hesabın var mı? giriş yap

  • kişinin zihni belli bir nedenden dolayı yoğun anksiyete yaşar ve bu anksiyete vücudunda felç, bayılma, ağrı gibi semptomlar olarak karşılık bulur fekat bu durumdan rahatsızlık duymaz. bilakis anksiyetesi azaldığı için mutludur da... bu durumdan psikiyatri camiası la belle indifference (güzel aldırmazlık) olarak bahseder.

  • kimseyi gaza getirmek istemem fakat kendi adıma söylemek gerekirse bir daha bonus card kullanırsam anamı avradımı yedi sülalemi ak gençlik siksin.

  • olsa olsa en fazla 9 yaşında. elindeki kutunun içindeki oyuncak ve benzerleriyle oturuyor köprünün ayağında.
    derken birden, önünden geçen kadınlara sesleniyor;

    - abla... oyuncak alın çocuğunuzu sevindirin.

    hoffffffff. o ablaların alsın onları, çocuklarını da sevindirsin elbet. sevindirsin de, sen ne ara büyüyüp çocuk sevindirmeyi öğrendin be yavrum? arada sen de oynuyor musun onlarla?
    bir çocuk oyuncaklarla oynamayı kaç yaşında bırakır?

    bazen, bazı sorulara cevap veremiyor insan.

  • bir çocukluk aktivitesi. anne bir yandan yatakları sererken, çocuk orada balıklama atlar diğer yatakların ve yorganların üstüne. kardeş de varsa süper güreş yapılır ve boğuşulur orada.

  • darısı niye huawei'nin başına anlayamadım. apple fan olarak korkuyor musunuz la yoksa?

    tanım: telefon piyasasının apple'ın tekelinde olmasını isteyenlerin hayallerini içeren haber.

  • doktor dayak yiyor, hakim tutuklanıyor, ünv profesörü ne diyor dinleyen yok, öğretmen kpss ile kafayı yedi, general tutuklanıyor, mimar müteahhitlerin elinde oyuncak oluyor.
    itibar bunun neresinde bilemedim.

  • 1. tony robbins: why we do what we do? (neyi neden yaparız?)
    tony robbins insanların hareketleri altında yatan "görünmez güçler"den bahsediyor — ön sıradaki al gore'a da selam ediyor.
    türkçe altyazılı linki

    2. elizabeth gilbert: on genius (deha üzerine)
    elizabeth gilbert, sanatçılara ve dehalara imkansız özellikler atfetmemiz üzerine konuşup, radikal bir fikri savunuyor: nadir bulunan bu insanların "dahi" demek yerine, "dehanın" onlara geldiğini söylemek gerekir. komik, kişisel ve etkileyeci bir konuşma.
    türkçe altyazılı linki

    3. keith barry: brain magic (keith barry beyinleri büyülüyor)
    önce, keith barry nasıl beynimizin vücudumuzu nasıl kandırabileceğini gösteriyor — podcastle işleyen bir numarayla. sonra izleyicileri beyin büyülemenin bazı ağızları açık bırakan (hatta biraz tehlikeli) ziyafetlerine dahil ediyor.
    türkçe altyazılı linki

  • çobanın biri dere kenarında koyunlarını otlatıyormuş.. yanına bir cherokee yanaşmış. cerruti ayakkablar giyen, ray-ban gözlüklü bir sürücü aşağıya inmiş ve çobana sormuş:

    - eğer kaç tane koyuna sahip olduğunu bilirsem, bana onlardan bir tanesini verir misin?

    çoban bir adama, bir de koyunlarına bakmış..
    - pekala anlaştık, diye cevap vermiş..

    genç adam arabasını park etmiş, telefonunu bilgisayarına bağlamış google earthe girmiş, gps'ini kullanarak yeri taramış, bir database ve logaritma ile doldurulmuş 60 excel tablosunu açıp ve 150 sayfalık bir rapor basmış ve çobana dönmüş;
    - tam olarak 1586 adet koyunun var, demiş..

    çoban da;
    - doğru, koyunu alabilirsin; diye cevap vermiş..

    genç adam bir tane almış ve cherokee'inin arkasına koymuş..

    bu sefer çoban genç adama dönmüş;
    - eğer ben senin ne iş yaptığını bilirsem, koyunumu bana geri verirmisin? diye sormuş.

    adam güvenle;
    - evet neden olmasın, diye yanıtlamış..

    çoban;
    - sen dünya bankası'nda danışmansın demiş..

    adam, çobanın bildiğini görünce, şaşırarak sormuş;
    - peki nasıl oldu da bildin?

    çoban;
    - çok basit, diye cevap vermiş..

    birincisi; buraya çağrılmadan geldin..
    ikincisi; benim bildiğim bir şeyi, bana söylemek için benden bir koyunumu istedin..
    üçüncüsü ise; yaptığın işten bir bok anlamıyorsun, çünkü koyun yerine köpeğimi aldın..

  • öyle bir açıklama ki aşağıdaki gibi bir diyalog geçti sanıyorsun:

    -gizem selam :) esrar?
    +yok canım almiyim. aa nerde ezicen onu?
    -senin sarmısak öğütücü vardı ya geçen geldiğimde göstermiştin. onda öğütürüz :)
    +aa sahiden. hiç aklıma gelmemişti.

  • cm 4'de takımdaki 3 adet emre takımı sırtlayıp şampiyon yapması, bende emreler futboldan çakıyor hissiyatı yaratmıştı. ertesi sezon kadroda revizyon yaptım herkesi sattım ne kadar emre varsa doldurdum takıma. bu muhteşem proje emrelerin aslında o kadar da emre olmamasıyla hüsrana uğradı. ligi dokuzuncu bitirdim. iki isimli emrelerin performansı tek isimli emrelerden kötü olması gibi değerli bi veriyi kafaya attım. içim rahat.
    edit: aynı sistemi ibrahimlerle uygulamaya çalışan bir yazarla yaptığımız mutabakat sonucu, emrelerin iyi futbolcular olduğu fakat aralarından kaleci çıkmadığı konusunda hemfikir olduk.