hesabın var mı? giriş yap

  • misal osman, ömer,hamza,ayşe vs... isminin koyulması. iki türk çocuklarına arap ismi koyuyor...

  • sanırım bunun feriştahı bizim okulda yaşanmıştır. efenim olay şöyle oluyor;

    okul bahçesinde maç yapılıyor. yamulmuyorsam bir taraf lise 3 bir taraf lise 2. neyse bu lise 3 sınıfının kalesinde olayımızın kahramını kayahan bulunuyor. ne yazık ki o maçta kayahan efsane goller yiyor, maç farklı bitiyor. saha kenarında ki kızlar da başlarına geleceği bilmeden 'hop hop kayahan kova kayahan' diye tempo tutup gülüşüyorlar. hatta arada top kayahan cümlesi falan da geçiyor. maç sonu aşırı derece kızmış, sinire kesmiş kayahan abimiz gidiyor kızların önüne, indiriyor şortu. sallıyor malzemeyi alın lan buna gülün diyor.

    hala aklıma geldikçe kahkahalar atmama sebep veren bu olay sonucunda kayahan abimiz okuldan atılmıştı. güzel abimizdi vesselam. kızlara ne olduğu konusunda bir bilgim yok.

  • açılın restoran işletmecisiyim.

    bu açıklama öncelikle gerçekten önemlidir. yemek kartı şirketleri için çok ciddi küçülme anlamına gelebileceğini düşünüyorum.

    paket servis restoranı işletiyorum ve ciromun %30'dan fazlası yemek kartları üzerinden geliyor. yemek kartlarına yatan paraların bir şekilde yemek siparişine dönme zorunluluğu nedeniyle müşterilerimin restoranımdan daha sık sipariş verdiklerini gözlemliyorum. bu para nakit olarak verilirse benim satışlarım ciddi oranda düşecektir. çünkü iş yerlerine değil evlere servis veriyorum ve insanlar evde yemek yapıp nakitlerini diğer ihtiyaçları için harcayacaklardır.

    fakat edeceğim bu ciro kaybı umurumda değil. çünkü yemek kartı sisteminin en başından beri yemek kartı şirketleri haricindeki paydaşlarına zararlı olduğunu düşünüyorum.

    2018 sonunda yapılan düzenlemeyle komisyon oranları yüzde altıya çekilen bu şirketlerin aldıkları bu komisyon gereksiz bir finansal yük oluşturuyor. bu yük ilk bakışta restoranlar üzerine binmiş gözükse de aslında günün sonunda nihai tüketiciye biniyor. çünkü restoranlar fiyatlarını belirlerken gider kalemleri içinde bu komisyonları da görüyorlar ve ona göre ürünlerin fiyatlarını olması gerekenin biraz daha üzerine çıkarıyorlar. benzer durum online sipariş platformları yemeksepeti, getir, trendyol vb.. için de geçerli. onların da aldığı yüzde 10-12 arası komisyonlar da aslında tüketici tarafından finanse edilmiş oluyor. daha önce bu konunun detaylarını yazmıştım (bkz: #99164497)

    özetle, restoranların ürün fiyatlarının düşmesi ile tüketicinin alım gücüne pozitif etki edecek bir gelişmedir. restoran sektörü için ise ciddi ciro kaybı demek olacaktır. olsun yine de doğru olan olmalı. bir muhalif olarak bu kararı olumlu buluyorum.

  • tdp bulmaca çözmektedir. yeğen anında yanında biter.

    y: hala gasteyi karalamasana dedem kızıyo!! (daha 5 yaşında bile değil)
    t: karalamıyorum halacım bulmaca çözüyorum.
    y: ben de çözcem! (sanki biliyo bulmaca çözmenin ne olduğunu)
    t: iyi hadi bakalım soruları sesli okuyayım, sen de bildiklerini söyle bana. (niohaha)
    y: tamam. (bir güzel kurulur halasının yanına, gözleri sabitleyip sorulara odaklanır. breh breh)
    t: eski bir uygarlık?
    y: ...
    t: kehle?
    y: ...
    t: kütahya'nın bir ilçesi?
    y: ...
    t: resimdeki şarkıcı?
    y: ??
    t: eheh. maden tetkik arama?
    y: ...
    t: kaput bezi?
    y: ...
    t: mübarek ayımız?
    y: yogi !!

  • bu ülkede din adına kur'an müslümanlığının hiç bir zaman revaç bulamayacağını ve kur'an'da belirtildiği gibi, ne yazık ki, peygamberimizin '' bu ümmetim kur'an'ı mehcur bıraktı'' diye şikayetleneceğini haklı çıkartan iddia.

    yemin ederim sıkıldım artık. din adına böyle garip garip, kur'ani temeli olmayan, ipe sapa gelmez iddialardan da, bilir bilmez, her işe peygamber'i alet etmelerinden, 800 yıl önce yaşamış x din aliminin görüşlerini, kur'an'dan üstün tutmalarından, peygamberlerin ve veli kulların, esas görevlerinin vefatlarından sonra başladığına inanılmasından, yemin billah ederim ki sıkıldım.

    her geçen gün umudum da tükeniyor, birilerine bir şeyleri anlatma azmim de. en sonunda, kur'an'ı elime alıp, çekilip köşeme, insanlardan uzak, bana emredildiği gibi yaşayacağım.

    edit; başlık başa kalmış. benim başlığım değildi.

  • bu hastalıktan muzdarip ve askerliğinizi yapmadıysanız eğer, sakın askere gitmeyin. çünkü tsk sağlık yeteneği yönetmeliğine göre askerliğe elverişli değilsiniz. gastro albayı habire fırçalar sizi neden askere geldiniz, sen askerlik yapamazsın diye. son yoklamada hastalığınızı belirtip hastaneye sevk alın, tüm raporlarınızı ibraz edin. geçmişinizi raporlarınıza dayanarak anlatın ancak raporların ıslak imzalı olmasına dikkat edin. asker hastanesi gataya atar topu. orada kolonoskopiden geçersiniz. raporlarınız doğrultusunda yaparlarsa enteroklizis yapılır yada pasaj grafisi çekilir. sonra büyük ihtimal çürük alırsınız. sevk tehiri verseler bile peşini bırakmayınız çünkü kitapta çürük yazan bir hastalıktır ve askere gitmemeniz gerekli. hadi bi enayilik yapıp gittiniz, katılış muayenenizde belirtin durumunuzu, hastaneye sevk alın ama resim yanınızda bulundurun. hastane ankara gataya şutlar, sonrası çürüğe giden yolun ilk aşamalarıdır. ötesi yoktur. sevgiler.

    edit 16/08/2023 saat 00:12 : 4 yıl sonra sözlükte klavye tuşlarına ilk temaslar. neyse peşrevi geçelim. malumu aliniz üzere 15/07/2016 tarihinde gerçekleşen menfur hadiseden sonra askeri hastaneler çıkarılan bir khk ile kapatıldı. bu sebepten dolayı siz sevgili crohn hastası ve askerlik namzetleri için sivil hastane yollarını arşınlama vaktidir. gerçi ana entryde belirttiğim hususlar askeri hastane işleyişi üzerineydi, sivilde işler nasıl işler bilemedim ama gecenin bu saatinde aklıma düşen bir yolu paylaşmak istedim. 2021 yılında aklıma geldi ve engelli raporu alabilir miyim diye zor bela sağlık kurulundan randevu buldum, o da ümraniye eğitim ve araştırma hastanesine. kötülemiyorum yanlış olmasın çünkü mhrs'de başka randevu yoktu! sabahtan gittim, sıramı aldım, beklemeye koyuldum. 1-2 saat sonra bankodaki abla çok sayıda barkod ve küçük kağıtla saldı beni aynı alandaki uzmanlık odalarına. göz, cerrahi, dahiliye falan işte. crohn hastası olduğum için cerrahi dahiliye konsültasyonuna, dahiliye de gastroya paketledi. gastrocu doktor abla da elindeki çeteleye bakıp "sana %50 yazarım ama çıkar mı bilemiyorum" diyerek sisteme işledi. aşağı yukarı yarım günde işleri bitirdim, heyet için gün alıp ayrıldım hastaneden. heyet günü güvenlik emmi elindeki listeden sırayla çağırır engelli namzetlerini. görevli doktor ve memurların sorduğu tek soru " sabun mac taviş misin -yess -oki hadi yallah!!" neredeyse 1 dk. bu kadar. 1-2 hafta içinde e-nabızdan takip ettim ve engelli raporum %50 ve ömür boyu olarak onaylanmış! çünkü hastalık ömür boyu. e-devlette de aynı rapor olduğu için kaşe imza için -benim gibi- hamallık edip gitmeyin hastaneye çünkü e-devletteki rapor e-imzalı ve heryerde geçerli. beleş akbil için 1 vesikalık foto, kimlik ve raporla karaköy iettye gidebilirsiniz :) ama sakın ola hastalık geçmişinize ait raporlar vs olmadan kurula gitmeyin! boşa kılıç sallamayın. tomarla kağıtla gittim ve istediğimi aldım. aslında o kovid döneminde hastane içindeki koşuşturmam hariç rahat bile aldım raporu. birazcık sabırla koruk şey olur, ne olur unuttum neyse.

    niye bu kadar uzattım bilmiyorum ama işin püf noktası için zaruri oldu. aldığınız engelli raporu (%40 altı olmamalı) ile askerlik şubesine gidip sadece o raporla askerlikten elverişsiz raporu almak daha kolay. en azında internetten edindiğim bilgiler doğrultusunda edindiğim kanaat beni bu düzeltmeyi yapmaya itti.

    cefasını biz çektik sefasını siz sürün köftehorlar sizi. hadi hayırlı teskereler.

  • umut sarıkaya gibi bir üstat varken, bu arkadaşın komik olmayan karikatürleri de neden paylaşılır bilemediğimiz durumdur. adam da zaten paylaşmayın demiş, ne güzel tüm taraflar aynı fikirde.