hesabın var mı? giriş yap

  • benim rezalet yönünden çok kvkk ihlali meselesine takıldığım olay, bir tek ben mi burada açıkça bir kvkk ihlali olduğunu görüyorum, cto denen kişi bilgi görüntülemeye yetkili olabilir ama bu yetkiyi amacı dışında kullanmış görünüyor burada ve bence çok büyük bir kvkk ihlali görünüyor burada.
    durup dururken telefon rehberindeki insanların hesabı olup olmadığına, ne kadar parası olup olmadığına bakabilir mi yani bu adam, siber güvenlik, audit birimleri ne iş yapıyor acaba bu sırada, kimse cesaret edip cto'ya neden böyle bir sorgu gerçekleştirdiniz diye sorabiliyor mu acaba?

  • umarım bizim bayrak yoktur diye açtım ama nafile..tuzumuz elimizde koşmamamız mümkün değil tabi.

    t: enteresan bir fotoğraftır.

  • iki ülke arasında krize neden olan, nota'nın falan havada uçuştuğu milli takımın izlanda'ya alınmaması olayı gerçek görünmüyor.

    iniş saati: 22:37 (tsi)
    burak yılmaz'ın yayın açıp 3 saattir bekliyoruz demesi: 23:30 gibi.

    50 dakika sonra 3 saattir bekliyoruz diyor, çıkışın ardından yine aynı şeyi söylüyor, 3 saattir bekliyoruz.

    ayıptır.

    milyonlarca insan izlerken bile kendisini sürekli yere atarak hakemi aldatmaya yönelik hareketten sürekli ceza alan bir şahsın yine bir aldatma durumu söz konusu gibi görünüyor.

  • geometri hocasının delirip çocuğun kafasına tahtada kullandığı koca pergelle vurması sonra hırsını alamayıp çocuğun kafasını sıraya vurması tüm bunları dehşetle izlemeniz lakin o çocuğun tüm bunlar olup bittikten sonra hala sırıtabilmesi, hocanın da dönüp hiçbir şey olmamış gibi "evet nerede kalmıştık?" diye sorması. sonra o geometri hocası ile çocuğun ablasının evlenmesi.

  • geçen akşam otobüste ayakta gidiyorum. zaten cüsseliyim bir de elimde çanta var. otobüsün önünden "arkadaşlar sağlı sollu ilerleyelim" diye bağırıyorlar. çift sıra ikili koltukların olduğu koridora tek başıma zor sığıyorum, adam sağlı sollu diyor, bak sen. neyse, dedim, sabredelim biraz daha. sonra yaşlı bir teyzem başladı konuşmaya, "sanki otobüsun arka tarafı başka yere gidiyor. illa orta bölümde bekleyecekler". bize laf sokuyor aklınca, bunu duyan diğer yaşlı teyzeler de koroya katıldılar. "hiç... insanımız böyle işte... iki adım ilerleyip de herkes rahat etsin diye uğraşmazlar. cık cık cık.". diğer taraftan bir amca bağlandı, "yürünsenize evladım, bak yolcular binemiyor". elimdeki çantayı kaldırdım havaya, "amca nereye yürüyeyim, hani, göster de yürüyeyim, nereye yürüyeyim?" dedim. sonra, bir kaç yolcu daha katıldı isyanıma, "bitti işte daha yolcu almayın, akraba olacaz burda" falan... sonra teyzeler biraz yumuşar gibi oldu, "aslında buraya minibüs seferi de koymalılar, çok yoğun bir yer". "olur mu canım, bu kadar sıkışık trafiği daha da felç mi etsin?"...

    ah benim koyun insanım... otobüsün zar zor geçtiği daracık yollara, bu yetmezmiş gibi sürekli bir tarafı kazılıp tekrar yamanan asfalta, yetersiz otobüs seferlerine ve toplu taşıma seçeneklerine değil de birbirinize kızın. "sağlı sollu yürüyün" diye birbirinize bağırın böyle. yer dar diye birbirinize kızın, siz birbirinize kızasınız diye yeri dar tutanlara değil.

  • birçok nedene bağlıdır bu durum öncelikle ;

    1- erkeğin hiç ilişkisi olmamıştır, yol yordam bilmez ve korkar
    2- reddedilme korkusu
    3- ortak çevre yetersizliğine bağlı sorunlar
    4- dini ve sosyokültürel nedenler*
    5- kişilik ( ilk olsun tek olsun düşüncesi )

  • bi de böyle bir klişe var.
    en son dün gece alper kırşan, avanak kuzenler için söyledi bunu.
    '' biz çekerken çok eğlendik, izleyicilerin de eğleniceğini düşünüyoruz''

    yani her yeni filmde çekenler çok eğleniyor anasını satim. o değil, çekenler eğlendiği için, izleyicinin de eğlenmesi şart oluyor.

    arkadaşım 31 çekerken de eğleniyorsun oysa. senin 31'inin beni eğlendirmesi mi lazım şimdi.

    ayrıca başlık karakter sınırından böyle. ayrıca böyle daha fesat olduğundan hoşuma gitti.
    yazarken çok eğlendim, şukela verin o zaman, ne duruyosuuz.

  • bunlardan bir tanesi, hayatım boyunca en unutamadığım sözler kategorisinde ilk üçe giren bir sözdür.. yaptıktan sonra pişman olduğum çok az şeyden bir tanesinin sonucudur..

    lisede aldatılmışsındır, girdiğin depresyon sonucu, bu kötü durumdan kurtulmak için senden hoşlanan random bi kızla, ona karşı hiçbir şey hissetmediğin halde birlikte olursun. sonra da tam bi şerefsiz gibi kızcağızı ortada bırakırsın.. aradan birkaç sene geçer, üniversitede hoşlandığın, hatta aşık olduğun kız, sana umut verip seninle zaman geçirir. sonra seni tek başına bırakır ve gider.. derken bir gün o lisedeki, acı çektirdiğin kızla karşılaşırsın.. "nasılsın" dersin, "çok mutluyum" der.. 1 senelik bi ilişkisi vardır, onu anlatır.. "sen nasılsın?" der; "çok kötüyüm" dersin.. seni bırakıp giden kızı ve hissettiklerini anlatırsın.. dünya üstüme üstüme geliyo dersin, çok sevmiştim.. dersin.. kız hafifçe başını sallar, acı bi tebessüm eder, cevap olarak tek bi kelime söyler ve gider;

    geçer...

  • premierini izledim. cem yılmaz zaten cem yılmaz, farklı olanları söyliyim;

    -inançlı biri olmadığını herhalde ilk defa dile getirdi. ya ilk gösterinin heyecanı ya da artık umrunda değil.
    -az da olsa siyasi espri yaptı. bu toplara da girmezdi eskiden.
    -ingiliz komedisi gibi durum hazırlayıp espriyi sona saklamaya başlamış. londra seyircisi bunu beğendi. afyon seyircisi ne yapar bilinmez.
    -endüstriyel bir ürün izlemedik. çok içten ve samimi bir gösteriydi.

    sonuç: tahminim bu gösteriyi 45 dakika kesip fundemantals gibi soluksuz kahkaha atmalı formata sokar.
    cem yılmaz'ın hayal ettiği seyirci londra'daki seyirci diye düşünüyorum. o yüzden bu gösteri biraz farklı olacaktır. daha sonra bu kadar içten olması biraz zor.
    yorumlara bakarsak kebapçı arkadaşlar da bundan dem vurmuşlar. kebap formatına sokulmayacak bir gösteri değil. efsane olur.

    kendisine teşekkür ederiz. 40 pound verip 80 poundluk güldük.
    arkadakinin taksimetre 150 yazıyordu.

    ekleme: abi bu entry'de hoşuna gitmeyen bir şey varsa ünlü türk düşünür kenan sofuoğlu'nun da dediği gibi "kardeş sıkıntı yapma sileriz".
    dem vurmuşsun diye duydum. bul beni, 1 liraya anlaşırız.

  • ilk önce ünlü düşünür tuğçe kazaz zannettim. sonra baktım o değil. müridlerinden biri. madem bu kadar seviyorsun gel burda yaşa. bunlara neden oy kullandırılıyor onuda anlamıyorum. sen elin memleketindesin ve türkiyedeki seçimlere katılıyorsun. dahası burada yaşamadığı gibi burayıda bilmiyor. 13 yıldır neyi kısıtlamışlar diyor. müslüman olmayana dinsiz diyor. afedersin ama senin tespitini sikim.

    boş boş konuşan aklınca ayar veren gurbetçi troll.