hesabın var mı? giriş yap

  • görünce aklıma ilk gelen çözümleri paylaşmadan geçemeyeceğim bozukluk.

    "en kötü ne olabilir ki?" sorusu çoğunlukla işe yarar. genellikle içinde bulunduğumuz duruma gerektiğinden fazla önem arz ederiz. oysa ki başarısız olduğumuzda o kadar da kötü şeyler olmaz.

    hayatı bu kadar ciddiye almayın.

    kötü bir tavsiye olacak ama kötü şeyler de düşünebilirsiniz. mesela arkadaşınızın beyninde çıkan tümör ya da kanser olmuş bir yakınınız falan. böylece o yaşadığınız şeyin ne kadar önemsiz olduğunu görürsünüz.

    en kolayı sınavlar zaten, başarısız olsan da çok önemli değil, telafisi vardır. yoksa da yoktur, başka bir yola girersin.

    iş görüşmeleri üst üste reddedilmiş kişilerde bir gerginlik yaratabilir. bence üst üste reddedilmenizin sebebi başvurduğunuz işin sizin niteliklerinizin çok altında olması. büyük ihtimalle yarın gideceğiniz iş yeri de sizin sahip olduklarınızın çok altında nitelikler arıyor, dolayısıyla sadece eğlenmek ve tecrübe olması için görüşmeye gidebilirsiniz.

    tecrübe demişken, bu kaygıların azaltılmasında tecrübe çok önemlidir. özellikle toplum önünde konuşma yaparken. ne kadar çok konuşma/sunum yaparsanız o kadar azalacaktır heyecanınız.

    şunu da unutmayın ki topluluk önünde konuşma korkusu ölüm korkusundan bile daha fazladır. insanlar ölmekten daha çok korkarlar topluluk önünde konuşmaktan.

    bir not daha, yalnız değilsiniz, bütün bu yaşadığınız kaygıları tahmininizden de çok insan yaşıyor. sadece bunu siz bilmiyorsunuz.

    buradan da son olarak şuna geleceğim, heyecanınız aslında çoğu zaman karşı taraftan hissedilmiyor. hissedilse de insanlar her zaman kendilerini sizin yerinize koydukları için hoş karşılanıyorsunuz. hatta sempati kazanıyorsunuz.onlardan biri olduğunuzu hissedip size yakınlık duyuyorlar. yani o kadar da kötü bir şey değil. hatta çoğu zaman süper kendine güven içerisinde sunum yapan, konuşan insanlar (iş görüşmeleri de dahil) itici bulunur. yakınlık hissedilmez onlara karşı.

  • şiir ömer hayyam'indir ancak 3 tane ayri dörtlukten alinti yapilmiştir...
    asillari aynen şöyledir*:

    "seher yeli eser yirtar etegini gülün
    güle baktikca cirpinir yüreği bülbülün
    sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
    kopup dallarindan toprak olmadalar her gün"

    "bu yildizli gökler ne zaman basladi dönmeye
    ne zaman yikilip gidecek bu güzelim kubbe
    aklin yollariyla ölçüp biçemezsin bunu sen
    mantiklarin, kiyaslarin sökmez senin bu işte"

    "bulut gecti, gözyaşlari kaldi cimende
    gül rengi şarap içilmez mi boyle günde?
    bugün bu çimen bizim, yarin kim bilir kim
    gezecek, bizim topragin yeşilligince"

  • "babama maç kaçta diye sordum. 'ben nerden bileyim aç teletext'i bak' dedi teletext dedi amk... ilhan mansız sakat, oynayamayacakmış desen inanacak..."

  • + anne iyi ki biz sakat olmamışız
    - neden sakat olacaktınız ki?
    + akrabalar evlenince çocukları sakat oluyomuş
    - biz babanla akraba değiliz ki?..
    + değil misiniz?
    - hayır değiliz.
    + sen utanmıyo musun yabancı adamla aynı yatakta yatmaya?

  • bu hücreler beynimizin trafik ışıklarıdır ve kavşakta bulunan trafik ışıkları gibi, gelen sinyalleri durdurarak veya faaliyete geçirerek gamma-aminobütirik asit (gaba) nörotransmiterine karşılık verirler.

    yapılacak araştırmalar ile belki bu hücreler başka primatlarda da keşfedilebilir ve hatta başka hayvanlarda da gözlemlenebilir. örneğin, fare beyni ve insan beyni arasında, nörolojik yapı veya işlev yönünden önemli bir fark keşfettiklerinde, dikkatlerini bu konuya yöneltmek için iyi bir gerekçeye sahip olabilirler.

    bir sonra ki adım olarak, rosehip nöronların piramidal nöronlarla olan bağlantısını gösteren açık bir harita geliştirmek olabilir. belki beynin istenmeyen şekilde çalıştığı durumlarda neler olabileceğini bilebiliriz.

    buradan

    yazar notu: sevgili moderatör, başlığın rosehip neuron olarak değiştirilmesi gerekli sanırım.

  • %90 indirim günlerini beklediğim firma. iphone 5 haftasonuna özel 30bin lira yerine sadece 3bin lira dediklerinde almayı düşünüyorum