hesabın var mı? giriş yap

  • bunu beğenmeyen, bunu eleştiren maldır. yemek ısmarladığınız kız böyle birşeyi ima dahi etse, onu orada bırakın. yemeği de önünden alın. (bkz: swh)

    amerikan filmlerindeki zengin sevgilileri arıyor arkadaş. daha çok bekler.

    böyle düşünen kızlara, bununla ilgili şu özlü sözü hatırlatmak istiyorum;

    prens'i bekleme, seyis'e razı ol, yoksa at'a kalırsın.

  • pietro ferrero, 1920'lerde italya'da bir fırıncı olarak şekerleme kariyerine başlamıştır.

    piedmont'a taşındıktan sonra kıyılmış fındıklarla yapılan kalın ve cevizli bir krema olan gianduja ile tanışan ferrero, bunun lezzetli ancak sürülemeyecek kadar yoğun olduğunu gördü. uzun süren denemelerinden sonra ferrero, bitter çikolata, fındık ve bolca şekerden oluşan ve gianduja'yı temel alan sert bir macun yaratmayı başardı. pastone adını verdiği macun halen sürülmek için çok sert olsa da italyan çocukları ve işçileri arasında popüler hale geldi.

    ikinci dünya savaşı başladığında hükümet çikolata dahil olmak üzere bir çok gıda maddesine askerler için el koyunca çikolata krizi patlak verdi. şekerin insana sağladığı enerji çikolatanın askeriyede popülerliğini artırdı ancak bu kriz ev tüketicilerini de olumsuz olarak etkiledi.

    ferrero, gianduja ile yaptığı deneylere geri döndü. yeterli miktarda ulaşamadığı kakaoyu telafi etmek için fındıkları pürüzsüz bir macun haline getirdi ve daha fazla şeker ekledi. ancak bu macun da sürülmek için çok kalın olunca ferrero kendi aydınlanmasını yaşadı: kakao kıtlığı vardı ancak kakao yağı bulunabiliyordu ayrıca kakao yağı aradığı tutarlı kıvamın anahtarıydı.

    ferrero yeni icadının yeni bir isme ihtiyaç duyduğunu düşündü ve ürününün ana maddesi olan fındığa (nut) "-ella" ekini getirdi. "ella" tatlı ya da "sevgili" olarak da çevrilebilirdi bu nedenle nutella ismi ferrero'nun aklına yattı.

    1964 yılına gelindiğinde nutella ingiltere pazarına sunuldu ve ingilizler bu ürüne hayran kaldı. ürün kısa sürede ingiltere'de popüler hale geldi. 1965 yılına gelindiğinde ferrero ürününü fransa'da satmak için bazı denemeler yaptı ve parisliler arasında da ürün olumlu tepkiler alarak popülerleşti. sonraki 10 yıl içinde ürün tüm avrupa'da popüler hale geldi.

    abd'nin nutella ile tanışması çok geç oldu. ferrero şirketi 1983 yılına kadar abd'de nutella satışı yapmadı. 1983'de ise amerikalılar ürünün pazarlamasında sıkıntılar yaşadılar. ürün sağlıklı bir kahvaltı katkısı olarak pazarlanmaya başlandı ve porsiyon başına içerdiği 21 gram şekerden bahsedilmedi ve içerdiği yağsız süt ön plana çıkarıldı.

    çocuklarına sağlıklı bir yiyecek sunduklarını sanan ebeveynler içerdiği şekerin farkına vardıklarında çok da mutlu olmadılar ancak amerikan kahvaltılarında şekerli yiyeceklerin tercih edilmesi nedeniyle nutella'nın popülerliği içerdiği yüksek şekere ve gelen ebeveyn tepkilerine rağmen arttı.

    ferrero company'nin bugünkü ceo'su, pietro'nun torunu giovanni ferrero, dünyanın en zengin 40., italya'nın ise en zengin adamıdır.

    kaynak: histroy daily

  • pandeminin başında 5 tane maskeyi dağıtamadınız.

    sonbaharda grip aşısını yapamadınız, insanların önüne saçma sapan prosedürler ve kriterler koydunuz.

    akşam 9'dan sabah 5'e ve hafta sonu sokağa çıkma yasakları ile salgını kontrol edebileceğinizi düşünüyorsunuz.

    kapattığınız iş yerlerine hiçbir yardım yapmıyorsunuz.

    vakaları yalan yanlış açıkladınız ve açıklamaya da devam ediyorsunuz.

    ama yaza kadar 50 milyon vatandaşımızı aşılamak istiyorsunuz.

    peki.

  • abi dusunuyorum bizi bayrak krizidir isiddir. akp li kurmaylarin her gun verdikleri fantastik beyanatlardir. her tarafimizi cevreleyen suriyeliler vs vs bin bir turlu sorun kafayi yedirtecek. acaba norveclilerin sorunlari nedir diye merak ettim.

    girdim baktim bi haber sitesine. adamlarin haberleri soyle.

    bilmem kac yasinda gencimiz satrancta derece yapti.

    gocmenler ve yerel halk birlikte bir daga tirmanmis.

    kralice birlesmis milletlerde konusmus filan.

    abi cennet gibi ya ne olurdu beni de alsaydilar oraya..

    edit: allah askina buraya gelip sokakta dilenen adamla 2 yabanci dili olan universite ogrencisi olan benim oraya gitmem niye ayni olsun. ben gidersem sadece devletten para dilenip tuketici mi olacagim?

    www.thelocal.no dan gorulebilir.

  • 2 nisan 1982'de arjantin'in falkland ve güney georgia adalarını işgal etmesi ile başlayan savaş..
    altı hafta sürdü.. falkland adaları üzerindeki egemenlik sorunu 1964'de birleşmiş milletler'de "sömürge sorunları komisyonu"nun gündemine geldi. arjantinlilere göre, malvinas olarak bildikleri adalar arjantin'in bir parçasıydı. adaların güney amerika'ya coğrafi yakınlığı vardı..
    arjantin ispanya'nın halefi olduğunu ileri sürüyordu. ingiltere, adalar üzerindeki hükümranlığı arjantin'e devretmeli, yönetimi belirli bir anlaşmaya uygun olarak sürdürmeliydi. ingiltere ise adada yaşayan ingiliz asıllıların isteklerine aykırı olarak, böyle bir düzenlemeye gidemiyordu. ingiltere 1833'den beri adalar üzerinde "işgal ve yönetimi" sürdürdüğünü ve birleşmiş milletler antlaşması'nın 1. maddesine göre falklandlılara self determination ilkesinin uygulanması gerektiğini ileri sürüyordu. ingiltere'ye göre falkland adaları, arjantin'in yönetim ve denetimine geçerse sömürge durumu sona ermeyecek, tam tersine başlayacaktı.
    yıllarca süren müzakereler bir sonuç vermeyince arjantin falkland ve güney georgia adalarını işgal etti. ingiltere güney amerika'ya hemen bir görev kuvveti gönderdi. ingiltere, birleşmiş milletler ve "avrupa ekonomik topluluğu"'nda büyük diplomatik destek gördü; arjantin'e otomatik zorlama tedbirleri uygulandı..
    25-26 nisan 1982 tarihlerinde ingiliz birlikleri güney georgia adasını ele geçirince, falkland adalarındaki arjantin birlikleri komutanı teslim oldu. arjantin devlet başkanı galtieri'nin ayrılmasından sonra da ingiltere adalardan çekilme niyetinde olmadığını gösterince iki ülke arasındaki sorun kesin bir çözüme bağlanamadı.*

  • annem babam işsizdi. bir evden başka bir şeyimiz yoktu. aylık gelirimiz 300 lira oluyor belki olmuyordu. cidden yarı aç yaşıyorduk. ve sevgili devlet bana ve kardeşime kredi verirken babası kuyumcu olan arkadaşıma bursu layık görmüştü. neyin ülkesi, neyin adaleti. pırıl pırıl 10000 lira borcum var kendisine.