hesabın var mı? giriş yap

  • eliyle değil ama diliyle ölüme sebeb olmuş biri olabilir.

    gezi parkı olaylarında öldürülen 6 kişinin katilleri bu kadının "üstüme işediler, beni dövdüler" iftiralarına da inandılar, hırslandılar. ali ismail korkmaz'a atılan o son tekme, vurulan o son demir sopa belki de bu kadın ve çocuğu için vuruldu.

  • ikinci thor: love and thunder fragmanı yayınlandı. taika waititi'nin çektiği thor filmlerinde karşımıza sıkça çıkan ciddiyet ve mizahi ton gibi tartışmalarda elbette yine alevlendi. bu sefer fragman incelemesinde thor serisindeki ton değişiklikleri ve gorr üzerinde durmayı istiyorum.

    ilk thor filmi yönetmenliğini kenneth branagh'ın yaptığı, avengers'a giden yolda 4. film olarak karşımıza çıkan, chris hemsworth ve tom hiddleston'ı thor ve loki olarak hayatımıza sokan bir marvel çizgi romanı uyarlaması olarak 2011 yılında vizyona girdi. 150 milyon dolar prodüksiyon bütçesine 449 milyon dolar gişe karşılığı alarak henüz glabol bir canavara dönüşmemiş mcu için güzel diyebileceğimiz geri dönüş aldı. şahsen ilk thor filmini mcu içerisindeki en underrated film olarak görüyorum. dünya sahneleri ve jane, darcy, selvig gibi karakterlerin filmi aşağı çektiğini kabul etsem de asgard ve jotunheim kısımlarını çok iyi buluyorum. odin ve loki'nin karakterizasyonlarını çok beğeniyorum. tekrar izlemekten keyif aldığım bir film thor. ciddiyet konusunda bakarsak elbette taika waititi filmlerinde olduğu kadar mizahi değil ama mcu'nun genel mizah anlayışına yine sahip bir film. thor'un dünya ile olan uyumsuzluğundan espri çıkaran ve fiziksel mizahı kullanmaktan da çekinmeyen bir filmdi.

    avengers filmi vizyona girdikten ve film devasa bir gişe canavarına dönüştükten sonra ikinci thor filmi olarak thor: the dark world 2013 yılında sinemaya geldi. o zamana kadar yüksek profilli dizilerle tanınan alan taylor filmin yönetmeniydi ama sinema filmleri üzerine olan tecrübesizliği kendi dilini yaratamamış olması hemen dikkatleri çekiyordu. film belki de mcu'nun en sevilmeyen filmlerinden biri oldu. hatta bir çok izleyici için en kötüsü oldu. ben kötü olarak sert konuşmak istemiyorum ama benim içinde en zayıf mcu filmlerinden biri. özellikle çok kötü işlenen villain (malekith) stajyerin stajyeri gibi dikkat dağıtıcı unsurlar, hikayeyi yine dünya ile sınırlamak thor ve jane ilişkisinin bir türlü kimya yakalayamaması filmin en büyük günahlarıydı. yine de avengers'ın etkisi olumlu anlamda devam ediyordu. film 170 milyonluk bütçesine karşılık gişeden 644 milyon dolar ile döndü. ama değişiklik çanları çalıyordu.

    burada şunun altını çizmemiz lazım. marvel studios çalıştığı yönetmenlerle gişe ya da eleştiri anlamında o filmde başarı yakalayamamışsa genelde yönetmeni değiştiriyor. ikisinin de olmasını istiyor. jon favreau ikinci ıron man'de ilk filmin başarısını yakalayamayınca değiştirildi hem de gişesi aynı olmasına rağmen. joe johnson ikinci captain america öncesi değiştirildi ve russo kardeşler geldi. ilk captain marvel filmi 1 milyar 128 milyon gişe yapmasına rağmen fazla beğenilmediği için yönetmenleri anna boden ve ryan fleck ile ikinci film için çalışılmıyor. diğer taraftan hem gişe hem de eleştiri başarısını sürdüren james gunn, peyton reed ve jon watts ile çalışılmaya devam ediliyor.

    taika waititi, thor: ragnarok'un yönetmeni olarak açıklandığında yönetmeni tanıyanlar serinin mizahi yönünün daha farklı bir hal alacağının farkındaydı. ama fragman gelene kadar hatta entertainment weekly'nin ilk thor: ragnarok kapağı düşene kadar seyircinin bir kısmı filmin isminden ötürü çok sert bir film bekliyordu. ama taika waititi'nin ve kevin feige'nin thor ile ilgili planları daha farklıydı. waititi mizahi unsurları amaç olarak değil araç olarak kullanan bir yönetmen. aynı zamanda çok başarılı bir senaryo yazarı. çok ciddi konular işliyor ama bunları mizah ile anlatmayı başaran ilginç bir tarzı var. en iyi uyarlama senaryo dalında oscar kazandığı jojo rabbit bunun en güzel örneği. thor: ragnarok'ta aslına bakılırsa serideki o zamanı kadar ki en sert olaylar oluyor. ama üslup olarak olarak komedi unsurlarına sahip. bu tarz herkesin seveceği bir tarz olmayabilir. lakin thor: ragnarok 180 milyon dolar bütçesine karşılık 853 milyon dolar gişe ile serinin en yüksek gişesini elde etti. aynı zamanda hem eleştirmenler hem de seyirci tarafından da çok sevildi. artık thor karakterini mizahi anlamda kabul etmek gerekiyordu.

    avengers: ınfinity war'da her şeyini kaybeden ama umudunu kaybetmeyen bir thor vardı. sonuna kadar savaştı. russo kardeşler daha sert bir thor grafiği çizmişti. kahramanın yolcuğu teması thor üzerinden anlatıldı. avengers: endgame'e gelindiğinde ise thor artık umudunu da kaybetmişti russo'lar o nokta da thor'u waititi gibi mizahi yönleriyle kullandı. daha ciddi thor bekleyen bir kesim seyirci karakterin bu halini pek sevmedi ama ben filmin hikaye anlatımı içerisinde karakterin çizdiği profili başarılı bulmuştum. chris hemsworth ise ekranda thor'u mizahi şekli ile oynamaktan çok açık bir şekilde daha fazla keyif alıyordu.

    thor: love and thunder 2019 yılındaki san diego comic-con'da duyurulduğunda yönetmen elbette yine taika waititi'ydi. önceki film hem gişede çok başarılı olmuş, hem de herkesin beğenisini kazanmıştı. ilk kez bir mcu karakteri dördüncü solo filmini alıyordu. chris hemsworth bir çok açıklamasında özellikle thor: the dark world ve avengers: age of ultron sonrası rolden ağır ağır sıkıldığını ve karakterin yenilenmesi gerektiğini söylemişti. ilk iki avengers filmine baktığımız zaman bile screen time ve hikayeye etki olarak thor'un captain america, ıron man, hulk ve black widow'a göre çok geride kaldığını söylemek mümkündü. thor'un taika waititi yorumu karakterin çizgi roman kökenine uymadığı ve fazla mizahi olduğu yönde eleştirilebilir. buna bende katılıyorum. lakin karakterin mcu'da çıktığı ilk dört film ile düşünürsek değişikliğe ihtiyaç duyduğu ve bunun uyarlama olarak değil bağımsız bir karakter bazında waititi tarafından çok başarılı şekilde yapıldığını da kabul etmek lazım. karaktere resmen yeni bir soluk yeni bir can geldi. ilk filmlerde sadece orada duran bir kahramanken thor: ragnarok ile birlikte "karakter" haline geldi. bununda en azından taktir edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    thor karakteri ve etrafındaki mitoloji farklı okumalara çok açık. çizgi romanlarda da bir çok yazarın ilgisini çekmesi ve serinin yazarı olmasının sebebi de bu. sınırsız bir hayal gücü sunuyor kişiye thor. evet film serisini the lord of the rings filmleri kadar epik anlatımlı kurgulayabilirlerdi. ama olmayan şeyler için hayıflanmak yerine elimdekilerle bir çıkarım yapmaya çalıştığımda taika waititi'nin mizahi tarzını thor: the dark world'ün biçim ve kişilik sorunları yaşayan filmine her zaman tercih ederim.

    fragmana geçtiğimizde ilk fragmanın üzerine söyleyecek çok şey bulamadım. ilk fragmanda gördüğümüz mekanlar üzerinden daha fazla aksiyon görüyoruz. ama zaten bu fragmanın esas büyük olayı filmin villain'ı gorr'u gösteriyor olması. gorr, jason aaron ve esad ribic ikilisi tarafında yaratılan ve ilk kez thor. god of thunder serisinde karşımıza çıkan bir karakter. lakabı ise the god butcher. evrendeki tanrılara karşı büyük bir kan davası sürüyor. bunun sebebi ise elbette origin hikayesinde yatıyor.

    gorr yaşam şartları son derece zor olan açlık ile kavrulan bir gezegende hayata geliyor. ailesi ve etrafındaki herkes son derece tanrılarına bağlı kişiler. kendisi de onlar gibi tanrılarına çok bağlı ve ne olursa olsun tanrıların bir gün kendilerini duyacağına ve onlara bereket getireceklerine inanıyorlar. annesini ve babasını kaybettikten sonra kendi ailesini kuruyor. karısı ve çocukları da gezegenin zor şartları altında hayatlarını kaybediyor. son kalan çocuğunu kurtarmaya çalışırken onunda ölümüne tanık oluyor. artık tanrılara inanmaktan vazgeçtiği noktada gökten birbiriyle savaşan iki tanrı düşüyor. knull ve enigma force ile güçlendirilmiş bir tanrı. yaralı tanrılara yaklaşan gorr, knull'dan necrosword'u ele geçiriyor ve diğer tanrıyı öldürerek bütün tanrılara karşı vereceği intikam mücadelesini başlatıyor.

    necrosword demişken hemen onunla ilgili de bilgi vermek gerekiyor. all-black the necrosword, marvel evreninin en önemli nesnelerinden biri. ilk symbiote olarakta bilinir. celestials ile dövüşürken knull tarafından yaşayan karanlık olarak yaratılıyor. şekil verilirken ateşle dövülmesi yüzünden hala günümüzdeki symbiote'lar ateş ve çelik'in sesinden korkuyor. spider-man'in hakları maalesef ki marvel studios'da olmadığı için necrosword, venom ve symbiote bağlantılarını bu filme taşıyamayacak. biraz daha farklı uyarlanmasını bekliyoruz.

    fragmanı izlerken gorr'ın çıktığı sahnelerde sinematografinin filmin geneline kıyasla radikal şekilde değiştiği görülmüştür. tamamen siyah-beyaz renklere geçiyoruz. hatta onun çıktığı sahnelerde garip bir bozulma var. filmin genel yapısı renkli ve eğlenceli olmasına rağmen gorr son derece depresif ve sert bir karakter. gorr'u filmin genel yapısına dahil etmek zor. taika waititi bunun farkına vararak karşımıza bence dahiyane bir sunum ile çıkmış. filmde zıtlıklar üzerinden bir kontrast yakalayacak. film ne kadar eğlenceli ise gorr'un çıktığı sahneler tam tersi olacak. gorr sanki sağlıklı bir vücuda giren kanser hücresinin vücudu bozması gibi filme girdiği her an filmi bozacak. filmi "corrupt" edecek. filmin neşesini, rengini ele geçirecek. hatta belki bu zıtlığı sadece sinematografik tercih olarak bırakmayıp hikayeye de yedirebilirler. gorr'un hayatı ve renkleri çalması gibi. ben bu zıtlık üzerinden yapılan sinematografi tercihini çok beğendim. bu zıtlıkları bir araya getirmek için başka bir yol olamazdı.

    gorr'un fiziksel görünüşünü çizgi romanlardakinden biraz farklı. yalnız karakteri jenerasyonunun en iyi aktörlerinden biri olan christian bale'in canlandırdığını es geçmemek lazım. elbette bale'in performansı karakterin sinemadaki en etkileyici kısımlarından biri olacak. onun performansını cgı ile boğmamak istemeleri son derece anlaşılabilir. christian bale, the dark knight üçlemesi sonrası çizgi roman uyarlaması filmlerde daha fazla oynamak istemediğini söylemişti. bale'in bu sözünden thor: love and thunder için dönmesi filmin senaryosu ve gorr'un karakterizasyonu için beklentilerimin yükselmesine sebep oluyor.

    yoğun bir marvel takviminden geçiyoruz. dizilerle birlikte artan sayı bizi marvel içeriği açısından hiç eksik bırakmıyor. artık tempomuz az çok bu. her ne kadar doctor strange in the multiverse of madness'ı yeni izlemiş olsak da thor: love and thunder'a da çok az zaman kaldı. ben filmin en az thor: ragnarok kadar başarılı olacağına inanıyorum. özellikle gorr karakteri başarılı şekilde yansıtıldıysa gerçekten çok özel bir karakter ve film bizi bekliyor demektir.

  • suriye sınırındaki mayınlar temizlenirken sesi çıkmayanların bu sefer de sesi çıkmayacak. biz yine söylediğimizle kalacaz. fanatik bir ermeni'nin(sanki fanatik olmayanı varmış gibi) ülkenin göbeğinde canlı bomba patlatma ihtimali bir suriyeli'den fazladır. göğüsünden haç çıkan pkklılar ingiliz değillerdi. asala hiçbir zaman bitmedi, o kapıları açarsanız bunu acı tecrübeyle anlayacaksınız.

  • burdan anne babalara küçük bir tavsiye vereyim. bebeğiniz doğduktan sonra annesini emmek için 2 saate bir uyanacaktır hatta ilk zamanlar bebek uyanmazsa sizin onu uyandırmanızı söylerler ki bebek beslenebilsin. bebeğiniz uyandığında kesinlikle ışıkları açmayın, bebeğinizi sevmeyin, onunla konuşmayın, öpmeyin koklamayın yani kısacası bebek uyku modundan hiç çıkmasın emsin ve uyusun emdikten sonra başka bir şey yapmasın. bebeğin uyku ortamını değiştirmezseniz gece uyansa bile tekrar uyuyacaktır. biz yaptık ve çok rahat ettik üç buçuk yaşına geldi daha bir kere bile gece uzun süre uyanık kaldığını bilmem ki her gece mutlaka bir iki defa uyanan bir bebektir. yeni anne baba olacaklara tavsiyemdir mutlaka deneyin yoksa gece uykunuz belli bir süre piç olur sabah işe zombi gibi gidersiniz.

  • allah'ın iki araba nasip ettiği bacımıza selamlar.
    gerçi konu araba ev değil, bu gencin hak ettiği geleceğini ve umutlarını ellerinden aldılar, yandaşlara hibe ettiler.

    (bkz: akp çocukları)

  • devlet bahçeli'nin ahmet hakan ile olan röportajında bulunan vecizesi.

    bu nasıl bir sığ bakış açısı çözemedim. ciddi ciddi bir parti başkanı bu şekilde konuşmamalı. toplum önderisin sen ya. hayır arada bir fark mı var çinli ile koreli arasında demiş. oldu her çekik gözlüye saldıralım.

    zaten röportajın tamamında genel bir boş konuşma genel bir vurdumduymazlık farkedeceksiniz.

    hayır seçime kadar mhp için belki bir umut vardır diyordum ama, artık son dönemde çok fena saçmalıyorlar. durmadan atar, durmadan suçu başkasına atma.

  • 21 aralikta dolar 8 e dusse ve bu seviyeden dolar artisina dayali vadeli mevduata giris yapsa herkes. bu dolarin 8 den tekrar 16 ya cikmasi durumunda aradaki %100luk kazancin %15 lik mevduat faizi disinda kalan %85lik kismini vatandas nicin vergileriyle oduyor? bir sistemde hem kazanan hem de kaybeden olmalidir, dovizi alan kisiler mesela kazanabilir de kaybedebilir de kendi tercihleri ve riskleri tamamen. ben esek gibi calisip odedigim vergiyle bu mevduat musterilerinin zararlarini neden odemek zorundayim? beni savunabilecek 1 tane kanun yok mu bu ulkede?

  • 5 yıl önce bizzat mehmet şimşek'e söylemiştim. daha şimdi mi akılları başlarına geldi. hehe.
    https://twitter.com/…slek/status/104788887444008960

    11 yıldır casino sektöründeyim. 2005'te kıbrıs'ta başladım. kurpiyerliğe girince önüm açıldı, hayatım değişti. hatta bir dönem istanbul'da büyük illegal kumarhanelerde işletmecilik bile yaptım. şu an 11 casinosu olan bir grubun satış pazarlama müdürlerinden biriyim. istanbul'da yaşamayı sevdiğim için istanbul'da holding ofisindeyim uzun zamandır, haftasonları ve yogun dönemlerde gidiyorum kıbrıs'a casinolara, o da eğer çok müşterim varsa...

    diyeceğim şu ki bu sektördeki dünya çok farklı. türkiye'den her haftasonu kıbrıs'a, bulgaristan'a, gürcistan'a, karadağ'a, belarus'a, las vegas'a giden binlerce kişi var. bunların en az oynayanı 5.000 usd kumar oynamakta (yoksa kumarhane misafir olarak kabul etmez) bir gecede yüzbinlerce dolar verenler de var tabi. sadece benim kendi portföyümün son 1 yıldaki net kaybı 2 milyon doların üstünde. bu şekilde ülkeden bir yılda çıkan milyarlarca dolar haricinde; türklerden daha büyük miktarlarda kumar oynayan arapların, iranlıların ve yeni zengin ırak kürtlerinin kıbrıs'a daha fazlasını kazandırdığını söyleyebilirim.

    1998'de türkiye'de kumarhaneler kapatıldığında 50.000 kişi işsiz kalmıştı. şu an türkiye'de casinolar açıldığında sağlayacağı istihdam ve döviz girişinin ülkeyi ne derece ihya edeceğini tahmin bile edemezsiniz.

    ekşi sözlükte pek çok arkadaşa yardımcı da olmuştum bizim sektörümüze girmeleri için. ülkemizde güzelim üniversite mezunları 2bin lira maaşa iş bulamazken casinolarda en kötü garson 3bin lira maaş alıyor. ortada böyle bir fırsat varken değerlendirilmeli.

    ayrıca buraya gelip de ''kumar süründürür'' diyen çok bilmişlere şunu söylemek isterim. sizin o bildiğiniz süründüren kumar şu an türkiye'de her köşede dar gelirlilerin 300-500 lirayla oynayacağı tombala , zar , çanak varvar gibi pis kumarlar var. bunları oynayanlar kazanma ihtimali olan paraya ihtiyacı olan dar gelirliler. buralarda insanlar borçlandırılıyor. zorla tahsilat yapılıyor.

    casino kumarı belli sistemleri olan, dar gelirlilerin istenmediği, kimsenin borçlandırılmadığı, kimseye zorla tahsilat yapılmadığı yerler. ve buralara gelen kişiler buradan para kazanıp kendini rahatlatma derdinde değil. bunlar zaten kaybedeceğini bile bile eğlenmeye geliyor. kendisini etkilemeyecek miktarda parayla oynuyor. adam milyon dolarları var. ticari zekasıyla senin gibi binlerce işçi çalıştırıyor. bu adam senden benden daha iyi akıl eder kumarda batmamayı merak etme. 11 yılda hiç görmedim kıbrısta kumar yüzünden batan.
    batan 3-5 salak olursa da batsın amk, bu sektörle öbür yandan 200-300bin kişi ekmek yiyecek.

    debe editi: debe editinin de, yapanın da , teklif edenin de... bıktırdınız ya...

  • özellikle türklere has olduğunu düşündüğüm selam verme şekli. mana ve anlam veremesemde devamlı maruz kaldığım..