hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle bu kadar uzun yaşamanın ne kadar boktan yok oluşlara, o kadar çok kitap okumanın, o kadar çok enstrüman çalmanın ve o kadar çok hayat kurtarmanın ne kadar sıkıcı ve boş olduğunu vurguladığına inandığım film olmuştur.

    kısaca.. bir şeyler üretmeden, tarihteki yeriniz rüzgardaki osuruktan farksızdır. filmdeki 'loki' abimiz de o kadar bunalımdadır ki, ne yaparsa yapsın, ne çalarsa çalsın kendisini tatmin edememiştir. tarihte hep daha güzellerini görmüştür.. sanırım jarmusch abimiz burada balığın karada yürümeye başladığı tarihten bu yana yok olup giden yeteneklere gönderme yapıp selam çakmıştır..

    çok uzun uzadıya irdelenmemesi gereken, yeterince yalın bir filmdir.

    --- spoiler ---

    şimdi de kendi kanlarını kirletmeyi başardılar. sudan hiç bahsetmiyorum.
    --- spoiler ---

    daha ne olsun...

  • 28 yaşında trafik kazası sonucu yaşamını yitiren türk rock müziği solisti.

    iyi bir gençti. üniversitede bahar şenliklerine çok cüzi bir bütçe ile kim gelir kim gelir diye araştırırken ulaşıp konuşmuştuk, hatta dur rakam da vereyim, şebnem ferah'ın bir konsere 45.000 istediği bir dönemde, 3500 tl'ye sırf işimiz görülsün, gariban bir anadolu şehrinde, bahar şenliğinde gençler eğlensin diye "tamamdır" demiş bir gençti. gerçi o zaman daha dizi filan çıkmamıştı ama akademi yarışmasından herkes tanıyordu. tevazu sahibi, genç yaşta gelen şöhretle kendini bozmamıştı. allah rahmet eylesin.

  • "geçen hafta enseme allah yazan dövme yaptırdım cumaya gittim arkamdaki adam görmüş doğum lekesi sandı mucize diye bağırdı.. beni omuzladılar beş gündür geziyoruz daha yeni geldim eve."

  • akp nin son icraatı. bunlar garibana düşman, onu biliyoruz da . gariban da inadına onlara oy veriyor.

  • üst edit; ak köpekler 2017'den sonra pkk'yi keşfettiler, oysa pkk 1980'li yıllardan beri var olan bir örgüt... eğer çözüm süreci başarılı olsaydı eren bülbül için "şehit" demeyeceklerdi. bana laf yetiştireceğinize açın hilal kaplan'dan okuyun ak köpekler, kim şehit kim değil...

    normal şartlarda "bu örgüt karadeniz'e hiç gelmemişti, çözüm süreci sayesinde buralara kadar geldiler, kim sebep olduysa..." demesi gereken biri.

    umarım günün sonunda oslo'da pkk ile ne planlar yapıldı da pkk karadeniz'e yayılmaya çalıştı onu da sorgular.

  • bugünkü haline (tarihine) birkaç basamaktan sonra gelmiş özel gün. üşenmiyor yazıyorum, şöyle ki:

    - "kadınlar günü" adıyla bir günün ilk kez dile getirildiği tarih, 28 şubat 1909'du (aslında şubat ayının son pazar günü). amerikan sosyalist partisi'nin 1909 tarihli bir bildirisinde geçen bu kadınlar günü ifadesi, uluslararası olmasa da, tarihteki ilk örnektir. ağustos 1910'da yine bu partinin öncüllüğünde yapılan uluslararası bir toplantıda luise zietz ve clara zetkin'in önerileriyle, 1911'den itibaren, kadınlar günü 18 mart olarak belirlendi ve bu gün ilk defa, uluslararası düzeyde, "dünya kadınlar günü" olarak belirlenen ilk tarih oldu. bunun yanında amerika birleşik devletleri'nde şubat ayının son pazar günü, ulusal kadınlar günü olarak kutlanmaya devam etti.

    - 1913'te, rusya'da kadınlar, amerika'da olduğu gibi, şubat ayının son pazar günü'nü, kadınlar günü olarak kabul ettiler. ancak rusya'da julien takvimi kullanıldığı için, julien'de yaklaşık olarak 22-28 şubat arasına denk gelen hafta, gregoryen, yani miladi takvimde 7-13 mart arasında denk geliyordu.

    - 1917'de rusya'da petrograd'da, (st. petersburg'da) o yıl gerçekleşecek olan iki devrimden ilki, şubat devrimi gerçekleşti. julien takviminde 23 şubat'a denk gelen (miladi 8 mart) gün, kadınlar günü de olması dolayısıyla başlayan işçi kadınların protestoları, bir devrim girişimine dönüştü. ekim 1917'den, ekim devrimi'nden sonra da 8 mart, hem rusya'da hem de bütün dünyada dünya kadınlar günü olarak belirlendi. sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği'nin resmi tatilleri arasına 1965'te "8 mart dünya emekçi kadınlar günü" olarak girmesinden sonra da, emekçi sıfatı da, dünya genelinde yaygın olarak kullanılmaya başlandı.

    yani aslında ruslar'ın julien'e göre amerikalılar'ı kopyalamasından ve sonrasında yine julien-gregoryen farkı gözetilmeden ayarlanmasından dolayı bir anda 8 mart'a gelen bir gün dünya kadınlar günü. takvimler arası farklar gözetilseydi, bugün hala şubat'ın son pazarı kutlayacağımız gün olacaktı. veya 18 mart'ta da olabilirdi. tarihin de bir önemi yok aslında. ama işte 8 mart'ın olayı da kısaca budur.

    p.s. emekçi veya değil, kadınlar gününüz kutlu ola canlar.

  • klasik bir 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanun m.54/2 örneği.

    ''etiket, tarife ve fiyat listelerinde belirtilen fiyat ile kasa fiyatı arasında fark olması durumunda tüketici lehine olan fiyat uygulanır. ''

  • thodex olayının bir de hiç düşünülmeyen iç yüzü var, evet çalışanları. asgari ücretle çalışan, hiçbir şeyden haberi olmadığı halde evlerine şafak operasyonu yapılıp 4 gün nezarethanede tutulan, ellerinden telefonları alınan, beraat ettikleri halde banka hesapları nisan ayından beri blokeli ve işe giremeyen çalışanları.

    geçen gün bankadan mektup geldi, artık sizinle çalışmak istemiyoruz diye. hesap zaten blokeli onu geçtim de, bu insanlar size ne etti?

    eşim bu insanlardan biri. zaten yeni girmişti işe 1 ay çalışabildi. maaşını da alamadı.

    allahtan ben çalışıyorum ve evi bir şekilde geçindirebiliyorum ama bu devirde tek maaşla hangi ev dönüyor onu bir düşünmek lazım.

    patron kaçıp gitti olan gene çalışana oldu. bu insanlar ev mi geçindiriyor, çocukları mı var, kira mı ödüyorlar kimsenin umrunda değil. daha dava bile görülmedi.

    faruk bey bu haltları yerken 58 tane çalışanınızı oturup bir saniye düşündünüz mü acaba?

    evimize polisler tekme ile kapıyı vurarak girdiğinde bebeğim korkudan saatlerce titreyip ağladı mesela, bunlar hiç umrunuzda oldu mu?

    belanızı bulmanızı diliyorum. anne bedduasıdır bakın kıymetini bilin, kolay kolay çıkmaz ağızdan. en içten sövgülerimle.