hesabın var mı? giriş yap

  • insanı sinir eden bir durum.

    efendim, biniyorsunuz metro, tramvay, otobüs veya savaşçı bir ruha sahipseniz metrobüse ve boş yer bulamayınca ayakta yolculuğa başlıyorsunuz.

    oturacak bir yer bulma umuduyla etrafı süzüyorsunuz. kimsenin kalkıp da size yer vermeyeceğini anlayınca acaba kim kalkar da yerine otururumun hesaplarını kırk yıllık insan sarrafıymışcasına yapmaya başlarsınız.

    ve o an gelir... dakikalarca yerine oturmak için başında beklediğiniz kişi yerinden kalkmaya teşebbüs eder fakat tamamen terk etmez ve yerine oturacak kişiyi,
    sanki o koltuğun sahibiymişcesine,
    yıllardır emek vermişcesine,
    yerine geçecek kişiyi seçmenin ona tanınmış bir ayrıcalıkmışcasına seçer.

    kimse de çıkıp "birader/bacım/dayı/teyze zaten ineceğin durağa geldin, sanane sen indikten sonra yerine kimin oturacağından kendine veliaht mı seçiyorsun?" demez. diyemez. çünkü, biz de içselleştirmişizdir bu durumu ve hemen kabulleniriz.

  • bunu beğenmeyen, bunu eleştiren maldır. yemek ısmarladığınız kız böyle birşeyi ima dahi etse, onu orada bırakın. yemeği de önünden alın. (bkz: swh)

    amerikan filmlerindeki zengin sevgilileri arıyor arkadaş. daha çok bekler.

    böyle düşünen kızlara, bununla ilgili şu özlü sözü hatırlatmak istiyorum;

    prens'i bekleme, seyis'e razı ol, yoksa at'a kalırsın.

  • sene 92 daha çok küçüğüm. babam yurt dışında ama avrupa değil o zamanın garibanlarının gittiği bi afrika ülkesinde.
    işsizlikten, ekonomik sıkıntılardan kurtulmak için başka çare bulamayıp gidiyor bu afrika ülkesine.
    bi cumartesi günü annemin dişi çok ağrıyor. yerinde duramıyor ağrıdan sızıdan ağlıyor kadın. özel doktora verecek parayı bırak, devlet hastanesine gitmek için verecek araba parası yok.
    öğrendik zaten doktor da yokmuş diş hastanesinde.
    dayanamadım annemin ağlamasına.
    telefonların yanında o dönem kesin altın rehber bulunurdu. kaygan sarı sayfaları olan işyerlerinin kurumlarının telefonlarının bulunduğu bi kitap.
    kaptım o kitabı açtım diş hekimleri bölümünü a harfinden başladım sırayla telefon açmaya.
    amca teyze herneysen "annem çok kötü, bizim paramız yok annemi tedavi eder misin?"
    üç ya da dördüncü aramamda bi doktor tabi ki yavrum hemen çıkın gelin dedi. koşarak annemi aldım gittim doktora.
    bir anısını anlatmıştı gittiğimiz doktor. onun da babası yurt dışındaymış çocukken. montunu kaybetmiş bir kış okula montsuz gitmiş.
    annemin dişini yaptı sağolsun annemle sürekli konuşuruz bu olayı. ve annem her seferinde der ki " o doktorun yaptığı dişe hiçbir şey olmadı yıllardır" belki marifet belki minnet bilinmez...
    her zaman bu hekimi, ahmet lengerli'yi anarım, takdir ederim. a harfinden başladım gittim belki b harfinde de bir doktor çıkardı yardım edecek ama kaderimizin benzeşmesi daha yakınlaştırdı.

  • hala türk silahlı kuvvetleri başlığında ayinler yapanlara duyurulması gereken taziyedir.

    tsk 2008-2011 arasında bahanelerle derdest edildi; temmuz 2011'de de ışık koşaner ve kuvvet komutanlarının da istifasıyla lağvını gerçekleştirmiş bir kurum.

  • püf noktaları vardır

    1- salçalı sos sulandırma olayına girmeyin. gidin tetra pak kutuda domates püresi alın yağda domates püresi pişirin çok daha az miktarda salça ekleyebilirsiniz. sosu bol yapmaktan çekinmeyin. salça gibi yoğun olmadığı için tadı kötü olmayacaktır. sosu hamura süreceksiniz. sos pişirmek salçalı yağı saatlerce ateş altında tutmak değildir. sosun tadı ateş altında kaldığı her aşamada değişir, domates püresini salçalaştırıncaya kadar pişirmeyin. domates biraz da kendisini taşısın.

    2- mantar seviyorsanız çok koyun ama küçük küçük dilimle-meeeeee-yin. iri kalsınlar (mesela 4'e bölün) ve en üste koymayın. en üste koyarsanız hem suyunu salar hamuru kötü yapar, hem de çok çok küçük kalır. peynirin altına koyun.

    3- bütün malzemeleri çiğ koyabilirsiniz. ilk denemeniz sonrasında malzemelerin pişmelerine göre boyutunu değiştirmek gerektiğini öğreneceksiniz. ceteris paribus iri parçalar geç pişer.

    4- bu güne kadar herhangi bir pizza için bunun peyniri gereğinden fazla olmuş dendiğini duymadım.

    5- sosisi iyisinden alın (kilo fiyatı kırmızı et'in fiyatına yakın olanlardan) ama az alın. sosis çok bereketli bir malzemedir, elde kalır.

    6- ölçülü ve tarifli yapmıyorsanız pizzanızı iki yönden ısıtarak ama olması gerekenden bir alt bir rafta pişirmeye başlayın. pişmesine yakın üste alırsınız, kısa sürede üstü kızarır.