hesabın var mı? giriş yap

  • başlığı okuyunca reşit olmayan öğrenciler geliyor insanın aklına lakin alakası yok içeriğin, bize ne lan bundan?

  • an itibariyle 2.92'yi aşmış kurdur.

    seçim sonucuyla zengin olunmaz. çalışarak, üreterek, kendini geliştirerek olur. imam hatiplerde yetişen nesillerle, inşaata dayalı ekonomiyle nereye kadar gidilebilir? hiçbir yere gidilemez.

  • böyle saçma meraklari olmayan insandır; zira sen kapatinca karşı tarafı da görmuyorsun. bence harika.
    kaldı ki bir sürü "aaa girmiş cevap yazmamis" modunda takılan arkadaşlar hala bunun "kişiye özel telefon" olduğunu unutup "her istediğimde ulaşabilirim telefonu" olduğunu sanıyorlar. lütfen bisktrp gidin, istediğime istediğim zaman cevap veririm.

  • bu kadinligi annelikle butunlestirme cabasindan bana gina ve tiksinme geliyor. annelik denen kavramin toplumdaki yuksek mertebesi sebebi ile de kadinlar bu ustlerine yapisan annelik olgusu tarafindan belirlenen degerlerle yargilaniyor. (bkz: cocugunun yuzune nasil bakarsin), (ithal versiyonu she is gonna be somebody's mom).

    ayni dusunce yapisi da erkekleri sorumluluktan kurtarmak icin kullaniliyor. adam cocugunu terkediyor, 'baba iste bir anne degil' oluyor. adam yasli anne ve babasina bakmiyor 'kizi olsaydi boyle olmazdi' deniliyor. aslinda hayvan oglu hayvan ve bencil bir it olmasaydi denmesi gerekiyor. bunlar annelikten degil, insanliktan gelen kavramlar.

    ben anne degilim. anne olmak gibi bir istegim, amacim yok. evet, arada sirada hormonal sebeplerle ureme durtusu ve istegi hissediyorum, cogu kadin da hissediyor, fakat bu beni anne yapmiyor. kimsenin ogluna anne sefkati ile yaklasmadim diye de yargilanmak istemiyorum. ben de en az erkekler kadar durtuleri ve hedonist istekleri ile yasayan bir birey olmak, ve bunun sonucunda abuk subuk sosyal baskilarla ugrasmak zorunda kalmamak istiyorum. anne olmak isteyip olamayan kadinlara sempatim sonsuz. fakat hayatinizdaki bu eksigin faturasini hepimize kesiyorsunuz boyle laflarla.

  • bakın reklam yapacaksanız bu gibi firmaların reklamlarını yapın. hep boykot çağrısı yapıyoruz o markaya bu markaya diye.

    bir kere de vatansever firmaları destekleyelim ki sermaye bizde kalsın.

    starbucksları zengin ettiniz elit görüneceğiz diye. algilarınıza türk malı kötüdür diye yer ettirdiniz!

    hayır efendim hayır. türk malı iyidir. türk malını desteklersek daha zengin bir toplum olabiliriz. tabii ki içimizde de var kötüler. işini iyi yapmayanlar. ama yapana da destek gösterelim.

  • bir fps manyaklığı. takıntı bir yerde. şarjörü illa 30 görecek. 29 olursa öleceğini düşünür. counter'ı çok oynamış kişilerde görülür. tek mermiyle adam öldürmüşlüğü vardır.

  • o kadar entry var ama bir kişi de para kazanmanın, daha doğrusu bilançonuzun hep artıda olmasının asıl yolunu yazmamış. evet halkın ihtiyaçlarının tamamını karşılayıp gemi satarak para kazanabilirsiniz ama bunlar pasif gelir/gider dengesinde artıda kalmanızı sağlamayabilir. bende sağlamadı en azından. yavaş ilerlemeyi seviyorum, daha investorlar açılmadı. 1500 enginarım bile yok.

    para olayının sorun olmaktan çıkmasını istiyorsanız elinizdeki paralarla rakiplerinizin ana adalarından hisse alın. paranız oldukça bunu yapın ve rahat edin. oyunun başından beri neredeyse hep kırmızıda mücadele eden ben şu anda +50k seviyesine geldim, oh be.

    "artık gemi de satmıyorum, hayvan gibi filo yapıp o küstah teyzeye dalacam eninde sonunda" diye yazacaktım ama influence diye bir mekanik daha var ve oyunun başından beri hiç bir zararını görmediğim bu şey meğer gemi, müze bölümleri, hayvanat bahçesi bölümleri ve daha bir sürü şeyi yapmanıza sınır koyuyormuş. üzdün enflüans. bu arada hisse almak da enflüanstan yiyormuş galiba. hay sıçam. demek ki gereksiz hisse almamak gerekiyor.

    neyse çinli karının ele geçirdiğim ana adasındaki petrol kaynaklarını sömüreyim ben şimdi.

    edit: +100k'yı geçtim. fakat bunun asıl sebebi yaşlı karının ana adasını sömürmem. o adayı ele geçirsem kârım anında +7k'ya düşüyor. herkesin her isteğini karşılıyorum ama kazanabildiğim para ancak bu kadar. investorlar sigara ve çikolata istemeye başladı en son dün akşam. ondan sona da pek bir şey kalmıyor sanırım vanilya oyunda. umarım devam etmekte olan save'e dlc'ler eklenebiliyordur, yoksa yeni oyuna başlamaya üşenebilirim.

  • cahit sıtkı tarancı'nın şiirinden çok yeditepe istanbul'un yusuf'unu getirir akla;

    "35 yaşındayım. daha hiçbir şey yaşamadım ki ortasında olayım hayatın. ama kenarındayım, o kesin"

    çoğu yaşa musallat olan cümledir esasen. ancak kaç ortalı ki hayatlarımız?

  • jandarma komutanıyken üç saat içinde önce kara kuvvetleri komutanı sonra da genelkurmay başkan vekili oldu. böyle giderse sabaha kadar mareşal olur.

  • işe toplu taşıma ile 15 dakikada gittiğim için hissetmediğim trafiktir.
    ofis penceremden bakarak e-5 kozyatağı civarının tamamen durduğunu söyleyebilirim.

    sırf trafik nedeni ile daha az ücret aldığım bir işe geçtim, her gün 3 saat yerine 30 dakikayı trafikte geçirme lüksünü satın aldım kendime.

    geri kalan arkadaşlara sabır dilerim.

  • geçen sene yeni yıl projeleri ile uğraşırken şirketin 450,000 satırdan ibaret bir yıllık muhasebe kayıtlarını tek bir hamlede sildim.
    ne yapalım ne edelim derken günlük yedekten bilgileri geri almaya karar verdim; bu sefer de bilgileri 2000 yılı kayıtlarının üzerine alıp onları da temizledim. birileri durdurmasaydı 1995'e kadar tüm kayıtları silip şirketi de ateşe verecektim; olmadı.