hesabın var mı? giriş yap

  • kullandıkları uçaklar; nf-5'tir.

    sözkonusu bu uçaklar; akrobasi çalışmaları esnasında uçuş sistemleri ve performansları sayesinde akrobasi uçuşuna en uygun uçak olarak seçilmiştir. uçakların aerodinamik sürüklemeyi arttıran chaff/flare dispanser üniteleriyle, top namluları sökülerek iptal edilmiş, bu bölgelere yapısal tadilat uygulanmış; borda paneli, pilotlara kullanım ve görüş kolaylığı sağlamak için yeniden dizayn edilmiş; daha iyi görüş alanı sağlamak için, kokpitte yer alan aynalar, f-4 uçaklarında kullanılan aynalarla değiştirilip, ilave bir ayna takılmış; uçağın gösteri amacıyla duman salabilmesi için, yakıt deposu olarak kullanılan kanat ucu depolarının diğer depolarla irtibatları kesilerek boya tankına dönüştürülmüş, tank içindeki boyanın egzoza pompalanabilmesi için boya tankı içine hidrolik bir pompa takılmış ve uçakların gövdesi şu anki haline boyanmıştır. yapılan bu tadilatlara ilave olarak, uçuş sonrası performans değerlendirmelerinin etkinliğinin arttırılması maksadıyla 2000 yılında uçaklara 3 eksenli vtr (kamera kayıt sistemi) sistemi eklenmiştir.

    gösteri sırasında uçakların arasındaki mesafe 3 feet'tir. yani 1 metre. 200k ile 520k arası sürat yapmaktadırlar. yani 370 km/saat ile 960 km/saat. toplu hareketlerde 5g civarı çekmektedirler. solo pilotlarının yaptığı hareketlerde ise uçağın limiti olan -3/+7.33 g arası değerler kullanılmaktadır. örnek vermek gerekirse 80 kg. olan bir pilota, 5g kuvveti altında binen yük 400 kg. olmaktadır. pozitif g kuvveti kanın vücudun baş tarafından alt kısımlarına doğru akışına sebep olarak beyne giden kan miktarının g kuvveti ile orantılı olarak azalmasına dolayısıyla görüşte daralma, görüşün tamamen kaybolması, hatta bayılmaya bile sebep olabilmektedir. bu yüzden anti g-suit kullanırlar. bu mekanizma; vücudun alt kısmını, yani bacaklar ve karın bölgesini g altında basınçlı hava ile şişirerek sıkar ve böylece kanın alt kısımlara toplanmasını önleyerek; pilotun g toleransına 1.5g'lik katkı sağlar.

    hal böyleyken; haklarında yok osuruktan teyyaredir, yok tırttırlar, yok israil uçağı gelse pistten kalkamazlar gibi cahil cühela yorumlar yapmak elbette çok komiktir.

    gösteri uçağı arkadaşım bu. dünyada sekiz süpersonik uçakla gösteri yapan tek akrotim. savaş olsa bunlar mı girecek savaşa sanıyorsun? uçakların çıkardığı sesten kafan karışmış senin. bi dahaki sefere kulaklarına tıkaç falan tak, işe yarıyor.

  • neden beton diye sorguladığım fikir. bence mısırla doldurabiliriz böylece yanardağ patladığında tüm dünyaya patlamış mısır yağar eğlenceli günler geçirebiliriz.

  • “bu korkunc deprem son bes yuzyilda tum dogu akdeniz bolgesinden bilinen en buyuk afettir. gelibolu’dan bolu’ya kadar olan bir alandaki kuzey anadolu fayi’ni -tek bir fay halinde olmasa bile- tek parca olarak kirmistir. [hareket eden faylarin birbirlerine baglanarak tek bir moment urettikleri varsayilmaktadir.]
    cok buyuk bir deprem olmali, buyuklugu 8.0’ i bulmus olabilir.” -xavier le pichon-

    'kucuk kiyamet', hic kuskusuz istanbul’un gormus oldugu en agir yikimlardan biridir.
    gece saatlerinde (on sularinda) gerceklestigi sanilmaktadir.

    unlu ingiliz yerbilimci nicolas ambraseys’in titiz calismalari sonucu bu faciaya dair pek cok tarihsel kaynak ve bulgu gun isigina cikmistir.

    zeminin korkunc sallantisi sona erdiginde 1000’den fazla ev yerle bir olmustu.
    yasamini yitirenlerin sayisi 5000’e yanasiyordu. [500 yil onceki nufusla kiyaslandiginda manzaranin korkunclugu daha belirginlesiyor. bir de bugunku durumdan farkli olarak olenler arasindaki osmanli hanedani mensubu 3 kisi dikkat cekiyor.]

    http://www.angelfire.com/…ele/images/istanbul2a.jpg
    http://www.angelfire.com/…zele/images/istanbul3.jpg

    tarihsel belgelerde, istanbul* ve pera’da hasara ugramayan hic bir evin kalmadigi rapor edilmistir.

    sehir surlarda buyuk hasar meydana gelmis, 49 kule yikilmistir. egrikapi ile yedikule arasindaki tum duvarlar, edirnekapi ve silivri kapisi yikilmistir. deniz surlarinda ishak pasa kapisina kadar buyuk hasar olmus, topkapi sarayi tarafinda dilsiz kapisi ile kayiklar kapisi arasi cokmustur. galata kulesi parcalanmis, galata’nin savunma duvarlari yikilmistir. ayasofya’nin bir minaresi yikilmis, fatih camii’nde cok agir hasar olusmustur (minarelerinin, kubbesinin, duvarlarinin yikildigi ve demir parmakliklarinin burkuldugu rapor edilmistir). hem istanbul* tarafinda hem de beyoglu’nda yer yarilarak kum fiskirmis, sahil yer yer buyuk derinliklere kadar cokmustur. 109 cami hasar gormustur. anadolu hisari ve anadolu kavagi’ndaki yoros kalesi zarar gormustur. kizkulesi yikilmis, halic boyunda fener duvarlari ciddi tamire ihtiyac gostermistir. sultan bayezid (imaret) camii’nde, sehirdeki pek cok medresede, karaman pazari’ndaki bircok is yerinde, davud pasa mescidi’nde, st. john theologos kilisesi’nde, dikilitas ve besiktas gibi bircok yerlesim yerinde hasarlarla ilgili kayit tutulmustur. istanbul’daki bircok kervansaray, hamam, mescid yikilmistir. deprem sonrasinda olusan tsunami dalgalarinin 7-10 metreye kadar ulasarak surlari astigi kaydedilmistir. yedikule, galata ve istanbul’da sur civarindaki pek cok hanenin tsunami nedeniyle yerle bir oldugu ve sulara gomuldugunu ifade eden kaynaklar vardir.

    [istanbul’a dair bu bilgiler isiginda, sehir merkezinin depremi cok siddetli yasadigi sonucu cikmaktadir. gorece iyi yapilmis yapilarin aldigi agir hasar, surlarin ve cami kubbelerinin yikilmasi, yer yariklarinin ve kum fiskirmalarinin gozlenmesi, mercalli olcegine gore -x ya da xi- siddetini isaret ediyor. marmara denizi’nde belirsizligini koruyan tsunami olasiligina dair ise, sehrin gobeginde surlari asip gecmis yikici dalgalar hakkindaki kayitlara dikat edilmeli.]

    sehir merkezi disinda da, heybeliada ve burgaz adasi’nda bir cok cami ve kilise agir hasar gormustur. kucuk bir rum koyu olan cekmece’de bazi kopruler ve duvarlar yikilmistir. istanbul’un en bati ucunda silivri kalesi hasar gormustur.
    dogu yakasindan da aci haberler eksik olmamis, gebze’deki vezir mustafa pasa ve emrindeki 360 atli suvariden olusan birligin topraga gomuldugu ogrenilmistir.

    depremin etkileri istanbul disinda da aci bicimde hissedilmistir. gelibolu’da zarar gormeyen tek bir ev kalmamistir. edirne’ye kadar bircok yerlesim birimindeki yapilar agir hasar gormustur. corlu halki depremden sonra iki ay kadar evlerine girmemistir. bursa sehrinde hasar gozlenmis ve iznik’teki bazi yapilarin depremden sonra tamir edildigi gozlenmistir. izmit’te tum camiler ve kuleler tamamen tahrip olmustur ve pek cok yapinin hasar aldigi soylenmistir. bolu sehrine ait surlar ve kuleler yikilmistir, ancak can kaybi rapor edilmemistir. dimetoka’da bulunan saray zarar gormus ve sehirdeki bircok yapinin hasar gordugu bildirilmistir.

    [kayitlardaki bilgiler isiginda istanbul odakli hasar egrilerinin bati’da edirne ve doguda bolu’ya kadar yikici bir siddete isaret ettigi goruluyor. kuleler, minareler ve kerpic benzeri zayif yapilar depremde en kolay hasar goren yapi turleri arasinda yeraldigindan bu bolgelerde siddetin mercalli olcegine gore -vii ya da viii- civarinda hissedilmis olabilecegi sonucu cikiyor. hasar goren yerlerin cografi konumlari takip edildiginde, le pichon’un one surdugu "gelibolu’dan bolu’ya kadar uzanan bir alanda kuzey anadolu fayi’ni tek parca olarak kirildigï" yonundeki olasilik gucleniyor. bu durumda, 1509 faciasinin; 1894 heybeliada, 1912 sarkoy ve 1999 golcuk merkezli depremlerin bir toplami oldugu dusunulebilir. faydaki kirigin batida saros cukuruna, doguda ise bolu-duzce’ye uzanan bir alan boyunca devam etmesi, yine bolgenin 1766 yilina kadar depremsel olarak suskun kalisiyla uygunluk gosteriyor.]

    bu korkunc sarsintinin oldukca genis bir bolgede; yunanistan’dan misir-nil delta’sina, kirim’dan besarabya’ya ve hatta avusturya’ya kadar uzanan bir alanda hissedildigi kayitlara gecmistir. artci depremler aylarca surmus ve en siddetli olanlari yine edirne’den athos’a kadar hissedilmistir.

    10 eylul 1509 depreminin ardindan; osmanli sultani, imparatorlugun her bolgesinden toplattigi 66000 isci, 11000 cirak ve 3000 ustabasini gorevlendirerek harap olmus bolgelerin yeniden imarina girismistir. onarimlara kaynak yaratmak amaciyla halktan depreme ozel bir vergi toplanmistir.

    kucuk kiyamet’in bugun bizi ilgilendiren onemli sonuclarindan biri ise; hasara, yikima ve kayiplara dair butun bu verilerin, le pichon’un* marmara tabanindaki canli fayin tek parca halinde kirilacagi yonundeki savlarini destekleyisi olmustur.

    nitekim, le pichon cesitli yayinlarinda ancak uzun ve tek parcadan olusan bir fayin 1509’da ve 1766’da meydana gelmis depremleri yaratabilecegini vurgulamistir. dolayisiyla bugun icin beklenmekte olan depremin buyuklugunun de 7’den fazla olmasi gerekir.
    bu yayinlarda ayrica, gundemdeki kimi modellerde*` :vb` temel alinan 7.4 civarindaki buyuklugun fazla iyimser bir tahmin oldugu iddia edilmekte ve eklenmektedir: “istanbul’u vuracak depremle ilgili senaryolarin emniyetli sinirlar icinde hayata gecirilebilmesi, gerekli onlemlerin alinabilmesi icin 8.0 buyuklugu hedeflenmelidir.”

    - kaynaklar:
    “a history of persian earthquakes”; ambraseys ve melville; 1982.
    “seismicity of turkey and neighbouring regions, 1899-1915”; ambraseys ve finkel; 1987.
    “the seismicity of turkey and adjacent areas: a historical review”; ambraseys ve finkel; 1995.
    “engineeering seismology: earthquake engineering and structural dynamics”; ambraseys; 1988.
    “marmara’yi bolen fay, tek parca olarak kirilacak”; cumhuriyet bilim teknik; 11.09.1999.
    “buyuk marmara fayi: nicin, nerede ve ne olabilir?”; cumhuriyet bilim teknik; 20.11.1999.
    “1509 buyuk istanbul depremi: kucuk kiyamet”; tuncay taymaz; http://www.angelfire.com/…2/zelzele/istanbul2.html.

    2017 editi: gorsel baglantilari guncellendi.

  • zihin olarak kendisini buna odaklamıştır. ergen iken "nasıl bir sevgilim olsun?" listesi çok nettir. şöyle olsun, böyle olsun diye doldurulmuştur o liste. ha çoğu zaman o listeye uymaz sevgililer ama bir şekilde liste de sevgiliye göre şekillenir.

    fakat kişisel olarak fark ettim ki yaş ilerledikçe o liste "nasıl bir sevgilim olmasın" oluyor. listenin altındakiler de alıp başını gidiyor. bir süre sonra sadece göz ile beğenilen kadınların sayısı bile azalıyor. tabii siz ne kadar beyninizle hareket etmek isteseniz de içgüdüleriniz ya da alt benliğiniz ya da adına her ne diyorsanız, sizden bağımsız sizin adınıza hareket eden parçanız kendince birilerini beğeniyor. ama! baskın çıkamadığı için o beğenilen kişinin üstünü de çizip geçiyorsunuz.

    zaman geçtikçe, yalnızlığınıza çözüm için aradığını sevgiliyi aramamaya başlıyorsunuz. olursa olur, olmazsa olmaz diyip çıkıyorsunuz işin içinden. tabii bu kronikleşiyor. bu sefer ne içgüdü, ne beyin mevcut sevgiyi yönlendirecek kimseyi bulmaktan vazgeçiyor. öyle apışıp kalıyorsunuz.

    misal bu sene içinde bir hatun kişiyi ilk olarak fiziksel olarak beğendim. sonra takip edip nasıl birisi olduğunu çözemeye çalıştım. olur gibi geldi. sonra hatun kişinin eski erkek arkadaşının kim olduğunu öğrendim. eski sevgilisi olacak herif, bir erkekte nefret ettiğim ne kadar özellik varsa hepsine sahip bir tipti. direkt şöyle düşündüm; ulan bu kız bu herifle sevgili olmuşsa, benim bu kızla hiç işim olmaz.

    ooo daha bu işin güven kısmı var. o güven duygusu yok mu... o kadar acayip bir şey ki.

    neyse, kısacası tercih olarak başlayan bu hal, daha sonra kalıplaşıyor. eğer yalnızlığa katlanacak birisi değilseniz "ben kimseyi aramıyorum" triplerine girmeyin. zira kimse de gelip "ben seni seviyorum galiba, bir sevgili mi olsak acaba?" demez.

  • ben amerikan deniz piyadesi'nin videoda gösterdiği tekniği kullanıyorum. şimdiye kadar hep işe yaradı. size de tavsiye ederim.

  • arkadaş yazmayayım yazmayayım diyorum ama, adamı şirazeden çıkarıyorsunuz.

    ülkenin askeri şehit olunca, o ülkenin üniversitesinde bunu anacak herhangi bir etkinlik yapmak nasıl provokasyon oluyor ya?

    bir de mahallende dağıt demiş. mahalleyle okul ayrı ülkelerde mi geri zekalı arkadaşım? o zaman türk lafını yasaklayalım, nüfus cüzdanlarından ay yıldız'ı falan komple kaldıralım. neden? üç beş oro.pu evladı provoke oluyormuş.

    edit: bahse konu olan lavuk elbette ki entrysini silip kaçmış.

  • aileleri istemediği için kaçarak evlenen çiftimizin ortak instagram hesabından paylaştıkları 9323261 düğün fotoğrafının istinasız her birinin* altında:

    ''#nefesimi#aldım#gönül#sarayıma#kraliçe#yaptım#ele#güne#inat#mutluyuz#mutlu#düşmalar#çatlasın''
    yazıyor.