ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
manitan var mı lan
-
ilkokulda benim de maruz kaldığım sorudur. manita ne ben nerden bileyim o yaşta?
video kaset kiralanırdı* o dönem. superman 4'ü aldık babamla, eve gidiyoruz. ben acayip heyecanlıyım. bir yerlerden atlayasım, zıplayasım var. bir pelerinim eksik.. karneyi de almışım, o da süper. yol üzerinde babam bir arkadaşının yanına uğradı. biraz konuştular sonra adam bana döndü ve yanağımdan bir makas alıp sordu;
- yakışıklı, senin nasıl gidiyor bakalım? kaç manitan var?
- (manita ne ki? dersleri soruyor herhalde.) hiç yok amca, hepsi pekiyi.
istanbul'a göçeceklere tavsiyeler
-
ayakta kalırsınız. gelmeyin.
göçverenliğin lüzumu yok.
sevgilinin upuzun mesaja smiley'le cevap vermesi
-
- :))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))))
- :)
ayıp hakkaten...
teselli etmeyen teselliler
-
(bkz: senin derdin dert midir benim derdim yanında)
gibi olayı kendi üzerine çevirmek ya da; "işte bak şu senden daha kötü durumda", "elindekinin kıymetini bil", "keşke ben senin yerinde olsaydım" türü cümleler kurarak teselliye ihtiyacı olanın derdini küçümsemek asla teselli vermez. aksine bir de sırtına suçluluk duygusu ekler insanın.
hele "sen benim yerimde olsaydın, ne yapardın hiç bilmiyorum" var ki, tam evlere şenlik.
babanın araba kullanmayı öğretmesi
-
electro: 4'e atayım mı?
babam: 3 ağzınamı sıçtı ki 4'e atıyorsun.
6 yaşındaki çocuğunu kuran kursuna gönderen millet
-
babasının sorumsuzluğuna annesinin ise daha rahat televizyon izleme densizliğine kurban giden çocuktur
norveç'in 100 bin türk işçi alma kararı
-
eurovisionda bir "12 puan"ı daha garanti altına almamızı sağlayan karar.
burak yılmaz
-
burak yılmaz'ı izlemek; sevmediğin bir partiye oy kullanmak gibi, miden bulanmasına rağmen içkinden son yudumu içmek gibi, düğünde oynamak için aile büyüklerinin ısrarı gibi, otobüste güneş vuran yerde oturmak gibi... örnekler çoğaltılabilir.