hesabın var mı? giriş yap

  • mont giyerken kazağın kol kısmının omuza doğru sıyrılması. montun bilek kısmından el sokup, kazak kolunu yakalayıp çekmeye çalışmak

  • nöbetçi savcılık tarafından hakkında halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yeniden yakalama kararı çıkarılmış.
    işte dogru suçlama buydu. ıngilteredeydi galiba, adamın birine tacizden 2, ingiliz kızlarının özgürce gezme hakkına saldırıdan 22 yıl hapis vermişti bi hakim. inşallah suclamanın arkasında dururlar.

    edit:kaynak

  • dolar 3 liraya dayanmış, hergün şehit veriyoruz, istanbul'un göbeğinde dolmabahçe'de silahlı saldırı oluyor ama adam hala muhtarlara maval okuyor. ya sabır

  • https://twitter.com/…tatus/1306163259976933376?s=20

    iyi parti genel başkan yardımcısı yavuz ağıralioğlu'nun, hepimizin içine oturan milyarlarca dolarlık telekom kazığı üzerinden yaptığı, sesli güldüren türkiye-yunanistan kıyaslaması.

    tam bir güler misin ağlar mısın saptaması. hem iktidar partisine hem yunanistan'a ayar veren iyi bir gönderme olmuş.

  • ukraynada sahilde şahit oldum. önümde kız vardı denize yakın şezlongda. salatası geldi, salatayı aldı denizi arka planda bırakacak bir sürü pozlar dudak büzmeleri vs yaptı, sonra salatayı kenara koydu yüzmeye gitti, yemedi lan salatayı. ibretlik mal.

  • bunlardan bir tanesi de benim.

    hatta bugün kontrol ettim, kaşlarımın bittiği yerle saçımın başladığı yer arasında baya bir boşluk varmış. bence o araya güzel bir reklam alınabilir.

    ulaş bana reis.

  • vedat bey'in başına gelen düpedüz zorbalık. bunun iyicil bir açıklaması olamaz. bir ihtimal karşıdaki mizah yaptığını düşünüyor olabilir ama yapamamış, hem nobranlık yapmış hem de komik değil. ama bunun dışında da sosyal medya üzerinde yaşanan kabalıklar, kırıcı tutumlar, hakaretler birçoğumuz için yabancı değil.
    şimdi size bunun neden böyle olduğu hakkında fikir vermek için başta ilgisiz bulacağınız iki senaryo yazacağım.

    birinci senaryoda yoğun bir insan kalabalığı olan bir kaldırımda yürürken, önünüzde bir insan yere düşüyor ve yürüme yolu tıkanıyor. ne yaparsınız? yardım etmeye çalışır ya da kalkmasını beklersiniz. adama/kadına bağıran, hadi kardeşim diyen, küfreden olmaz (bunları yaparım diyen varsa tebrikler: sosyopati testini tam puanla geçtiniz)

    ikinci senaryoda trafikte seyir halindesiniz, yolun ortasında bir araba yavaşlayıp durdu ve trafik tıkandı. insanların yüzde doksanı (iyimser oran) kornaya basar, bir kısmı arabasının içinde bir kısmı kafasını camdan çıkarıp bağırır, bir kısmı bunların üstüne bir de küfreder.

    bunun önemli bir nedeni, insanı form olarak ve daha da iyisi yüz ifadesiyle görmenin karşısındaki kişinin empati duygusunu tetikleyen ayna nöronları aktive etmesi. aracın içinde bir insan olduğunu bilsek bile bunu görmediğimiz, o kişinin sıkıntılı yüz ifadesini okuyamadığımız zaman o insanı, insan olarak algılamamız kısmi oluyor. empati yoksa acıma, merhamet, ılımlı davranış azalıyor; öfke, zorbalık artıyor.

    internet üzerinden insanî ilişki kurulmaz demiyorum. ama burada gördüğünüz insanları gerçek birer kişi olarak algılamanız için birebir bir ilişkiniz olması gerekir. bir insanı tanımak onun hayatına şahit olmak, acısını sevincini paylaşmak, karanlık ve aydınlık yanlarını bilmek demektir, onun dışında sadece birinin gölgesini görüyor ve onunla muhatap oluyorsunuzdur ve gölgelerin üstüne basmak vaka-i adiyedendir insan için.

    burada unutması kolay ama hatırlaması elzem olan şey, her gölgenin bir sahibi, o sahibin bir yüzü ve o yüzün ardında bir kalp ile koskoca bir dünya olduğu.

  • "saatler önce evlilik teklifi aldığım mutlu günümü mahveden onca yazar" diyerek gerekli yerlere göz dağı vermeyi ihmal etmemiştir.

    sevgili alexandra,

    sen sözlüğü şu anki haliyle gördüğün için belki de anlam veremiyorsun olup bitene. “nedir bu tantata bu gereksiz, çocuksu ve %90’ı cahil barındıran site için” diyorsun belki kendi kendine. hep böyle değildi buralar alexandra. kimisi kişiliğini inşa etti burada. filmler izledi, şarkılar dinledi. tartıştı, öğrendi, tanıştı, dertleşti. tabii bunlar yaşanırken sen henüz çocuktun. o güzel şeylerin hepsi vaktiyle yaşandı burada. sonra kanzuk ticari hırsları uğruna hepsini tek tek mahvetti, ama o başka bir günün konusu.

    burası her geçen gün ne kadar yozlaşmaya, kokuşmaya, iğrençleşmeye devam etse de, sırf geçmişin hatrına bile olsa bazı korumacı reflekslerimiz var. gördüğün yazarların yazar olmak için ne kadar beklemesi gerektiğini biliyor musun alexandra? çok. 10 entry girip senelerce bekledi insanlar. sen ise kuyruğun en önüne kaynak yapan kişi oldun. sence bu hareket, tüm o insanlara saygısızlık değil mi alexandra?

    londonphile meselesi gelelim. bu yazar seninle tartıştıktan sonra sebepsiz yere uçuruldu. bu kişi sana hakaret etmedi. senin yazdığın yazıyla ilgili bir yorum yaptı ve sözlük doğasınca bu onun en doğal hakkıydı. “benim haberim yok, ben yapmadım” demenin hakkın olduğunu düşünmüyorum. sence burada ufak da olsa bir sorumluluk kabul edip bunun neden olmuş olabileceğiyle ilgilenmen gerekmiyor mu alexandra? gazeteci ruhun da mu merak etmiyor bu esrarengiz olayı? bu kişi uçuruldu ve tüm entryleri çöpe gitti. belki de senelerce yazdığı yazılar, notlar hepsi gitti. sence bu hareket insanların emeğine saygısızlık değil mi alexandra?

    biz türkiye’nin yorgun insanları, ekonomik olarak batık, psikolojik olarak çökük insanlarıyız. biz neden bu hale geldik biliyor musun alexandra? çünkü bizi bu hale getirenler torpille, adam kayırmayla, elindeki gücü kullanarak başkasını haksız yere ezerek bizi bu hale getirdi. ve siz dün gece bizi bu hale getiren olayların mikro bir örneğini bize sundunuz. bizi 2 ekmeğe muhtaç eden adamlarla aynı karaktere sahip olduğunuzu gösterdiniz.

    edit: sözlük cevap vermiş:
    ---- “yazar kendi tercihiyle hesabındaki entry’leri silip tek entry’sini bırakarak hesabını "yetersiz entry profili" haline getirmiştir. bu doğrultuda, hesabı iddia edildiği üzere kişisel sebeplerle değil yetersiz entry profili ve tarihçe sebebiyle kapatılmıştır. torpille yazar alımı olarak ifade edilen konu ise ekşi sözlük'e emek vermiş kişilerce referans verilen, bilinen ve tanınan kişilerin yazarlığa kabulü 2004 yılından bu yana var olan bir durumdan ibaret.” ----

    siz de ne tesadüf ki “yetersiz entry profili” sebebiyle londonphile’ın hesabını tam o tartışmadan sonra kapattınız. insanlarla dalga geçer gibi cevap veriyorsunuz. yetersiz entry profili olduğunu gece 5’te mi fark edip kapattınız hesabı?

    açıklamaya dair tek tatmin edici şey sözlüğün 2004’ten beri omurgasız olduğunu öğrenmemiz oldu. böyle bir cevap vermek yerine hiç cevap vermeseniz çok daha iyi olurdu.

    bu cevaptan sonra benim gördüğüm, olayda en suçsuz insan alexandra. her şeyi eline yüzüne bulaştıran yönetimin kurbanı olmuş. mini diktatörlüğünüzde size başarılar. ben gidiyorum. unutmadan. ssg sen de ideoloji rolleri kesme kimseye artık. ikinizin de tek efendisi para.

  • çocuk sahibi olunca kendilerini kutsal bir varlık olarak görmeye başlayanların isteği.
    çocuğu yaparken bekarlara mı danıştınız sayın yazar?