hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • son 15 senedir bu lafı duyuyorum, bir bokun değiştiğine henüz şahit olmadım.

    o 4-5 dil bilen insanlar da, eskiden ne kadarlarsa, şimdi de o kadarlar.

    ve hala insanlar ingilizce'yi bile konuşamıyor.
    gençler "4-5 dil biliyor herkes" diye tırsmasın yani.

    - ingilizce şart
    - ne ingilizce'si akif? artık 4-5 dil biliyor millet. tek ingilizce yeter mi?
    - ispanyolca öğrenmek lazım.
    - asıl çince çince!
    - rusça da iyi
    - tabii... rusça iyi...

  • 188 sayfalık bir paulo coelho romanı. dünyada 80 milyondan fazla okuyucuya ulaşmış. ve oldukca akıcı bir kitap. yeni kitap okumaya başlayacak olanlar için oldukca ideal. sıkılmadan okunulacak, hayatla ilgili bize güzel öğretiler verebilecek harika bir başyapıt. paulo coelho'yu dünya çapında üne kavuşturan bu kitabı tüm kitapseverler okumalı. herkes kendi kişisel menkibesini yaşar. kimisi ise onu yaşamaktan kaçınır.

    kitabın bazı önemli yerlerini şu şekilde derledim.

    not: can yayınları tavsiye edilir.

    "geleceği nasıl seziyorum? şimdinin işaretleri sayesinde. gizin kökü şimdidedir; şimdiye dikkat edecek olursan, onu iyileştirebilirsin. ve şimdiyi iyileştirebilirsen, daha sonra gelecek olan da iyi olacaktır."

    "mutluluğun gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan."

    "bir düşün gerçekleşmesini bir tek şey olanaksız kılar: başarısızlığa uğrama korkusu."

    “biliyorum: her şey boş, bomboş, bomboş! senin de söylediğin gibi, tanrım. ama bazen bir ihtiyar kral da kendisiyle gururlanmak gereksinimi duyabilir.”

    "neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
    - çünkü onu susturmayı hiç bir zaman başaramazsın."

    "insan sevdiği için sever. aşkın hiçbir gerekçesi yoktur."

    "çünkü kalbiniz her neredeyse, hazinenizi bulacağınız yer orasıdır"

    "geçmiş ve gelecek yoktur, yalnızca sonsuz bir şimdi vardır."

    ''kitaplar, dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır. ama insanlarla konuşurken öylesine tuhaf şeyler söylerler ki..''

    ''henüz sahip olmadığın bir şeyi vaat ederek gidecek olursan, onu ele geçirme arzusunu yitirirsin.''

    "bir şeyi gerçekten istersen"demişti yaşlı adam ona,"onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren iş birliği yapar."

    "yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle. düşlerinin peşinde olduğu sürece hiçbir yürek kesinlikle acı çekmez."

    "insan sevince," diye düşündü, "nesneler daha çok anlam kazanıyor."

    "peki dünyanın en büyük yalanı ne?" diye sordu delikanlı, şaşkınlık içinde. "ne mi? hayatımızın belli bir anında, yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. dünyanın en büyük yalanı budur."

    "ister hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. ama hayat hikayemiz ile dünya tarihinin aynı el tarafından yazılmış olduğunu anladığımız zaman, bunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider."

    "kim ve ne olursa olsun, yeryüzünde her zaman her insan, dünya tarihinde başrolü oynar. ve doğal olarak o bilmez bunu."

    "öyle zamanlar vardır ki insan hayat ırmağının akış yönünü değiştiremez."

    "kimse bilinmezden korkmamalı, çünkü herkes istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyi ele geçirebilir."

    ”insanın geride bırakmış olduklarını düşünmemesi olanaksızdır.”

    "yeryüzünde her insanın kendisini bekleyen bir hazinesi vardır."

    "dünyanın ruhu insanların mutluluğu ile beslenir. ya da mutsuzluklarıyla, arzuyla, kıskançlıkla... her şey bir ve tek şeydir. ve bir şey istediğin zaman, bütün evren arzunun gerçekleşmesi için işbirliği yapar."

    "düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum. çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak. sen koyunlarını ve piramitler'i hayal ediyorsun. sen benim gibi değilsin, çünkü sen düşlerini gerçekleştirmek istiyorsun. oysa benim istediğim mekke'yi düşlemek sadece. çölü geçişimi, kutsal taş haceri esved'in bulunduğu meydana varışımı, ona el sürmeden önce çevresinde yedi kez dönüşümü binlerce defa hayal ettim. yanımda kimlerin olacağını, önümde kimin olacağını, konuşacağımız şeyleri, birlikte edeceğimiz duaları bile hayal ettim. ama büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum, bu yüzden hayal kurmakla yetiniyorum."

    "çünkü sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz her zaman."

    "ihanet senin beklemediğin bir darbedir. ama sen yüreğini tanıyacak olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek. böylece, kendisinden beklemediğin bir darbe indiremeyecektir kesinlikle sana."

  • sebebini mersin'li biri olarak açıklayayım.

    şu anki "yerli muz" adı altında satılan muzlar bundan yaklaşık 8, 9 yıl önce diğerlerinde de olduğu gibi laboratuvar ortamında türetilen şimşek ve grand nain olarak adlandırılan fidelere ait muzlardır.

    eski orjinal anamuz muzları bu cinslerin yarı oranında daha küçük ve aromatiktir.
    ithal muzla rekabet edebilmek adına üretilmiş ve son iki senedir çoğu çiftçinin de üretimine geçtiği yerli muzlardır.

    antalya mersin yolunun anamur kaledran arasında dağlarda bile artık bu şişko ve eskisine göre daha büyük muzlar satılmaktadır. nispeten eski fidelere göre daha tatsız, aromasızdır ama ticaridir. bu da çiftçinin işine gelmektedir.

  • okul yapılabilir, hastane yapılabilir, bilimsel araştırmalar teşvik edilebilir...

    ama biz onun yerine 8 tane cami olan mahalleye 9. camiyi yapıyoruz...

    o yüzden siz en iyisi alkole harcayın harcayacağınız parayı, sktiredin...

  • bu müzik setini taşıyabilmek için eşinden dostundan araba alıp gelenler bile olmuştu yaysat bayiine.

  • - "oyunu kime vereceksin" dedi
    + "hırsız vatan haini olmayana" dedim
    - "nedir bu akp düşmanlığınız" dedi
    + halbuki ben isim telafuz etmemiştim.

  • ''öküzüm büyük olsun da varsın çekmesin'' mantığıyla yapılmış bir havalimanıdır.

    şark kafası işte işlevine bakmadan her şeyin en büyüğünü istiyor ve en büyüğün en iyi olacağını düşünüyor.

    yazık.