hesabın var mı? giriş yap

  • enteresan bir bilgi vereyim mi size

    alım gücünüz itibari ile o adamın isteyip yapamadığı ve sizin isteyip yapamadıklarınız arasında dağlar kadar fark yok.

    o adam alt sınıfın aşağılarda siz de alt sınıfın üstlerindesiniz. ıkiniz de kaliteli beslenemiyor, araba alamıyor, ev alamıyorsunuz.

  • tam 2 saattir iki kadin mermer ovuyoruz. elimizle. bol bol su. sandaletlerim islandi. olsun. bas kismini ov diyor annem. zambaklar kok salmis iyice. cok guzeller diyorum. mermeri ov diyor. ovuyorum iste anne. elimle hem de. simdi arkadaki mezarligin kenarina oturdum. yaktim bir sigara. guzelce ovdugum mermere bakiyorum bir de islak mis gibi kokan topraga.

    cok guzel oldu diyor annem. tertemiz oldu kocam. bayram temizligini de yaptik.

    "ıyi bayramlar baba, keske burada olsaydin."

  • ilkokulda benim de maruz kaldığım sorudur. manita ne ben nerden bileyim o yaşta?

    video kaset kiralanırdı* o dönem. superman 4'ü aldık babamla, eve gidiyoruz. ben acayip heyecanlıyım. bir yerlerden atlayasım, zıplayasım var. bir pelerinim eksik.. karneyi de almışım, o da süper. yol üzerinde babam bir arkadaşının yanına uğradı. biraz konuştular sonra adam bana döndü ve yanağımdan bir makas alıp sordu;

    - yakışıklı, senin nasıl gidiyor bakalım? kaç manitan var?

    - (manita ne ki? dersleri soruyor herhalde.) hiç yok amca, hepsi pekiyi.

  • emisyon emisyon atalarını incelememiz gerekirse:

    1. emisyon döneminde 500 tl'lik banknotlar kahverengi ve sarı renkte olup tedavüle 5 aralık 1927'de girip tedavülden 15 aralık 1939 yılında çıkartılmıştır. paranın ön yüzünde sivas gökmedrese arka yüzünde ise sivas şehrinden bir görünüm vardır. ana metin arapçadır.

    2. emisyon döneminde 500 tl'lik banknotlar zeytuni yeşil renkte olup tedavüle 15 haziran 1939'da girip tedavülden 24 nisan 1946'da çıkmıştır. ön yüzünde ismet inönü portresi, arka yüzünde ise rumelihisarı'ndan bir görünüm vardır.

    üçüncü emisyon döneminde 500 tl'lik banknotlar zeytuni yeşil renkte olup tedavüle 24 nisan 1946'da girip tedavülden 15 nisan 1953'te kaldırılmıştır. paranın ön yüzünde ismet inönü portresi arka yüzünde ise ankara sanat okulu'nda uygulamalı ders yapan öğrencilerin resmi vardır.

    dördüncü emisyonda pas geçilmiştir.

    beşinci emisyon döneminde 500 tl'lik banknotlar kahverenginde olup tedavüle 15 nisan 1953'te girmiş tedavülden 1 eylül 1976'da kalkışmıştır. paranın ön yüzünde atatürk portresi arka yüzünde ise istanbul sultan ahmet camii, dikilitaş ve hipodrom resmi vardır.

    altıncı emisyon döneminde 500 tl'lik banknotlar zeytuni yeşil ve mavi renkte olup tedavüle 1 eylül 1971'de girip tedavülden 15 haziran 1984'te kaldırılmıştır. paranın ön yüzünde atatürk portresi arka yüzünde ise istanbul üniversitesi girişinin resmi bulunmaktadır.

    yedinci emisyon döneminde 500 tl'lik banknotlar mavi renkte olup tedavüle 1 temmuz 1983'te girp tedavülden 21 ağustos 1989'dan kaldırılmıştır. ön yüzünde atatürk portresi arka yüzünde ise izmir saat kulesi bulunmaktadır.

    piyasadan kaldırıldığı 1989 yılından günümüze 25 yıl geçmiş. 26. yılında galiba tekrar merhaba diyeceğiz kendisine. ilk defa piyasadaki en yüksek değerli banknot olacak. çoğunlukla 1000 tl'nin arkasında ikincilikle yetinmiş hep. arıca hakkında bu kadar uzun yazı yazınca kendisi ile bir duygusal bağ oluştu gibi aramda.

  • annemin birden bire yaslandigi yaz.
    uc kardesiz. annem gundelige gidiyor. babam kumarbaz. evden annemin pazara gidip en ucuzundan haftalik sebze ve para kalirsa da biraz meyve alalim diye biraktigi parayi bile alip kumara yatiriyor. evin kuytu koselerinde sabahlari annem, ogleden sonra babam; biri surekli bir sey sakliyor, digeri surekli onu bulup, kumara yatiriyor. sonra annem, paralari karsi komsu melahat teyzelere birakmaya basliyor.
    o arada, annem surekli bizimle pazarlik halinde: ''okuyacaksiniz, meslek sahibi olacaksiniz. bizim gibi olmayacak hayatiniz.''
    ''tamam anne'' diyoruz. tamam anne. yeter anne. yeter baba. yeter baba! bunu en cok kucuk abim soyluyor. ben pek sesimi cikaramiyorum. korkuyorum.

    buyuk abim o yaz askeri okulu kazaniyor. yazili sinavdan sonraki diger sinavlara girsin diye annemle babam, bizi birakip bursa'ya gidiyorlar. spor ayakkabisi olmadigi icin yalin ayak kosarak kazaniyor kosu sinavini. babam gururlu: "ciplak ayakla bile gecti butun cocuklari." sonra diger sinavlari da kazaniyor ama annem fikrini degistiyor. ''askeri okula gonderemem daha cok kucuk'' diyor komsulara. ama lıseye yazdirmak icin ceket lazim. okul ceketi cok pahali. para yok. hic mi yok? hic yok. sonra kapi kapi dolasiyor tum akrabalari: cocugunuza kucuk gelen lıse ceketi var mi? kimsede yok. hic mi yok? hic yok.

    ''daha ceketi bulamiyorsun, nasil okutacaksin ki'' deyip vazgeciyor. ve abim bursa'ya bir daha goturuluyor. donus yolunda annem yaslaniyor. 3.5 saatte genc bir kadindan yasli bir kadina donusuyor. geri dondugunde cok sasiriyorum. ama soramam. kizabilir.
    kayit icin bir kontrat imzalamamiz gerekiyormus. eger olur da abim okulda duramaz, mezun olmadan once ayrilmak isterse taahhütnamede belirtilen miktarda parayi odemek zorundaymisiz. iki de kefil istiyorlar. kefillerden biri annemin yegeni: imam. digerini bulamiyoruz. sonra bir komsumuz ''ben imzalarim'' diyor. onlar da fakir ama ''imzalarim ben'' diyen ali abi itfaiyeci. memur oldugu icin imzasi gecerli. sonra ali abi cok genc yasta kalp krizinden oldu. ailece hala dua ederiz ona. sonra...sonra daha baska bir suru hikaye.

    o yazin sonunda abimi gormeye gidiyoruz. cok guzel bir bahcedeyiz. heyecanla bekliyoruz. kapilar acilacak. ogrenciler bahceye cikacak. ve iste aciliyor tum kapilar: birbirinin ayni yuzlerce cocuk. hangisi abim anlayamiyorum. hepsi ayni kiyafet icinde. saclari ayni sekilde kesilmis. sonra kalabik arasindan yavas yavas yaklasiyor abim. onu gorunce neden bilmiyorum agliyorum. abim degil sanki. pazardan alinma ayakkabilarimdan birinin numarasi kucukmus: o gun ilk kez giydigimden daha once anlamamistik. ayagimi acitan ayakkabiyi cikariyorum. beyaz corabimda kan.

  • ahmet ümit yeni kitabı (bkz: kayıp tanrılar ülkesi)nde türk yerine türkiye kökenli yazmış.
    aynı cümlede alman'a alman diyebilen ahmet ümit türk'e hangi saikle türkiyeli diyebilmektedir.

    kaynak:sf.142; “(…) alman olsun,türkiye kökenli olsun,arjantinli olsun kimseyi tehdit edemezsiniz (…) “

    türk halkı,alman kimliğini oluşturan germen halkı gibi tarihe damgasını vurmuş olmasına karşın;ahmet ümit bu gerçeğe karşın,türk kimliğini ispanyol ve amerika yerli halkının karışımı olan arjantinli gibi bir kavram ile eşdeğer göstermeye çalışmaktadır.

    çektiği ve rol aldığı saçma belgeselden sonra şu tanımlama ile ahmet ümit tam bir hayal kırıklığı.

    (bkz: bdp'nin 2010 referandumunu boykot etmesi)

    ahmet ümit'in 2010 referandumundaki tutumu ; odatv ;ahmet ümit'i yandaş medya nasıl kullandı?

    ne mutlu türküm diyene!