ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
memurlar işçiler maaşlarını almasınlar nolcek ki
-
amk öyle bir ülke düşünün ki sikini kaldıran önce vatandaşa çeviriyor lan. ülkeye bak.
12 mayıs 2014 ali ismail korkmaz davası
-
katillerini bildiğimiz ve asla unutmayacağımız dava. hesabı sorulacak! katillerin ismine bakılınca ufak bir çağrı filmi çıkabileceği görünüyor ayrıca..
(bkz: ismail koyuncu) katil esnaf.
(bkz: ramazan koyuncu) katil özel güvenlik görevlisi.
(bkz: muhammed vatansever) katil esnaf. ayrıca soyismi de çok ironik.
(bkz: mevlüt saldoğan) katil polis
(bkz: şaban gökpınar) katil polis
(bkz: hüseyin engin) katil polis
(bkz: yalçın akbulut) katil polis
(bkz: vedat esen) katil polis
(bkz: hasan gülcü) katil doktor
(bkz: erdoğan gözseçen) beşik otel sahibi
(bkz: güngör azim tuna) hani şu ismail saymaz'ı tehdit eden eskişehir valisi
(bkz: muammer güler) yolsuzluk yaptığı için istifa etmek zorunda kalan eski içişleri bakanı
(bkz: recep tayyip erdoğan) emri ben verdim diyen başbakan
sinan oğan'a oy verenlerin 2. tur seçimi
-
kılışdar. oğan cumhur bile dese kılışdara veririm. destekçisi olabilirim ama boş fanatikliğin lüzumu yok. cennet olmasa da cehennemin kapıları kapanır.
açılım zamanı çatır çutur evet'e basmış adamlar gelmiş burda milliyetçilik kasıyo. şimdi mi aklınıza geldi? hoşunuza gitmiyor bunu duymak ama evet mec bu ruz :)
cnbc-e
-
sahip olduğum en mutlu anılarımdan bazılarına ev sahipliği yapan, haftasonu aile kahvaltılarımın arkaplan seslerine sahip, özlenen kanal.
haftasonu sabah erkenden kalkardım, o zamanlar avatar oynardı sabahları onu izlerdim. sonra kahvaltı sırasında da sünger bob olurdu, masada tüm aile kahvaltı yaparken bir yandan onu izlerdim, aileden kimsenin de sesi çıkmazdı herkes mutluydu.
öğleden sonraları güzel yabancı diziler oynardı, en aklımda kalanı ise pazar günü öğleden sonra kurstan geldikten sonra annemin yaptığı sandviçi uzandığım koltukta kırıntılar dökülmesin diye tepsiyi bacaklarıma dayayıp yerken izlediğim merlin'dir sanırım. bu arada sana hep gıcık olmuşumdur gwen, zaten hiç güzel de değildin salak salak hareketlerin vardı bulmuşsun kaya gibi arthur'u bir de trip atıyorsun bak yine aklıma geldi.
sonra bunun bir de dergisi vardı. bazen south park, the simpson'la ilgili şeyler verirdi, mesela mouse pad verirdi. ne kadar mutlu olurdum o sayıları aldığımda. hey gidi günler bak özledim yine.
ne yaşadığımızı anlamadığımız şu saçma sapan kaos günlerinde, keşke seni izlediğim günlere dönebilsem be sevgili kanal. cnbc-e, seviliyor ve özleniyorsun krdşm.
esra erol ve kocasının günde 100 bin tl kazanması
-
inanılır gibi değil. 1 yıl çalışarak felipe melo alabiliyorlar.
debe editi: ekşi sözlük'te günde ortalama kaç adet entry giriliyor? bilen varsa yeşillendirebilir mi? istatistikler fasilitesi eskiden ne güzeldi, şimdi bakmak bile istemiyorum.
bu arada günlerden cumartesi, hava güneşli, burayı okumak yerine dışarı çıkıp iki arkadaşınla buluşsana dostum :)
hüseyin avni mutlu'nun fantastik tweet'i
-
altındaki yorum yarmıştır.
-ulan seni dinlemiyolar tmm normal konuşabilirsn :d
hiç mutlu ateist görmemiş olmak
-
eh yani normal çıkarımdır. ateist nasıl mutlu olsun ki? hele de türkiye gibi müslümanların kendi inançlarını her gün dayatmaya çalıştığı, ateistleri hedef gösterdiği, sokakta rahat rahat ateist öldürmekten bahsettikleri, hepsini geçtim devletin başına çöreklenip ateistin verdiği vergilerle zorla din dersi öğretip her köşe başına cami dikip bir de üstüne çalıp çırpıp kendi ceplerini doldurduğu, ateistim dediğinde karşısındaki müslümanın nefret dolu bakışlarına hedef olduğu bir ülkede nasıl mutlu olsun ateist? müslüman adam ateiste hayatı zindan etmek için dünyaya gelmiş gibi davranmasa, dinini evinin duvarları içinde tutabilse zaten bu ülkede pek çok kişi mutlu olur, müslümanlar dahil.
anıtkabir'de nöbet tutan askeri yellemek
-
iyilik de kötülük gibi bulaşıcıdır.
burada benim gördüğüm şey şu; daha önce çok daha samimi versiyonlarını televizyondan gördüğümüz nöbet tutan askere yardımcı olan insan figürü "ben de bir şeyler yapmak istiyorum" diyen iyi niyetli insanlara rolmodel olmuştur.
niyet iyi olduktan sonra komik gözükmesi bence bir sorun değildir. askerlik olgusuna saldırmak için askeri ve ona yardımcı olmaya çalışan ama elinden bir şey gelmeyen iyi niyetli insanları malzeme etmek argüman üretmede zorluk çekildiğine delalettir.
çünkü temelinde askerlik kurallardır, soyut bir kavramdır. asker o kurallara uymakla yükümlü insandır. ben askerdim mesela. nöbet tutarken biri beni yellese duygulanırdım bile belki. yani şunu demek istiyorum özetle; askerlik, atatürk, türkiye cumhuriyeti gibi kavram ve kişilerle ideolojik sorunlarınız varsa böyle salvo vuruşlarla bu kavramları yıpratmanız çok uzun zaman alır. daha direkt yöntemler kullanmalısınız.
iyi niyet özenerek de olsa, histeri şeklinde de olsa, içten gelerek samimi bir biçimde de olsa yayılmalıdır. kafa kesilen, kalp yenilen, kadınların kafeslerde satıldığı coğrafyada aşağılayacak bir bu olayı bulabiliyorsak bizim de vicdan terazimiz doğru çalışmıyor demektir. efendim bunlar başka ülkeler bizim ülkenin sorunları başka diyenler için de hırsızlık, rantçılık, sınavlara karıştırılan hile, rüşvet, yolsuzluk, talan, işçi güvenliği, insan hayatına verilen önem, ifade özgürlüğü, adalet, kuvvetler ayrılığı, eşitlik, inanç özgülüğü, gelir dağılımı uçurumu gibi önemli hadiseler mevcut.
memlekette konuşulacak tek bu komik yelleme hadisesi kalsın trolleri kıskandıracak taşağı ben geçerim merak etmeyin.
32 çocuk yapıp kaymakamlıktan yardım bekleyen adam
kalıcı homeoffice çalışmaya geçilmesi
-
çalışanlara işveren tarafından ofis yardımı yapılması durumunda katıldığım önermedir. evde çalışmaya başladıktan beri mutfak masrafım, elektrik, su vs. giderlerim ikiye katlandı.
seyit rıza
-
230 köy ile dönemin en büyük aşiret ağalarından. devletin köylüye dağıttığı toprakları hilelerle üstüne geçiren, istanbul'da yaşayan aşiret mensuplarından da adam yollayıp vergi toplayan...
çok büyük devrimci çok
zamanın ötesinden gelen ekleme: aynı zamanda başöğretmendir. ee ne de olsa aşiretinin çocuklarını okula yollamayıp kendisi eğitirdi.