hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • air france hava yollarına ait concorde tipi uçak paris'ten havalanırken sol motoru alev almış ve kalkıştan kısa bir süre sonra düşmesiyle 113 yolcunun tamamı hayatını kaybetmiştir. bu kazadan sonra concorde uçakları tartışma konusu olmuştur uzun süre ve nihayet 2003 yılında uçuşlarına son verilmişir.

    kazanın kara kutu konuşmaları ise aynen şöyledir.

    kule: air france forty-five ninety, cleared for takeoff runway 26 right, wind zero ninety, eight knots.

    yardımcı pilot: forty-five ninety, cleared for takeoff 26 right.

    kaptan pilot: is everyone ready?

    yardımcı pilot: yes

    uçuş mühendisi: yes

    kaptan pilot: towards hundred v1 one-hundred and fifty

    kaptan pilot: top

    yardımcı pilot: go on christian

    uçuş mühendisi: we have four heated up.

    yardımcı pilot: hundred knots.

    kaptan pilot: confirmed.

    uçuş mühendisi: four green.

    yardımcı pilot: vee one.

    yardımcı pilot: watch out.

    kule:concorde forty-five ninety you have flames !! you have flames behind you.

    yardımcı pilot: roger.

    uçuş mühendisi: number two engine failure.

    kule: it's burning badly, huh.

    uçuş mühendisi: shut down engine number two.

    kaptan pilot: engine fire procedure.

    yardımcı pilot: watch out.

    yardımcı pilot: the airspeed the airspeed.

    yardımcı pilot: airspeed.

    kule: it's burning badly and i'm not sure it's coming from the engine.

    kaptan pilot: gear on the way up.

    kule: forty-five ninety you have strong flames behind you.

    uçuş mühendisi: the gear doesn't.

    kule: so, at your convenience, you have priority to return for landing.

    uçuş mühendisi: the gear?

    yardımcı pilot: no.

    kaptan pilot: the gear coming up.

    yardımcı pilot: roger.

    yardımcı pilot: i'm trying

    uçuş mühendisi: i'm hitting

    kaptan pilot: are you shutting down engine two.

    uçuş mühendisi: i've shut it down.

    yardımcı pilot: airspeed.

    yardımcı pilot: the gear won't retract.

    yardımcı pilot: airspeed.

    itfaiye: de gaulle tower from fire service leader.

    kule: fire service leader, uh ... the concorde, i don't know its intentions, get yourself in position near the south doublet.

    itfaiye: de gaulle tower from fire service leader authorisation to enter twenty-six right.

    yardımcı pilot: le bourget le bourget.

    kaptan pilot: too late

    kule: fire service leader, correction, the concorde is returning to runway zero nine in the opposite direction.

    kaptan pilot: no time, no

    yardımcı pilot: negative, we're trying le bourget.

    yardımcı pilot: no

    itfaiye: de gaulle tower from fire service leader, can you give me the situation of the concorde.

  • açıkçası videoyu izlerken şunu fark ettim; orda bulunan kitlenin yarısı çöp. ne dinlemeyi biliyorlar, ne uygun soruları sormayı, ne aralarından 3-4 kişiyi seçip kendilerini temsil ettirmeyi... kendinden büyük ve karşısında bulunan insana “melih istifa et lan!” diye bağırmak cesaret falan değil, saygısızlıktır. rektörü desteklemiyorum ama bu hıyarları da desteklemiyorum artık.

    vay anasını satim ya, resmen herif sabırtaşıymış. böyle mal tiplerin rektörü olacağıma cidden ben istifa ederdim.

    not; saygı konusunda geleneksel birisi değilim. büyüklerin yanında bacak bacak üstüne atmak gibi saçma şeylerde saygı aramam. fakat iletişimin temeli dinlemek ve saygı duymaktır. bağırmadan, yükselmeden.

    not2: ayrıca o arkada bağıran cırtlak sesli feminist, evladım olsan cebine uyuşturucu koyar polise ihbar ederim. bu ne lan? susmuyo karı, susturamadılar.

  • yavsaklar atilan biber gazlarini, tomalari, pompali tufekleri, coplari, iskenceleri, kufuruleri de boyle aninda canli yayinda vermislerdi simdi hatirladim. cok ayip

  • kazaya karışan sürücüye üzüldüm.arabası hasar aldı bir ton uğraşacak,olaydan sonra karakolda saatlerce zaman kaybetti,işinden gücünden oldu ayrıca strese girdi.

  • kalitesi giderek düşen fast food zinciri.

    öğrencilik yıllarımda part-time olarak yaklaşık 2 yıl boyunca bünyesinde yer aldım bu zincirin. o zamanlar daha farklıydı falan diyeceğimi sanmayın hemen. o zamanda kalite tavan yapmıyordu ama günümüze oranla daha idare edilebilir bir seviyedeydi. neyse değinmek istediğim konu o değil zaten. lezzeti, kalitesi, servis hızı, cartı curtu hepsi tartışılır. yazılan pek çok entryede hak veriyorum ama hak veremediğim ya da nasıl desem canımı sıkan asıl konu çalışanlarına hak etmedikleri laflar denilmesi. hemen " sen orada çalışmışsın tabi laf dedirtmiceksin" triplerine de girmeyin. işi yavaş yapan yok mu ? e tabiki var. ha senin istediğini bir değilde ikinci hatta üçüncüde anlayan yok mu? var tabiki. ama hepsi mi öyle ? sen genelleme yaparak gerizekalılar dersen ha bende orada bi dur arkadaşım bak o iş öyle değil derim sana. nasıl mı? dur anlatayım. restoranın açılış saatinden 2 saat önce gelirsin oraya. o yediğin hamburgerinin içindeki her şey hazır gelmiyor. hepsini açılış ekibi hazırlıyor. o soğanlar öle halka halka mı çıkıyor sandın? otur bir çuval soğanı ayıkla, onları makinada öle halka olacak şekilde kesmeye çalış ondan sonra geç karşıma bi konuşalım. iki saat boyunca tüm o malzemeleri hazırlamak zorundalar. geçen haftanın o gününe göre belirlenir miktarlar. dokuz kap domates diyorsa, o dokuz kap yapılacak sekizle kalmaz. yetiştirmek zorundasın. yetiştirdin mi açılışı eyvallah. aslansın kaplansın. ama daha dur bitmedi iş. restoran açılıyor hacım iş daha yeni başlıyor. sabah pek yoğunluk olmaz ama öğlen oldu mu hah sıçmalık vakti geldi demektir. o yoğunluğu senin en kısa sürede atlatman beklenir. servis hızı denen bişey var. bu süre 2.5 dakikadır. ( pişme süresi olan ürünler hariç misal fish royal, bean burger ) tepenede dikildi mi müdür hah çok güzel. o yoğunluk, o koşturma, o baskı, ha bide kasada açlıktan beni yiyecek bi müşteri. buyrun cenaze namazına. hadi o yoğunluğuda başarıyla atlattın. vallahi aslansın kaplansın. sıra senin ödülünde. yemek vakti! yarım saat içinde yemeğini yer girersin içeri. ha bu yarım saat içinde eğer ki olurda bi yoğunluk gelirse hayal olur o yarım saat.15 dakikada girersin 10 dakikada da. ama daha dur yine bitmedi. akşam üstü yine bi yoğunluk gelir. ha bu yoğunluklarında bi saati bi zamanı vardır. rush denir buna içerde herkes rush geldi diye bağırır. o rush varya senin canına okur canına. yok açılış değilde kapanışsın diyelim. tüm o yoğunluğu çekersin akşam restoran kapanınca bide o restoranın tüm alet edevatının yıkanmasını çekersin. ha bide sevkiyat geliyorsa vallahi zil takıp oynarsın. niye mi? o sevkiyat gecenin ikisinde üçünde gelirse sen oradan sabahın altısında yedisinde çıkarsında ondan. kendinden ağır kolileri taşımak zorunda kalırsında ondan. ertesi gün tekrar işe gelirsin o yorgunluk ve uykusuzlukla. sonrada biri geçer karşına sırf siparişini anlamadı diye yada yemeğini istediği sürede getirmedi diye yada şirketin ona dayadığı sos prosedürünü sanki kendi koymuşta uyguluyor diye sana gerizekalı der.

    yaran mı varda bu kadar gocundun diyenleri duyar gibiyim. evet var. banada dediler gerizekalı. hatta daha ağır laflar kullandılar. ben öğretmenlik okudum. karşıma bi eğitimci geçipte sırf yemeğini çabucak alıp gidemedi diye ( ürünün pişeceği ve bekletilebileceği söylenmesine rağmen ) “ben bir eğitimciyim sen ise ancak burada çalışabilen bi gerizekalısın” dediğinde kanıma dokundu. orada çalışan insanların her biri einsteindır demiyorum ama insandır diyorum. orada 3 çocuklu ailesini geçindirmeye çalışanda var öğrencilikte ailesine yük olmamak için çalışanda. orada kısaca ekmek parasını çıkarmaya çalışan insanlar var. onlara gerizekalı,embesil diyen sen insan mısın diyorum bende.