hesabın var mı? giriş yap

  • "17 agustos depremini haarp makineleri yapti," "11 eylul saldirisini aslinda amerika gerceklestirdi" bir de "aslinda aya gidilmedi, o goruntuler nevada colunde cekildi" ile birlikte bir turlu bitmek bilmeyen ve bir cok insanin inandigi geyiklerden biridir.

    oncelikle sunu aradan cikartalim: kansere care bulunmasi diye bir sey yok cunku kanser bir tane hastalik degil. bugun bilinen 200'den fazla kanser cesidi var ve birinin tedavisinde kullanilan ilac baska bir kanserin tedavisinde tamamen faydasiz olabiliyor. 200'den fazla kanser cesidi demek 200'den fazla tedavi sekli demektir. yani tek kalemde kansere care bulunmasi imkansiz. bunu kanser arastirmalarinda bulunmus herhangi birine dogrulatabilirsiniz. aha kaynak: http://www.cancerresearchuk.org/…f-cancer-are-there

    ikinci mevzuya gelelim, kansere care bulunup saklaniyorsa bu care bulup saklayan kimdir? devlet midir? universiteler midir? ilac sirketleri midir? cia midir? kahrolasi federaller midir? kimdir? eger kansere care bulup saklayan kurum devletse (diyelim ki alman devleti) devlet niye boyle bir sey yapsin ki? universitelerdeki arastirma gorevlileri zaten kansere care bulsalar tarihe gececeklerdir ve adamlar kansere care bulsalar saklamak bir yana aninda onlarca makale yazip yayinlarlar.

    peki ya ilac sirketleri? genelde su soylenir "ilac sirketleri kansere care buldular ama su anki ilaclarinin kari dusmesin diye sakliyorlar." boyle sacma bir sey olabilir mi? bugun ilac sirketinin biri kansere care bulsa bir senede karini 10'a katlar. bugun ilac endustrisindeki patentlerin tamamina yakini sinirli surededir. yani siz devasa bir ilac sirketi olarak 2 milyar dolar harcayip bir ilac uretiyorsunuz, 5-6 yil sonra patent dolunca o ilacin aynisini diger sirketler de uretebiliyorlar. bu insanlar icin iyi bir sey cunku 5-6 yil sonra o ilacin fiyati dusuyor ama surekli karini arttirmak isteyen ilac sirketleri surekli yeni ilaclar uretmek zorundalar. iste bu yuzden hicbir ilac sirketi buldugu herhangi bir ilaci saklamaz.

    halka acik bazi buyuk ilac sirketlerinin kitaplarini acip baktigimizda su anda devam eden yuzlerce kanser arastirmasi ve bunlara harcanan milyarlarca dolar goruyoruz. bir sirket enayi mi de kansere care bulup sonra hala kanser arastirmalarina milyarlarca dolar harcasin? dunyanin en buyuk ilac sirketlerinden johnson and johnson sirketi gecen sene tibbi arastirmalara 7.7 milyar dolar harcamis ve bu paranin ucte biri kanser arastirmalarina gitmis. avrupa'nin en buyuk ilac sirketlerinden roche gecen sene 8.5 milyar isvicre frangini tibbi arastirmalar icin harcamis ve bunun yarisina yakini kanser arastirmalarina gitmis. dunya'daki 50 buyuk ilac sirketini birlestirince yillik kanser arastirmalarina harcanan miktar 50 milyar dolara yaklasiyor. bu rakama universitelerin ve devlet kurumlarinin yaptigi harcamalar dahil degil. sirketler enayi mi de yilda 50 milyar dolar harcadiklari bir seye care bulup saklasinlar ve her sene 50 milyar dolar harcamaya devam etsinler?

    hadi argumani biraz daha tasimak icin 200 cesit kanser turu oldugunu ve kansere care bulup sakladigi iddia edilen sirketlerin her yil kanser arastirmalarina doktugu 50 milyar dolari unutalim ve ilac sirketleri kansere care buldu ama sakliyorlar demeye devam edelim. bu sirketlerde calisan binlerce arastirma gorevlisi var. kansere care bulunsa ve saklansa bu sirketlerdeki binlerce arastirmacidan biri bile mi agzini acip laf soylemeyecek? bir ilac sirketinde arastirmaci olarak calissaniz, kansere care bulsaniz ve sirketiniz o careyi halktan saklasa, o bilgileri alip baska sirketlere veya baska ulkelere sizdirabilirsiniz. bugun amerikan sirketlerinden biri kansere care bulsa onun bilgisi coktan cin gibi ulkelere sizdirilirdi cunku abd'nin en buyuk ilac sirketlerine binlerce cin vatandasi arastirmaci olarak calisiyor.

    bunun disinda eskiden buyuk ilac sirketlerinde calismis olup sonradan kendi sirketini kurmus insanlar da var. piyasada yuzlerce bu sekilde sirket var. ornegin ımmunocellular therapeutics sirketi imunoterapi yontemini kullanarak kansere care bulmaya calisan ve topu topu 5-6 kisiden olusan bir sirket. bu sirket borsada para toplayarak bugunku degeri olan 60 milyon dolara ulasmis durumda. bu sekilde sadece amerika'da 300'den fazla sirket var ve her sirket farkli bir kanser turu uzerinde ve farkli yontemlerle calisiyor. avrupa'da ve asya'da bu sekilde binlerce sirket var. kansere care bulunmus ve saklaniyor olsa bunlardan biri de ayni yontemi replike edebilirdi.

    bununla da kalmiyor dunyada kanser uzerinde bagimsiz olarak arastirmalarda bulunan binlerce akademisyen ve yuzlerce tip fakultesi ve hastahane var. bunlardan biri kansere care bulsa zaten saklamasi mantiken imkansiz cunku saklamalari durumunda hicbir karlari olmayacak, sadece zararlari olacak.

    hadi butun bunlari unutalim ve argumana en bastan baslayalim. diyelim ki roche sirketi kansere care buldu ve insanlardan sakliyor. ve yine diyelim ki roche'nin piyasada 30 farkli kanser ilaci var ve bunlar 30 farkli kanserin tedavisinde kullaniliyor ama bu ilaclarin hicbiri kansere tamamen care degil. bu ilaclarin tamaminin patenti 5-7 yil arasinda bitecek ve sirketin bu ilaclardan kazanacagi para %60-70 oraninda dusus gosterecek. bu durumda roche'nin kansere buldugu careyi piyasaya surmesi sirketin zararina degil yararina oluyor cunku sirketin mevcut ilaclarinin kari zaten dusecek. kaldi ki dunya'da kanser arastirmasi yapan bir suru sirket olduguna gore rakipler de surekli yeni ilaclar bulunacak ve roche'nin mevcut ilac portfolyosunun degeri giderek dusecektir. bu durumda kansere care bulan roche'nin bunu saklamasinin sirkete hicbir kari yok.

    bir de diyelim ki x sirketi kansere care buldu ama mevcut ilaclarinin kari azalmasin diye bu yeni ilaci piyasaya surmedi. x sirketinin kansere care bulmasi ayni teknolojileri kullanan diger sirketlerin de er ya da gec ayni careyi bulacagi anlamina geliyor. bu durumda x sirketi kansere care olarak buldugu ama sakladigi ilaci y sirketi bulup da x'den once piyasaya surerse ne olacak? bu kez x sirketinin tum kanser gelirleri sifira inecek. bir sirket enayi mi de bunu yapsin?

    steve jobs gibi milyar dolarlari olan bir insan 50'li yaslarinda kansere yenik dustu. ortada gizli bir kanser ilaci olsaydi eminim steve jobs kanserden kurtulmak icin bu ilaca 5-6 milyar dolar verirdi, en buyuk ilac sirketlerinin bile yillik kanser ilac kari bu kadar degil.

    kansere care bulunmasi ilac sirketlerinin karini azaltmaz cunku insan biyolojik bir varliktir. bugun bir hastaligi atlatirsiniz yarin baska bir hastaliga yakalanirsiniz. sonucta insanlar olumsuz degiller. kansere care bulunca bir anda insanlar olumsuz olmayacak. bu kez baska hastaliklar cikacak veya normalde bir kere kansere yakalanip olen bir insan omru boyunca 4-5 kere kansere yakalanip defalarca kanseri yenmek durumunda kalacak ve her seferinde yeniden kanser tedavisine para harcayacaktir. bu durumda kansere care bulmak ilac sirketleri icin cok daha karlidir.

    nereden tutarsaniz tutun "kansere care bulundu ama saklandi" muhabbeti geyikten ileri gitmiyor.

  • şarkıcı ile ses teknisyeni** arasındaki muhabbeti mümkün kılan çevirmen program.
    bu alet olmazsa bu iki güzide şahıs asla anlaşamazlar, zira apayarı iki jargon kullanmaktadırlar. örnek vermek gerekirse:

    *sesimin önünde perde var:
    kompresörün tresholdunu arttır.

    *bu kulaklık mono:
    kablo bozuk, kulaklığın sadece sağ tarafında sinyal var

    *kendimi duyamıyorum, beni aç:
    altyapı fazla, onu kıs.

    *bugün bu kulaklıkta bir şey var, her şey kötü geliyor:
    regl oldum kulaklarım duymuyor bugün.

    *beni biraz uçur:
    reverb verir misin?

    *sesim şöyle şıkır şıkır olsun:
    6 khz'den sonrası shelf eq ile aç.

    *benim sesim biraz geride değil mi?:
    solisti 12 db aç.

    *burada çok değişik, hiç denenmemiş bir efekt istiyorum:
    delay veya flanger ver.

    *yarın saat 2'de buluşalım:
    ben 6 gibi gelirim, siz de 4'de gelin.

    *ufak tefek bir şey var ama sen mikste halledersin:
    iğrenç söyledim, auto tune ile düzelt.

    *sesimin yanları yok, etli etli gelmiyor:
    300 hz. civarını aldıysan geri ver. ya da mikrofondan çok uzak kalmışım proximity effect sorunu yaşıyorum.

    *sesim uzaktan geliyor:
    mikrofonun tersinden söylüyorum, gel düzelt.

  • bu gece istanbul tozkoparan'da gerçekleşmiş olay. acil olarak bu suriyeli ve afganlar ülkemizden gönderilmezse türkiye'yi ve türk milletini gelecekte maalesef iyi şeyler beklemiyor.
    kaynak

    olayla ilgili bir yazarın bilgilendirmesi:

    tozkoparanda kentsel dönüşüm durumu mevcut halk ile bakanlık anlaşamıyor. bazı ev sahipleri imza vererek evlerini terk etti. 20 dairelik binalarda 3,5 daire boş ve afganlar bu dairelerde barınmak için bu boş evlere dadanmış, hali ile binalarda oturan hane sakinleri ile tartışma yaşayan afganlılar bıçak çekerek bizim türk vatandaşımızı yaralıyor.

    daha önceki günlerde otobüsler ile afganlar mahalleye bırakılmış ve insanlara pis gözlerle bakmaya devam ederek tartışma ortamları yaratmışlar emniyete şikayet edilmiş ama çözümsüz kalmış.

    ülkeye bu mültecileri sokuyorsan onların barınma beslenme ihtiyaçlarını devlet olarak karşılanmalısınız.mülteci kanuna göre mültecilere özel kamp kurulmalı ve onların bu bölgeden kaçarak yayılması durumunda sürgün edilmeli maddesi mevcut ama gel görelim mülteciler ülkenin her mahallesinde mevcut.

  • belediye otobüsünde bir amca ile aramda geçen diyalogda, yanıma doğru geldiğini görmem ile ayaklanıp;

    ben: gel amca otur ben zaten inicem şimdi.

    amca: burası mı rezerve edildi, ben daha önlerden bir yer ayırtmıştım ama heralde kapıldı... :)

    ben:hönk

    tabi çoğu kişi bu diyalogu duydu ama birkaç saniye tepki veremedi, meğersem amca patlatmış espiriyi. sonrasında otobüste gülüşmeler... tabi kimse 70'li yaşlarda amcadan böylesi zeka ürünü bir cevap ve sempatiklik beklemiyordu. o kadar alışmışız ki sen kalk ben oturucam tarzında olaya bakan yaşlı sinirli teyzelere...

  • nice ork, orta dünya'nın bereketli topraklarına sahip olma hayaliyle bu fabrikalarda emek sömürüsüne maruz kalmışlardır. emek sömürüsü ile kalmayıp bu dava uğruna can vermişlerdir. lakin saf duygularının esiri ork'lar, ateşli göz ve irlanda'lı saruman'ın maşası, rakı masasalarının mezesi olmuşlardır.

  • (bkz: dayak nedir neden atılır)

    mekandan ziyade alkollü müşteri rezaleti olması gereken başlık

    hakkını vereyim ama kendi haksızlığını bu kadar açık açık yazan rezalet başlığı görmemiştim. genelinde başlık sahipleri melek gibi insanlar olur, durduk yere dayak yerler hep.