ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dünyanın en kısa aşk hikayesi
-
sevdim, sevmedi. (son)
hala koronavirüs kapmayanların meslek sırları
-
is makinesi operatoruyum santiyede. yanima yaklasani 9 metre derine gomerim dedim. o gunden beri yaklasan yok... yemegimi cayimi termosta evden getiriyorum. ama tabiiki yusuf yusuf halindeyim.
ramazanda içki fotoğrafını yayınlamak
-
normal bir durum.
herkes müslüman değil ya da dinini yaşamıyor. rahatsız olan arkadaş listesinden çıkartır ya da profiline bakmaz.
bu yapılan benim ya da bir başkasının 'bu sıcakta aç susuz kalınır mı sağlığını düşünmüyor musun?' demem kadar ahlaksızcadır. herkes kendi tercihlerinden mesuldür.
cumhurbaşkanı'ndan dolar bozdurun çağrısı
-
(bkz: saray'ı sat) diyerek karşılık verdiğim çağrıdır.
nuri bilge ceylan ve zeki demirkubuz'la eve çıkmak
-
tez ölüm getirir. lan bi makarna yapayım diyosun, 136 dakikada su anca kaynıyor. evde uzun uzun size bakan insanlar falan.
sıkıcı.
simge sağın
-
fanatizm gerçekten tedavi edilemeyen bir hastalık. n'olmuş kadın kendisiyle özdeşleşen, her golünden sonra çalan bir şarkıyı gidip futbolcuyla beraber söylemişse. ne kadar ilginç kafalar ya. hemen taraftarlığı sorgulanmış. napacaktı gidip düşman mı olacaktı?
dünyanın en kısa korku hikayesi
-
"birden içeri elinde sazıyla ismail türüt girdi."
arbitraj
-
bir piyasadan bir varlığı satın alma ve aynı zamanda özdeş bir varlığı bir başka piyasada daha yüksek bir fiyattan satmaktır. bazen bunlar, farklı piyasalardaki özdeş varlıklar olacaktır, hem new york stock exchange hem de londra borsası'nda kote olan herhangi bir şirkete ait hisse senetleri gibi.
çoğu zaman arbitraj yapılan varlıklar daha karmaşık bir şekilde özdeştir, örneğin benzer risklere maruz kalan farklı finansal menkul kıymetler söz konusu olabilir. bu noktada, etkin piyasalar hipotezi göz önüne alındığında, arbitraj ancak etkinsiz piyasalarda mümkün olur. yani arbitraj bir nevi piyasaları daha etkin kılan bir süreçtir.
kimi arbitraj türleri tamamen risksizdir. risksiz olan bu arbitraj türü saf arbitraj olarak da bilinir. örnek vermek gerekirse, londra'da euro new york'tan daha düşük maliyetle satın alınabiliyorsa, arbitraj yapanlar, londra'dan euro alıp aynı miktarı new york'ta satarak risksiz kâr elde edebilirler.
saf arbitraj fırsatlarına değinmek icap ederse, mesela son yıllarda, kısmen finans piyasalarının küreselleşmesi hasebiyle bu fırsatlar azaltmıştır. günümüzde, birçok gösterişli hedge fund üzerinden gerçekleştirilen ve arbitraj olarak tanımlanan işlemlerin büyük çoğunluğu, benzerlikleri olan fakat özdeş olmayan değerleri içermektedir. işin özü, bu saf arbitraj değildir. üstelik risksiz oldukları da kabul edilemez.
bütün bunlara ek olarak, arbitrage pricing theory (arbitraj fiyatlama teorisi) hususunda da birkaç kelam etmek gerekir diye düşünüyorum. bu teori finans piyasalarında varlıkların nasıl değerlendirileceğine ilişkin en temel iki teoriden biridir. bir diğer teori de sermaye ve varlıkları fiyatlandırma modelidir.
genel olarak arbitrage pricing theory, beklenen faiz oranı gibi birkaç kilit risk faktörünü ve varlık fiyatlarının portföy fiyatına nispeten nasıl değerlendirildiğini açıklamaktır. bir varlığın fiyatı, teorinin gösterdiğinden sapma gösteriyorsa, yatırımcıların arbitrajı bu eylemi geri düzeltmelidir.
bebeğin yüzünü emoji ile kapatıp paylaşmak
-
ben bugünlerde bunun kat kat üstüne çıkılmış bir dangalaklık gördüm. arkdaşlarımdan biri kendi çocuğu ve bir sürü başka çocuğun olduğu bir fotoğraf paylaştı. sadece kendi çocuğunun yüzünü emoji ile kapatmış. yani senin düşüncene göre sadece senin çocuğuna nazar değmesin öbürleri ölsün gebersin. yaptın bi aptallık hepsini kapat. fotoğraf on emoji ile iyice bok gibi olsun.
tanımadığı birine parfüm markasını sormak
-
amsterdam'da bir cafe'de oturmusuz arkadasla. geceyarisi olmus artik ve kalkmak uzereyiz. derken arka masamizda oturan hatunlardan biri koklaya koklaya boynuma kadar geldi. ve "parfumun cok hos la, markasi nedir?" diye sordu. hatun fransizdi o yuzden la dedi sanirim.
benim de basima ilk kez boyle bisey geldigi icin sasirdim ve de acikcasi o parfumu ilk kez almistim. ilkin adi aklima gelmedi. sonra kiza dondum "victor hugo" dedim.
"sahi mi? emin misin? victor hugo bizim bi vatandas ama ilk kez adina parfum duydum erkek arkadasima onerecem de" dedi.
"cidden la, yalan borcumuz mu var la sana, victor hugo'dur parfumun adi" dedim.
ben de ankarali oldugum icin la dedim sanirim.
sonra kizlar peki tesekkur ederiz deyip kalktilar. telefonu cikardim ulan neydi harbiden adi diye baktim. viktor rolf cikti amk. viktor rolf & spicebomb. onceki parfumum de hugo boss oldugu icin benim beyin free style takilip viktor hugo diye bir parfum uretmis. mantiksiz da degil hani dusununce kizamiyorum da kendime o yuzden.
yine de kotu bi izlenim birakmayayim diye kizin pesinden kostum ve parfumun adi viktor rolf'mus ya kusura bakma dedim. bu fransiz kiz da hemen oracikta birak simdi parfumu chàpchàlle deyip dudaklarima yapisti demek isterdim ama degil malesef ok deyip gitti.
au revoir!
kendine 3 el ateş et sana bir şey olmayacak
-
her ölüm erken ölüm değil demek ki. iyi bile yaşamış bu kafayla.
ateistlerin bayram tatilinden faydalanabilmeleri
-
ateistlerin tükettiği alkolün vergisinden yapılan camide ibadetlerini yerine getirenlere dert olmuştur.
apple'ın yapıp da diğerlerinin yapamadığı şey
-
açık ve net müşterisine verdiği değer ve satış sonrası hizmeti.
bir sorun olduğunda alıyorsun randevunu, gidiyorsun apple store'a, testler anında yapılıyor, sorun sana anlatılıyor ve apple kaynaklı bir sorunsa anında değişimi yapılıyor, onarılacaksa 3 gün içerisinde teslim ediliyor. üstelik en ufak bir sorun için bile gidebilirsin ve bunu dünyanın her yerinde yapabilirsin. başka marka elektronik bir üründe sorun yaşadığında ürün değiştirmeyi bırak, sorun tespiti ve onarımı en az 1 ay. üstelik resmen sürünüyorsun derdini anlatırken. apple ürünlerinin kalitesi apayrı bir konu, oldukça severek kullansam da asla yerine başka bir ürün geçemez demem ama müşterisine verdiği hizmet eşsiz.