hesabın var mı? giriş yap

  • ''öküzüm büyük olsun da varsın çekmesin'' mantığıyla yapılmış bir havalimanıdır.

    şark kafası işte işlevine bakmadan her şeyin en büyüğünü istiyor ve en büyüğün en iyi olacağını düşünüyor.

    yazık.

  • hemen 35 milyar dolara yabancılara satılmalıdır.

    debe editi: bunca yıllık suser'im, ilk defa bi entry'm bu kadar favorilendi ve debe'ye girdi. kendimi 50 sene oscar alamamış, yıllar sonra teselli için yaşam boyu başarı oscarı verilmiş yaşlı karakter oyuncusu gibi hissettim.

  • 2007 yılıydı yanılmıyorsam. istanbul'da garajistanbul diye bir mekanda koçani orkestar grubunun konseri var, ben de oradayım çok sevdiğim bir arkadaşımla. konser süper, adamlar zaten inanılmaz eğlenceli. istanbul'a dışardan gelen herkesin ilk fark ettikleri şeylerden birisiyle karşı karşıyayım: pek çok tv ünlüsü var etrafta. tanıdık bir kaç yüz, birkaç ünlü işte. yok dream tv'nin viceyi bilmem ne falan da çarpıyor gözüme. o sırada gözüm bir hanımefendiye takılıyor. çok güzel, çok zarif. çalan grubu dinliyor mutlulukla. kim dersiniz? şevval sam. ama nasıl güzel, nasıl zarif. şimdi şevval sam, şevval sam olarak orada durmuyor olsa, belki de bütün geceyi ona bakarak geçirmek isterdim. ama yapamıyorum. aklım 1 dakika içinde bu zarif hanımın kim olduğunu, ne kadar hoş olduğunu ve aynı anda ona bakmamam gerektiğini söylüyor. niye? çünkü bu hanımefendi sarı fırtına metin'in eşi de ondan. 2007'den önce ayrılmışlardı ama benim için hep metin tekin'in eşi işte. bakamıyorum, utanıyorum. benim için beşiktaşlı olmak, şevval sam'ı görünce utanıp başka yere bakmak, süleyman seba'yı her görüşünde duygulanmak, nartallo'nun bile iyi futbolcu olduğuna inanıp onu sevmek, madida'yı ölmüş bir aile büyüğünü yadeder gibi hayırla yad etmek, hiç tanımadığım taraftarları, inönü'yü dolduran adamları her haftasonu evimden izlerken onlarla gurur duymaktır.

  • cast away'de tom reyis ile wilsın reyis tipidir benim için. öyle bağlanmak istiyorum işte.

    edit:
    bilmeyenler için söyleyelim yanlış anlaşılmasın. tom reyis erkek wilsın reyiz toptur.

    edit2: tekrar düzeltelim. wilson reyiz gerçekten toptur. voleybol topu.

  • beygir toplamda kaç atınız olduğudur, tork ise o atların bireysel olarak ne kadar güçlü oldukları.

    10 tane ortalama güçteki at birbirlerinden ivmelenerek sizi düz yolda uçurur ama zemin engebeli iken (dik yokuş misal) her atın kendi başına ne kadar kuvvetli olduğu sizin yokuş çıkma hızınızı etkiler.

    arabalarda maksimum beygir gücü ve maksimum torka ulaşma devirleri farklıdır. binek araçlarda maksimum torkun daha düşük devirde verilmesi makbuldür. örneğin pek çok binek aracı maksimum torka 4000 devirde ulaşırken aynı araç maksimum beygir gücüne 6000 devirde ulaşır.

    yani aracın maksimum yük çekme kapasitesine erişmek için 4000 devir ancak maksimum hızına erişmek için 6000 devire çıkmanız gerekir. boş otobanda basmıyorsanız en yüksek viteste 6000 devire şehir içinde çıkamazsınız ama maksimum torka erişebilirsiniz.

    burada yük çekmeden kasıt aracın arkasına römork bağlayıp çekmek değil, aracın kendi ağırlığının yanı sıra içindekilerin de ağırlığını yol şartları iyi olmayan dik yokuşlar, engebeli patikalar gibi yerlerde zorlanmadan taşıyabilmesi için araç torkunun aracın ağırlığına oranla ideal bir oranda olması gerekmektedir. örneğin 2000 kg'lık bir araç isterse 200 hp beygir gücüne sahip olsun, maksimum torku 120 nm falansa o araç yokuşlarda ölür.

    siz tek başınıza kullanırken ok gibi fırlayıp sağdan soldan kaçan aracınıza 4 arkadaşınızı aldığınız zaman kağnı gibi kalkıp trafikte sizi rezil ediyor ya hani, işte onun sebebi aracın torkunun şasinin ağırlığının yanında 5 tane izbandutun ağırlığını da taşımaya yetmemesi dostlar.