hesabın var mı? giriş yap

  • büyük çalışma.

    yalnız şu cümle çok komik değil mi?
    --- spoiler ---
    trabzonsporlu birinin zamanının değerli olduğunu düşünüyorum.
    --- spoiler ---
    hem saatlerce, günlerce uğraş, böyle kol bir liste yap. hem de bizim zamanımız değerli" de. resmen işsizlik lan şu liste.
    ahaha.

    - hangi takımı tutuyorsunuz?
    + trabzonsporluyum.
    - o zaman sizin zamanınız değerlidir.

    ahhahahahha.

    edit: inşallah trabzonlu arkadaşlar bu entryi okumamıştır. çünkü zamanları değerli.

  • paketlerin üstüne öldürür süründürür yazmak uzun süredir sigara üreticilerinin hedef kitlesi olarak belirlediği yeni yetme gençler üzerinde hiçbir etki yaratmayacaktır. o yaşlarda ölüm çok uzak bir kavramdır. hızlı yaşa genç öl sloganını benimsemiş çocukların asiliklerini sergilemeleri için bir fırsat doğurmuştur yeni kampanya. elinde sigara öldürür yazan paketi ağzına dayayıp bir sigarayı dudağının kenarına sıkıştıran, tek eliyle açtığı zipposunun ateşine önce kısık gözlerle bakan, kafayı hafif yana eğip sigarasının ucunu ateşe yapıştırırken tek kaş havada karşısındaki kızı kesen veletleri şimdiden görür gibiyim.

    sen yaz o paketin üstüne "atlama tütüne, koyarım o g.tüne" diye bak bakalım alıyo mu bi daha.

  • şimdi aldıranların işi kolay. internet diye bir şey var. ben 1993 senesinde aldırdım bir bok yoktu. ortaokuldaydım. yalandan pw programıyla cezaevi demirleri gibi bir şey çizerdim çünkü başka bir şey çizemiyordum, sonra gösterirdim nasıl olmuş diye aferin falan derlerdi. onu anıtkabir sanıyorlardı. ben öyle lanse etmiştim. günü kurtarırdık yani. giderdim sonra volfied, cm 93-94 akşama kadar oynardım. belli bir süre cm 93-94 ü ders sandılar. mal gibi monitöre baktığım için oyun oynamadıgımı düşünüyorlardı. benimki yine kolaydı, arkadaşım aynı dönem amiga aldırmıştı bu sebepten. onun ailesi daha sıkıydı, o da yalandan bir program bulmuş, dersin bir bölümünü mal gibi oraya yazıp ordan deftere geçiyordu. o günü daha zor kurtarıyordu çünkü program yazılan şeyi kaydetmiyordu. adam her gün aynı şeyi gösterecekti kaydetse, okuyacak halleri yok ya. save diye bi yer yoktu ne programıysa artık... her gün yazıyordu bu paso. bir de sonradan ben bir program bulmuştum. yani program değil de adamın biri disketin içine ankara misket koymuş. kısacık. disketi c: ye kopyalamıştım ve bunu ben yaptım müzik dersi için demiştim. paso misket çalıyodum odamda yalandan. ses kartı da yoktu, çok pahalıydı almamışlardı bızzt- dızzt efektleri içinde pc speaker modundan ankara misket. nınının nınının nınınını nın... çok aradım ama başka şarkı bulamadım öyle. bulsam iyice imparatordum. evdekiler de beni deha sanıyordu. napalım mecburiyet. cafe vardı da biz mi gitmedik? dersler iyiydi ama.

  • şöyle örnek vereyim bir adamın karısı çok hasta ve bir ilaç sayesinde ancak hayati tehlikeyi atlatabilir. adam eczaneye gidiyor eczacı adama ilacın 5000 lira olduğunu söylesin adamın cebinde 1000 lira var kimseden borç alma veya para bulma gibi bir imkanı olmasın. yani ya alacak karısı kurtulacak yada almayacak ve karısı ölecek. şimdi bunu ahlak kuramının 6 evresindeki düşünce yapısıyla örneklendirelim.
    1.evre: ceza itaat-günah çalmam.
    2.evre: menfaat-karım zaten hayatımı mahvediyorsa çalmam ölsün.
    3.evre: onay evresi- o benim karım onsuz yapamam çalarım (iyi koca)
    4.evre: sosyal düzen. adam parayı çalsın sonra cezasını çeksin. toplumun huzuru çok önemlidir.
    5.evre: sosyal anlaşma evresi. yasalarla değil sosyal anlaşmayla durumu çözmeye çalışırız.
    6.evre: çalarım "insan hayatı herşeyden önemlidir". söz konusu insan hayatıysa yapılan herşey mubahtir. bu evrede yasa duzen vs degil temel etken insan hakları adalet özgürlük vs.
    şimdi en iyi psikologlar bile cogu zaman 4 en fazla 5 cogu zamanda 2. evrede dolaştığını söylemektedir. mesela 2. evrede pazaryeri anlayışı vardır pazara gidersin bak 2 kilo alayim sen şunu bana 3 lira yap dersin. yeri gelir söz konusu sevdiğin olunca 3. evreye dönersin.