hesabın var mı? giriş yap

  • ömür katmanları kuramının iki başlı başlangıç noktasıdır.

    şöyle ki:

    beyaz peynir - kavun - rakı

    beyaz peynir - domates - zeytinyağı

    bu iki üçlemeden birinde karar kılınır ve bir ömür öncelikli olarak iyi beyaz peynir peşinde geçer. bu ömür sona erdiğinde, reenkarnasyon yoluyla diğer ömür katmanına geçilir ve bu sefer bir ömür iyi kavun, ya da domates peşinde geçer. bu katman da noktalandığında, son katmana gelinir ve bu defa da bir ömür iyi rakının ya da zeytinyağının peşinde geçer. bu ömür de bittikten kelli, son bir reenkarnasyon sürecinden geçilerek bu sefer bütün bir ömür "iyi beyaz peynir, iyi domates ve iyi zeytinyağından oluşmuş bir kahvaltı sofrası"nda, ya da iyi beyaz peynir, iyi kavun ve iyi rakıdan oluşan içki sofrası"nda geçer. görüldüğü üzere ömürler boyu sabır, bir ömürlük sefaya denk demektir.

  • sonra laf edince suçlu biz oluyoruz
    yahu uzun uzun yazmayacağım, bu ülke gerçekten çok yorucu çünkü.

    nasa dedigin kuruluş 40 sene evvel uzaya araç yollamış, o araçlar şuan şu saniye taaa güneş sistemimizin bile ötesinde yıldızlararası derin uzaya ulaşmış, sen ne anlatıyorsun? sen daha beylikdüzüne yeni sorunsuzca gidebiliyorsun..

    ınan yabancı hayranlığından değil ama haddinizi bilin yahu azıcık..
    tamam ülkenizi seviyorsunuz, duygusal bakıyorsunuz ama az biraz mantıklı konuşun allahaşkına!

    ve en önemlisi sokaktaki dolmuş şöförü bu yorumu yapsa tebessüm bile ederim belki ama koskoca bir devlet bakanı bunları söylüyor?
    nasıl yani arkadaş, nasıl??

  • rüyalar güzel buluşma alanları olabiliyor bazen. ben de babamı çok özlüyorum 30 ağustos’ta iki sene oldu. en son 3 gün önce eski evimizin banyosunda yüz yıkama sesi duydum. bakayım dedim bir baktım babam.

    güldü bana… baba sen öldün ama dedim. evet öldüm biliyorum dedi. ağlaştık ve birbirimize sarıldık. hatta doya doya sarıldık. sonra eşim uyandırdı ağlarken rüyamda…
    beynimiz bize çeşitli sınırsız oyunlar sergiliyor. öyle de olsa güzeldi.. çünkü başka yolu yok maalesef…

    debe editi: birkaç gündür girmemiştim ve mesaj kutumu dolduranlardan anladığım kadarıyla debeye girdiğimi fark ettim. buradan tüm mesaj atan arkadaşlara hisselerimi paylaştıkları için çok teşekkür ediyorum.

  • biz kimiz ki adamı linç ediyoruz? bence bir sanatçı olarak daha iyi bir gelecek için her yolu deniyor adam. ben saygı duyuyorum. yalakalık yapmaya ihtiyacı yok ki. paraya da ihtiyacı yok. dünya kucak açmış. bugün istese japonya vatandaşlık veriyor. o ise burada bir uğraş veriyor. yaptığı sanat deseniz çok üst seviyelerde. hem bu ülkenin kültürüyle, hem de dünyanın acılarıyla yoğurduğu eserler ortaya koyuyor. burada onu eleştirenler youtube’u açıp bir iki söyleşisini izlesin. kurduğu cümlelerle bizi beşle çarpıp ona böler.

  • bu buton sayesinde içeride dönen muhabbetle melih gökçek'i meraktan çıldırtabiliriz.

  • özdemir asaf'ın bekle dedi şiirinde geçen enfes dizeleridir efendim...

    geleceğim, bekle dedi, gitti
    ben beklemedim,
    o da gelmedi
    ölüm gibi birşey oldu.
    ama kimse ölmedi

  • türkiye'nin en bilinen marketlerinden biri reklam verdiği gazetede bir haberi sansürlemek istiyor. talepleri reddedilince verdikleri reklamı geri çekiyor.

    tweet

    edit: kaldırılmak istenen haberi araştırınca şok oldum. önce devletin temin ettiği ucuz eti değil de kendi satamadıkları kalitesiz etleri halka sattıkları ortaya çıkıyor. daha sonrasında da devletin verdiği ucuz etleri satmayıp fiyat yükselterek bu yolla yaklaşık 100 milyon lira gelir elde ettikleri anlaşılıyor. gazete haberi sonrası soruşturma açma talebi bakan tarafından red ediliyor. akp ülkesinde her şey normal artık.

    haber