hesabın var mı? giriş yap

  • engin günaydın'ın bu konuya değindiği, boğaziçi üniversitesi mithat alam film merkezi'yle 2010 yılında yaptığı bir söyleşi vardır.

    --- spoiler ---

    peki burhan altıntop’la ilgili çeşitli proje teklifleri geldi mi size?

    engin günaydın:
    çok. burhan altıntop seri haline getirilebilir, film yapılabilirdi. ve korkunç paralar da kazanabilirdi. ama meslek hayatımın sonu olabilirdi. bir daha iş yapmam çok zorlaşacaktı. ondan dolayı yapmamaya karar verdim.

    çok zengin bir adam olabilirdiniz ve kendi filmlerinizi de yapabilirdiniz. öyle bir lüksü geri teptiniz.

    engin günaydın:
    lüks hayatı çevremden biliyorum, bir işe yaramadığını da biliyorum. bir işe yarasaydı çok zengin olmak isterdim, ama psikolojik olarak çok faydalı bir şey olarak görmedim. çok zengin olmanın psikolojiye bir faydası olmadığı ortada. beni de mutlu etmeyeceğini iyi biliyordum. çok para kazanmak gizli bir virüs gibi arkadaşlarınla, ailenle olan ilişkilerini bozar. ilişkilerimin bozulmasını ve yalnız kalmayı istemediğim için çok para kazanmak istemedim ben. para kazanmak da bir yalnızlık aslında. çok görüyoruz etrafımızda, insanlar hasta gibi.
    --- spoiler ---

    kaynak

  • ne vakit bir kızdan hoşlansam bu teste başvururum. şu ana kadar yanıldığım hiç olmadı.

    malzemeler:

    1 kase karışık kuruyemiş,

    1 kase çöp kasesi,

    1 tane hoşlanılan kız.

    hazırlanışı:

    malzemeler aynı anda birarada olsun

    yapılışı:

    malzemeleri bir araya getirdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam ediyoruz. işte ne bileyim, "olimpos çok bozdu yeaa" diyebiliriz, "cihangir bitti artık burçin" diyebiliriz. hoşlanılan kızla ne konuşuluyorsa onlar. bildiğiniz şeyler. bir takım hebele hübele muhabbetten sonra planı uygulayabiliriz. kızcağız siz yanınızda olduğunuz için antep fıstığına ve bademe yüklenemiyor haliyle. elini atıyor kaseye, artık ne gelirse işte.

    gözümüzü kasenin içine dikiyoruz. adeta fotoğrafını çekiyoruz. neydi o, bir tuş var hani, basıyorsun ekran görüntüsünü kopyalıyor. ondan işte. diyelim saaat 3 yönünde 2 adet antep fıstığı 4 cm aşağısında badem, sol kenarında 3 adet kaju var. bu görüntüyü hafızaya atıp ben bir tuvalete gideyim diyoruz.

    evet. tuvaletten geldiğimizde derhal ilk işimizi biliyoruz zaten. görüntüyü kasenin içine tekrar ctrl v yapıyoruz. işte ak koyun kara koyun ortaya çıkıyor burada. kajudan, bademden eser kalmadıysa. leblebiler karaya vuran hamsi sürüsü gibi yüzeye çıktıysa bu iş bitmiştir. evet. maalesef hoşlandığınız kız bir adet sinsi. maalesef. inanın ben de çok üzgünüm fekat durum bu. derhal kadını kapı dışarı edin. bu yaptığının çok yanlış olduğunu ona izah edin. ondan size hayır gelmez artık. demin de dediğim gibi. şimdiye kadar hiç yanılmadım. süper bir test bu. % 100 çalışıyor.

    10 yıldır bu testi uyguluyorum. kafam rahat valla. oooh mis. doğru insanı bulana kadar sürdüreceğim elbette.

  • + ssg hanginiz lan?
    - benim!
    - bende ssg'yim.
    - bende!
    - bende!
    - ben de!
    + sen gel bakayim benle.
    - ben mi?
    + evet sen, de'yi ayri yazan. bak mi'y' de ayirdin. saklanabilecegini mi sandin?

  • pazartesi gibi bir günde, istanbul gibi bir şehirde, 18:00 gibi bir saatte taksim'de bir mekanda bulunabilen ve buna rağmen "çok çalıştım ya" diyebilecek kadar yüzsüz olan insanların katılacağı etkinlik.

  • açılın size kerizlik hikayemi anlatayım.

    sevgilim var 4 seneyi yeni doldurmuştuk yanlış hatırlamıyorsam. kurban bayramı tatili için memlekete gitmişiz. ben iş sebebiyle erken döndüm; o üç dört gün sonra gelecek. hafta ortasında tutturdu, benim evi bir temizletmek lazım; çok kirli bıraktım memlekete giderken, cumartesi bizim çocuklar gelecek bana, temiz olsun, sen hallediver diye. ben de hafta içi iş çıkışı gittim baktım, darmadağın halde ortalık. yorgun halimle ortalığı toplayıp evi temizlikçi çağırılabilecek duruma getirdim. cumartesi gününe de temizlikçi ayarladım. cumartesi sabah gittim erkenden, evi açtım, temizlikçiyi aldım, kadın temizledi evi. ben de evde bulundum yardım ettim falan işte, neyse öğleden sonra sevgilim indi uçaktan geldi. gittik yemek yedik, üstüne de markete girdik. marketten kırmızı şarap aldı bu en klasından. saftirik ben uyanmadım hâlâ. beni eve bıraktı. ben evde takılırken bir iki kere aradım bunu açmadı, baktım mesajlara da cevap vermiyor saat geç oldu. sinirim geçsin dedim duşa girdim çıktım hâlâ ses yok. merak ettim, çocuklarla içip içip sızdılar heralde diye korktum. atladım gittim eve. anahtarla açtım kapıyı, yerde dünyanın en iğrenç ayakkabısı olan bir çift ugg duruyor. meğer eve kız atmış sevgilim. kız da zaten birkaç aydır sevgilisiymiş. ben de sevgilisiyim tabii o sırada. hatta kız atabilsin diye evini temizleten sevgilisi. ayrılık falan yok henüz. kendi temizlettiğim, temizlenmesine yardım ettiğim eve kız atıldı. hadi beni gözden çıkardın eyvallah da bari iki gün erken gel kendi evini kendin temizlet de öyle at kızı eve. bana ne temizletiyorsun?!

    aldatılmanın da hayırlısını versin allah. bu bana çok fazla geldi.

    debe editi: hikayenin devamını soran çok fazla yazar oldu ama gerek yok yazmaya. ayrica cool story, kurgu falan diyenler oldu. malesef gerçek. yaşandı bitti saygısızca.