hesabın var mı? giriş yap

  • - genelde ara sokaklarda yer tutarlar. sistem oturmuştur (altında bim olan apartman bile tanımlıdır) kira maliyeti minimumdur.

    - aralık 2015 itibariyle 4970 mağazası olan bir sistemden bahsediyoruz efendim.

    - raf ve dekorasyon maliyeti yok kadar azdır

    - cepheyi oluşturan tabela ve aluminyum elemanlar hep aynıdır özel imalat yok gibidir

    - çalışanlar, ürünleri rafa dizerler, kasaya bakarlar, temizlik yaparlar. herkes her işi yapar.

    - hep aynı ürünler satılır. çeşitlilik ve tabii farklı yatırım maliyeti yok gibidir.

    - ürünler tek bir merkezden dağıtılır, lojistik nispeten iyi çözülmüştür.

    - süt ürünleri ve bazı ürünler için kendi markasını yaratmıştır. sıfır reklam ve pazarlama maliyeti ile.

    - örnek: bioxcin isimli saçı dökülenler için şampuanı başka bir marka ile hatta aynı ambalajda satar. (biota firmasının aynı ütünü bioblas) ürün bireri aynıdır ama %40'a varacak şekilde ucuzdur.

    - uygun bir iş modeli sunar, çok zengin de fakir de faydalanır.

    - bazı ürünleri efsanedir (tahinli çörekleri vardı markası: yaşam. bırakmak için rehabilitasyona girdim. bağımlılık yaptı.)

    -cep telfonu kontürü dahi satar. uyguna satar çok kullanan var. hatta bu hafta 99 tl'ye renkli cep telefonu satıyordu (şu asker telefonu denenlerden bir hafta pili gider)

    - yeri gelir star wars orijinal ürün bile satar

    - sistem başarılı olunca hemen kopyaları çıkmıştır. ki normaldir.

    eh bunlar yetiyor işte.

  • hala daha gerizekalı gibi aldığınız para düşük yazanlar var. he düşük he. ulan yüksek olsa (genel itibari ile) o fiyatlar orada mi kalacak sanıyorsun. benim maaşım yüksek türkiye ortalaması üzerinde. şu an istanbul da herhangi bir yere (evet lacivert veya mikla da dahil) gidebilirim. veya kadıköy'de herhangi bir yere. fiyatlar insanları keriz yerine koyacak kadar yüksek. bunun aldığın para ile ilgisi yok.

    edit: bir arkadaş düzeltti hatamı sağolsun. yani girdi fiyatları yüksek evet haklı da. ama sağolsun bu işletmeciler fiyatlar bir yukseliyorsa dört yukseltiyorlar. bu durum saçma. evet kazanamadilar vs doğru da bu biraz fazla değil mi ?

  • öyle böyle bir ayar değildir...kendisi de beğendiğim bir gazeteci olmasa da fena saydırmış :

    "hürriyet'in bir grup yazarı ve yöneticisinin "yerli otomobilin prototipi"ni görmelerini ama yazmamalarını eleştirmiştim ya...
    kendini grubun lideri zanneden hanımefendiden yanıt geldi.
    hayli uzun bir yanıt.
    ve en az yayınladıkları ilk haber kadar komik, eğlenceli bir yanıt.
    mesela hanımefendi şöyle başlamış.
    “hürriyet türkiye’nin en büyük haber platformu”
    bu cümle bizler için komedinin doruğu...
    hürriyet için ise trajedinin...
    evet bir zamanlar hürriyet, türkiye’nin en büyük haber platformu idi.
    ama bunun üzerinden epey bir zaman geçti.
    çok uzun bir zaman.
    o zamanlar hürriyet’in ankara temsilciliğine mesela, en iyi haber yapanları getirirlerdi, en iyi yalakalık yapanları değil.
    bugün artık hürriyet, türkiye’nin haber platformu değil, olsa olsa türkiye’nin mizah platformu.
    yapmadığı, yapamadığı haberciliği ile mizah konusu olan bir platform.
    tabi ki, bu sizin kabahatiniz değil hanımefendi.
    elbette hürriyet siz orada olduğunuz için bu hale düşmedi.
    ama hürriyet bu hale düştüğü için siz oradasınız."
    edit: yazının tamamı

  • yarın akşam 2 tane bulgar dilberini istanbul'da ağırlayacak olmama vesile olan çağrı.
    1500 dolar yol parası gönderdim hesaplarına, yarın akşam gidip karşılıycam havaalanından kısmetse.

    az önce de bi siteye girdim, tak! siteye giren 1 milyonuncu kişiymişim, hediyeler filan. bu aralar acaip şanslıyım lan!

  • kısacası şu, adam ben 9. sıradan vergi veriyorum ben alamıyorum bu adam 83. sırada bu nasıl alıyor diyor? yani aslında daha yukarıda olması gerekiyor = vergi kaçırıyor demek istemiş. acun da bunu anlamış şov yapma demiş.

    edit: imlâ

  • pablo escobar'dan sonra dizilere konu olma sırası kendisine gelmiş madem; daha yakından tanımakta fayda var.

    firarlarıyla meşhur olduğu kadar da ballı bir adamdır. 1993'te tijuana karteli; aldıkları istihbarat üzerine kendisini öldürmek için guadalajara havaalanı'na tetikçilerini gönderir. lakin el chapo'nun geleceği uçakta uyuşturucu karşıtı söylemleri ile ün yapmış bir başpiskopos da bulunmaktadır. tesadüfe bakın ki; başpiskopos ile el chapo aynı tipte bir özel araç kullanmaktadır. tetikçiler; arabaları karıştırıp başpikoposun aracına ateş açarlar, başpikoposun korumaları da karşılık verince büyük bir çatışma yaşanır. başpiskopos öldürülür. bu arada el chapo havaalanından elini kolunu sallayarak çıkar.

    yine bir başka güçlü rakibi juarez karteli ile savaş halindeyken; bir inşaatın zeminine gömülü halde bulunan varillerden üç estetik cerraha ait cesetler çıkar. araştırmalar sonucu işkenceyle öldürülen bu doktorların; juarez karteli'nin lideri, uyuşturucu nakliyatı amacıyla havayolları şirketlerine sahip olmasıyla nedeniyle ''el senor de los cielos'' yani ''göklerin efendisi'' olarak bilinen amado fuentes'in ameliyat olduğu hastanede çalıştıkları ortaya çıkar. kayıtlara göre fuentes; bir yağ aldırma ameliyatı geçirdikten sonra verilen yatıştırıcılar nedeniyle kalp krizi geçirerek ölmüş; ancak ölümü gizlenmiştir. tabii; doktorların cesetleri bulununca juarez karteli'ne çalışan uyuşturucu baronları, liderlerinin öldüğünü öğrenip endişeye kapılır ve taraf değiştirerek el chapo'nun organizasyonuna katılırlar.

    joaquin guzman; bölgenin önemli uyuşturucu baronlarından birinin akrabası olan ailesi ile birlikte küçük yaştan itibaren haşhaş ekiminde çalışmaya başlamış. daha sonra meksika'nın efsane uyuşturucu baronu ''el padrino'' lakaplı felix gallardo'nun yanında yükselerek sinaloa karteli'nin lideri olmuştur.

    bu arada felix gallardo da uyuşturucu kaçakçılığı tarihinde çok önemli bir isimdir. meksikalı eski bir narkotik polisiyken görev yaptığı dönemde uyuşturucu üretimi ve kaçakçılık yolları ile ilgili incelikleri öğrendikten sonra bölgenin ilk uyuşturucu kartel yapısı olan guadalajara karteli'ni kurmuştur. aynı zamanda pablo escobar'a amerika kapılarının kapandığı dönemde yardımcı olup kokaini sorunsuz bir şekilde abd'ye sokmasını sağlayan adamdır. daha sonra rüşvet verip iş yaptırdıklarını zannettikleri bir polisin dea ajanı çıktığını öğrenince polisin işkence ile öldürülmesini azmettirip tutuklanmış, yerini el chapo'ya bırakmıştır.

    el chapo; ilk olarak 1993 yılında tutuklanmış. meksika hükümeti'nin abd'de davası olan uyuşturucu satıcılarının amerika'da yargılanmasını içeren yasa tasarısı kabul etmesinden hemen önce, tam da bu konuyla ilgili bir heyetin hapishaneyi denetlemeye geldiği bir zamanda, gardiyanlardan birini verdiği rüşvetle yanına çekip bir çamaşır sepetinin içinde ilk firarını gerçekleştirmiş.

    hani bu işler için hep ''evladından, çoluğundan çocuğundan çıkar.'' derler ya; işte el chapo da bundan yırtamamış. askeri kanadı los negros'un idarecisi arturo beltran leyva tutuklanınca; emrindeki adamları, patronlarını yakalatanın el chapo olduğunu düşünerek el chapo'nun oğullarından birini bir alışveriş merkezinde gezerken taramışlar. bu olaydan sonra da beltran leyva kardeşler; sinaloa karteli'nden ayrılıp kendi kartellerini kurmuşlar.

    dizisi başlayana kadar el chapo ve benzeri uyuşturucu baronları ile ilgili bilgi sahibi olmak isterseniz gomorra* * ile büyük ses getiren roberto saviano'nun ''zerozerozero'' adlı kitabına göz atabilirsiniz.