hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: tutuklanarak cezaevine gönderildi)

    protesto edecek herhangi bir şeye yer açmadan, suçlu bulunmuş ve tutuklanmış öğretmen.

    bak şimdi gerizekalı:

    1) olay hakkında yayın yasağı getirilmiş mi?

    hayır.

    2) eğitim-sen olayın üstünü örtmeye çalışmış mı?

    hayır.

    3) bazı(!) medya kurumları bu olayı uzunca bir süre görmezden gelmiş mi?

    hayır.

    4) bakanlar vs çıkıp "eğitim-sen'i karalamaya" çalışıyorlar diye olayı saklamaya ve kurumu korumaya çalışmış mı?

    hayır.

    5) yasal olarak dernek ve vakıflar ilköğretim için yurt açamazken; böyle bir durum var da eğitim-sen için, hükümet tarafından, görmezden geliniyor mu?

    hayır.

    6) "'çocuk istismarını engelleme komisyonu"nun kurulması; birilerini korumak adına, belli bir parti tarafından engellenmiş mi?

    hayır.

    tekrar edelim: (bkz: tutuklanarak cezaevine gönderildi)

    bu insanlar güya müslüman diye oy veriyor malum partiye: ahlaksızlık ve akılsızlık dinleri olmuş.

    edit: jelibonlar yitiren adam uyardı; 5. maddenin anlamı hatalıydı, düzeltildi.

  • 2012 temmuz ayındaki elektrik faturasında 0,42 tl iken ağustos ayındaki faturada 0,85 tl'ye çıkan bedel. sayaç okumak mı zorlaştı noldu anlamadım.

  • hayır bir şey değil, verilecek cevaplar bi seferde öğrenemilmiyor ki, gelişe gelişe, pekişe pekişe:

    acemilik dönemi:
    -cinsi nedir?
    -kangal.
    -kaç yaşında?
    -2.
    -o zaman bu kırma.
    -yok değil.
    -çok küçük bu.
    -işte hastalık geçirdi güdük kaldı...
    -hayır kırma.
    -ya valla değil bakın aldığımız ye--
    -kırma!
    -ama--
    -sus!
    -*kısık sesle* kırma diil ama olsaydı da severdik biz :(

    öğrenmeye başlarken:
    -cinsi nedir?
    -kangal.
    -kaç yaşında?
    -eee.. 6 aylık.
    -hmm kırma bu.
    -yoo değil niye?
    -bunların arka ayağında tırnağı olur fazla, o yok.
    -e aha var işte, bu ne?
    -y-yok daha büyük olması lazım!
    -iyi kırma o zaman.
    -oley :) kırmaymış

    bıkkınlık dönemi:
    -ne cins?
    -kangal.
    -kırma mı?
    -değil, küçükken hastalanmıştı, bi de döndüreyim şöyle bakın tırnak.
    -belli belli safkan bu, çok güzel.
    -aa oley sonunda!
    -bizim köyde var onlar at kadar. sizinkinin kafası küçük, kafası küçük kangallar oyuncu olur.
    -öfff...

    son durum:
    -ne cins?
    -golden retriever.

  • afganlar bile şu an daha iyi imkanlara sahip. rusya halkının iki seçeneği kaldığı yaptırım olmuştur. ya putin'i devirecekler, ya dünya savaşına körükle gidecekler.

  • gerçek bir rezalet.

    ya şöyle olsaydı: yetkili servise emanet ettiğiniz arabanızla firma personeli gezip tozuyor. bu sırada aşırı sürat yapıyor ve bir yayayı eziyor. panik olup kaçıyor. yaya kazanın etkisi ile hayatını kaybediyor. bu arada görgü tanıkları/ kamera kayıtları aracın marka/model ve plakasını kayıt altına alıyor.

    araç size teslim ediliyor. teslim tutanağı gargaraya getirilerek imzalatılmıyor. siz de alışık olmadığınız için ve aracınıza kavuşma heyecanı ile aklınıza bile getirmiyorsunuz teslim tutanağı istemeyi. düşünün, kaçınız aracını servisten alırken size tutanak gösterilmese bunun için ısrarcı olursunuz.

    birkaç gün sonra polis kapınızı çalıyor ve aracınızın ölümlü bir trafik kazasına karıştığını bildiriyor. kelepçelenerek savcının karşısına çıkıyorsunuz. savcı tutuklu olarak yargılanmanıza karar veriyor. avukatınız servise başvuruyor. o da ne? servis aracı size günler evvel teslim ettiğini beyan ediyor.

    yıllarca, ilişkiniz olmayan bir suçun cezasını hapis yatarak çekiyorsunuz. tüm bunların sebebi, dünya çapında bir araba markasına ve onun yetkili servisine duyduğunuz güven. onların müşterisi olmanız.

    anlatılan olaydan sonra, bu yazdığım varsayımın asla gerçekleşmeyeceğini düşünen birisi kaldı mı acaba? işte bu kaybedilen şeyin adı müşteri güveni ve ticari itibar.

  • çoğu midemdeki sorunlar yüzünden kahveyi bırakıp, dışarıdan yemeyi azaltmamla geliştirdiğim tasarruf yöntemleridir.

    -kahveyi bırakmak ayda 300 tl gibi bir rakam tasarruf etmemi sağlıyor.

    -pastanelerde kullanılan malzemeler sanayi tipi oluyor. örneğin: alba marka yağ, ovalex adlı kıvam artırıcı yine sanayi tipi unlar kullanılıyor. bir kase supangleye, profitorele, kazandibine 10 tl vermektense kendim yapıyorum. koca tepsi kazandibi 5 tl gibi bir rakama mal oluyor. (hem de en iyi sütü, unu kullanıyorum). yaş pastayı (üşenmezsem) kendim yapıyorum.

    - aracıdan değil, direkt üreticiden almaya çalışıyorum. örneğin, ankara ulus'ta çantacılar çarşısı var. kızılay'da 80 tl'ye satılan çantayı atölyeden 30-40 tlye alıyorum.

    - kıyafet alırken modaya uygun parçalar değil de klasik parçaları tercih ediyorum. böylece modası geçti diye yeni kıyafet almam gerekmiyor. mesela, bu sene moda olan paçası saçaklı kot ya da gül işlemeli mavi-beyaz cizgili gömlek seneye demode olacak ama bedenime yakısan klasik kesim jean üstü normal mavi-beyaz çizgili gömleği her sezon giyerim.

    - ayak sağlığı çok önemli. ucuz ayakkabı almam, ucuz topuklu hiç almam. o kadar para verdiğim ayakkabıyı sırf topuğu çizildi diye kenara koymaya gönlüm el vermediğinden toplu taşıma kulanacaksam babet ya da spor ayakkabı giyip ofiste ayakkabımı degiştiriyorum. (hem otobüse yetisırken rahat koşuluyor :) )