hesabın var mı? giriş yap

  • ah ulan ah! hayattaki tek başarısı, ilkokul çağlarından beri, kurs, özel hoca, kolej derken kafasına vurula vurula öğretilen ingilizce olan, ezik ergenlerimizi tatmin etmemiş.

    adam iyi bir yerden mezun mu? mezun...
    dünyaca ünlü bir yönetmen mi? evet...
    ingilizce biliyor ve derdini anlatabiliyor mu? evet...

    fazlasını da sen başar o zaman, ergen kardeşim!

  • "bbp yönetiminin masasında 'listelerden çekilmek dahil' birçok formül bulunuyor."
    e ne oldu vatan millet sevdası şimdi?
    çıkar birlikteliği miydi yoksa sizinki?

  • ben 24 yaşındayım ve 44 yaşında bir dul bayanla evlendim. kendisinin de 25 yaşında bir kızı var. babam ise bu kız ile evlendi. böylelikle babam, karımın kızı ile evlendiği için damadım olmuş oldu. bunun üzerine kızım da babamla evlendiği için üvey annem olmuş oldu. hanımımın ve benim geçen sene bir oğlumuz oldu. oğlum hanımımın kızının erkek kardeşi oldu, aynı zamanda babamın da eniştesi. bir de üvey annemin erkek kardeşi olduğu için dayı oldu. anlıyacağınız benim oğlum benim dayım oldu. babamın eşi sene sonunda dünyaya bir erkek çocuğu getirdi. o babamın oğlu olduğu için benim de erkek kardeşim, ve de kızımın oğlu olduğu için de torunum. yani ben torunumun erkek kardeşiyim. ayrıca bir annenin evladının babası eşi olduguna göre ben de eşimin kızının babasıyım ve kızımın erkek çocuğunun erkek kardeşiyim. kısacası kendimin büyükbabasıyım..

  • bak sen bunu böyle rahat rahat iddia edebiliyorsun. iyi güzel. ama başka biri de çıkıp akp, nasyonel sosyalist alman işçi partisinden, nazi den farkı yok diyebilmeli o zaman. öyle arkadaş arasında eş-dost sohbetlerinde değil. tv'de, üniversite konferansında, uluslararası toplantılarda vs.

    hop hop hoplamayacaksın o zaman.

  • yanlışlıkla 2 roket düştü diye dünya savaşı mı çıkar lan sakin olun.

    biz adamların uçağını güdümlü füze ile vurduk savaş çıkmadı bi sakin olun hele.

    edit: sikicem 100 sene önceki avusturya veliahtı orneginizi dünya 100 sene önceki dünya degil ülkeler gelen elçilerin kafasını kesip yollamiyor mesela. iki tarafın da nükleere sahip olduğu hiçbir savaş yaşanmaz artık. anca abd ırak abd suriye gibi güçlü ve gariban savaşları oluyor.

    bu ülkede büyükelçi vuruldu yine bir şey olmadı.

  • 10 şubat 2010 galatasaray antalyaspor maçında, durum 1-1'ken, ilk yarı sonunda (ki değişikliklerini genelde 60-70 arası yapan bir teknik direktördür kendisi) gio yerine emre çolak'ı almıştır, hemen ardından emre durumu 2-1'e getirmiştir.
    yine aynı maçta durum 2-2 iken, mehmet topal yerine hakan balta'yı oyuna alıp, caner erkin'i sol bekten, sol açığa kaydırmıştır. bir kaç dakika içinde galatasaray 3-2'ye yine caner'in golüyle ulaşmıştır.
    son değişikliği uğur uçar yerine servet çetin'i almak olmuştur, ama kimilerinin düşündüğü gibi defans yerine defans almak şeklinde olmamıştır. servet'i ileri koyup (bildiğiniz bayağı ileri, santrafor falan) defansı 3'lemiştir. servet kalan dakikalar içinde ceza sahasını karıştırmış ama galatasaray'a turu getirememiştir.

    futbolu "öne geçince yere yatın, geriye düşünce tekme atın" mantığıyla değil de, satranç oynar gibi hamlelerle oynamaya çalışan, bunu da bütün asaletiyle yapan bir adamdır. onun galatasaray'ın başında olmasından ve onu oraya getirebilenlerle gurur duyuyorum.

  • insan içine çıkması bile sakıncalı olan at hırsızlarına bak sen. bu çağ dışı sistemlerin 20 yıl önce tarihe karışması gerekiyordu.

    aynı anda hem bekleyen yolcu takibi yapıyor, hem araba kullanıyor, hem para üstü veriyor, hem telefonla konuşuyor, hem de inmek isteyen varsa indirmeye çalışıyor. işine geldiği gibi süratli gidip terör estirmek veya çok yavaş gidip trafiği tıkamak da cabası.

    2022'ye geldik halen bu mafyalarla uğraşıyoruz. polise bile saldıracak kadar şımarmışlar. artık ortada nasıl bir rant varsa hiçbir şey yapılmıyor.

  • tarihin kayda geçmiş ilk sabotaj kaynaklı yangınlarından birisi olan ve dönemin doğu roma imparatorluğu başkenti konstantinopolis'in kuzey batı bölgesini neredeyse haritadan silmiş felaket.

    4. haçlı seferi'nin hikayesi çoğunuzun malumudur. mısır'a doğru yola koyulmak isteyen ama parasızlıktan ve başsızlıktan ne yapacağını bilemeyip kendilerini venedik doçu henricus dandolo'nun adeta kucağına atmak zorunda kalan haçlılar, önce zadar limanını ve kentini yağmalayıp papa tarafından aforoz edilirler. ardından kutsal roma imparatorluğu içerisinde ve katolik bir ortamda yetişmiş aleksios angelos, kendilerine "gelin, beni doğu roma imparatoru yapın ben de sizi kutsal topraklara ulaştırayım" teklifini sununca soluğu konstantinopolis'in surlarında alırlar. dönemin imparatoru isaakios angelos ile kendisine dandolo önderliğinde haçlılar ve aleksios'un yaptığı teklifleri reddeder ve haçlılar kenti kuşatıp tahta aleksios'u çıkarmak için faaliyete başlar.

    17 temmuz 1203 sabahı haliç tarafından denizden ve galata'dan dolanarak karadan kentin en kuzeyindeki surlardan işgal çabalarına başlayan haçlılar, kentin bilhassa pyle eis pegas olarak bilinen ve günümüzde cibalikapı taraflarına tekabül eden kısmında imparatorluğun vareng muhafızlarıyla karşılaşınca neye uğradığını şaşırıp geri çekilmeye başlarlar. geri çekilirken takip edilip tamamen yok edilmemek için kuzey doğu yönünde ilerleyerek kentin günümüzde ayvansaray taraflarına tekabül eden kısmında bir yangın çıkarırlar.

    vakanüvis niketas koniates'e göre petri kapısından başlayıp cibalikapı'ya kadar olan kısımda rüzgarın da etkisiyle hızla büyüyen yangın kentin blahernai, defteron ve phanarion* bölgelerini kısa süre içerisinde tanınmaz hale getirmiştir. öte yandan; pammakaristos manastırı'nın* tam manasıyla bu bölgede fırtınanın gözü denebilecek bir konuma sahip olmasına rağmen etrafındaki neredeyse her şey yanarken sapasağlam ayakta kalması, dönemin konstantinopolis halkı tarafından ciddi bir mucize alameti olarak kıymet görmüştür.

    bir gün sonra sönen yangın, yaklaşık 1.5 kilometrekarelik bir alanı kül ederken kentin içerisinde 20 ilâ 30 bin kişinin evsiz kaldığı tahmin edilmektedir.

    kentin kuşatma süreci ise bu yangından sonra da devam etmiş olup 13 nisan 1204 tarihinde kent, haçlılar tarafından ele geçirilip adeta hunharca yağma edilmiştir. şehirde bu dönemde çıkan yangın ise temmuz 17 temmuz 1203 konstantinopolis yangını'ndan bile daha yakıcı ve yıkıcı olmuştur. ne var ki tarihin kayda geçmiş ilk sabotaj vakalarından olan temmuz 1203 yangını da ne yazık ki kente ciddi anlamda hasar vermiş ve haçlılar'ın "kenti ele geçiremiyorsak yakalım" stratejisini benimsemelerine yol açmıştır. bu da olacakların adeta bir habercisi olmuştur.

    ağustos 1203 ve nisan 1204 tarihli yangınlarla beraber, kentin aldığı hasarı coğrafi olarak özetleyen bir harita da mevcuttur.

  • moda caddesi üzerinde, neşe sokağın başında yer alan pastanedir. kadıköyün en eski ve en güzel mekanlarından biri olmakla birlikte pastalarının çeşitliliği ünlüdür. özellikle malaga pastası burda yenmeli.

  • melih gümüşbıçak değildir.

    "arda arda arda arda, arda gidiyor, arda arda arda, şimdi pasını verdi umut, umut umut umut....." bu ne lan?