nin kafa karışıklığı hikayenin ana faktörü.

    çıkarılacak sonuç: bir şekilde yanlış yola girdiysen asla akışına bırakma.

    --- spoiler ---
  • cok rahatsiz edici bir dizi. ayni zamanda ozgun. bence bu yuzden ilgi gordu.

    basrol oyuncusunun kendi basindan gecen boyle bir olayi bu sekilde sunmasi gercekten cesaret isteyen bir is.

    --- spoiler ---

    donny anne ve babasina yasadigi istismari anlatirken gozlerim doldu. ailesinin ona sahip cikmasi, yaninda oldugunu belirtmeleri cok guzel bir sey. hele de babasinin kendisine de benzer bir sey yapildigini ima etmesi, edebilmesi... gercekten ne yasarsa yasasinlar, ne yaparlarsa yapsinlar ailelerin cocuklarina sahip cikmasi lazim. koru korune degil ama dogruyu da yanlisi da gostererek... ozguvenli ve saglikli bireylerin yetismesi icin sart bu. benim basima cok sukur bu derece travmatik bir sey gelmedi ama gerektigi yerlerde ailemin destegini hep gordum. ama bizim toplumun cogunlugu belli maalesef... o sahneleri izlerken istemsizce donny'nin turkiye'de yasadigini dusundum bir an, hangi aile boyle anlayisli olabilir, hele ki boyle bir konuda... herhalde kadin erkek fark etmez, onca cektiginin uzerine bir de psikolojik ve fiziksel siddete ugrar, hatta oldurulebilirdi. zaten soyleyemezdi bile... ama ingiltere'de, avrupa'da, amerika'da boyle olmuyor iste cogu zaman. cinsellik bireysel bir sey olarak goruluyor, cocugun yasadigini "namus" adi altinda aile uzerine almiyor. bizim insanlarimizin bu bilinc duzeyine ulasabilmesi cok zor...

    --- spoiler ---
  • diziye aktarılmasıyla birlikte "40,000 emails, 740 tweets, 350 hours of voicemail, 100 pages of letters and 45 facebook messages" heba olmamış, ciddi bir mesai sonuçta.

    bununla birlikte stockholm sendromu temasının iyi işlendiği fikrindeyim.

    richard robert steven gadd hem gerçek hikayenin hem de senaryolaştırılmış hikayenin yönetmeni, oyuncusu ve senaristi.

    kişinin başından geçen böylesi trajik bir meseleyi oyunculukla dahi olsa bir kez daha yaşama arzusu konusunda sıfır empati içindeyim, muhtemelen stalker'ın kendisine gösterdiği ilgide bir bağımlılık inşa edilmiş fikri yükleniyor ama diğer cinsel saldırı düzeyindeki saldırılar ile yüzleşmekteki motivasyon boşluğa düşüyor.
  • zorla ilerlediğim 4. bölümün sonunda resmen psikolojim bozuldu ve midem bulanmaya başladı. devam etmeyeceğim, kovboy dizisine başladım.
  • hayat, bir boşluk doldurma oyunuysa şayet o boşluğa kurulanın kendimizden başka biri olmadığının kanıtını da doğrular niteliktedir bu dizi.
21 entry daha
hesabın var mı? giriş yap