ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fatih istanbul'u fethetmeseydi olacaklar
-
istanbul; paris'ten, roma'dan berlin'den, new york'tan on kat daha güzel bir şehir olurdu.
çeyrek altına yeni isim önerileri
-
çeyrek altının 800 tl'ye dayanması sonucu artık çeyrekliği kalmamıştır.
daha kuvvetli bir ismi hak etmektedir.
önerim; 15 temmuz demokrasi altını.
gece denize girmek
-
sadece babaların yapabileceği şey.
çocuklar ancak "gece gece denize girmek" eylemini gerçekleştirebilir.
en sadık kadın burcu
-
"burcu"yu tebrik etmeyi gerektirir...
(bkz: tebrikler "burcu")
adblock kullananların emek hırsızı olması
-
reklam bombardımanı insan hakları ihlalidir. insanların bilinçaltını çöplüğe çeviren bir zulümdür. bu zulümden kurtulmak için adblock kullanmaya mecbur bırakılmak vahim bir durumdur.
bozulan kombiyi kim yaptırır sorunsalı
-
borçlar kanununun 317. maddesi gereğince kiralanan yerin temizlik ve bakım giderleri kiracı tarafından karşılanır.
bu nedenle demirbaşların temizlik ve bakımı kiracıya aittir.
parça değişikliği, tamir ya da yenileme gibi durumlarda oluşan masrafları ise ev sahibi öder.
bununla birlikte eğer kombinin periyodik bakımları kiracı tarafından yaptırılmıyorsa çıkacak arızanın masrafları da yine kiracıya ait olacaktır.
ancak oluşan arıza kiracıdan kaynaklı değilse kombi arızasının masrafları ev sahibine aittir.
yani kombi arızaları teknik servis kontrolleri sonucunda belirlenen arızaya göre kiracı ya da ev sahibine yansıtılabilir.
kürt işadamı kaliforniya'da kendi ülkesini kurdu
-
keşke harcadığı parayla dersimde okul yaptırsaymış, daha bir memleket sever olurmuş.
gökçek'in yavaş ile canlı yayına çıkmak istemesi
-
cok sacma bi durum olur, sayin gokcek siz cumhurbaskani tarafindan gorevden alinan birisiniz, neden ankara buyuksehir belediye baskani mansur yavas sizinle canli yayina ciksin, sifatiniz ne olacak ki?
elit kesimin çocuklara koyduğu sikimsonik isimler
17 sene hayranı olduğu kadınla evlenen adam
-
aslında çok da özel bir şey olmadığını yüksek tahsilli bir sığırdan öğrenmiştim.
iş çıkışı, kurumun cafeteryasında toplanıp, birer kahve içeriz stresten arınmak için. kurumda çalışan erkek doktorlardan biri de masamıza ortak olur mütemadiyen, çok da güzel sohbetler edilir. sadede gelelim;
ilişkiler üzerine konuşurken, kız arkadaşlardan biri "hocam evli misiniz?" diye sordu.
"1. turu sonlandırdım, 2. tura başlayacağım." dedi.
bu boşandığını ve 2. kez evlenmek üzere olduğunu söylemenin kuuuul versiyonu olsa gerek. neyse... derken 2. irdeleme cümlesi geldi arkadaştan; "zor olsa gerek hocam 2. bir evliliğe karar vermek."
"20 sene önce fakültedeyken aşıktım ben ona. evlenme teklif ettim, kabul etmedi ama ona olan tutkum hiç bitmedi. sonra o evlendi, ben evlendim, çocuklarımız oldu. eşlerden ayrıldık. 20 yıl sonra tekrar evlenme teklif ettim ve kabul etti." diye cevap verince bizim ultra romantik salak kız birden "ayyyyyyy ne tatlıııı!" diye göz bebeklerini kalp şekline bürümüştü ki cümlenin devamı geldi;
"20 yıl bekletti beni. aylarca nefes aldırmadan becereceğim onu!"
hayatımda o kadar sinirlendiğim çok zaman olmuştur ancak birinin yüzüne kusmak istememin örneği çok da yoktur. velhasıl dostlar, her zaman çok da "ayyyyyy ne tatlıııııı!" olamayabildiğini 1. ağızdan dinleyerek öğrenmiş oldum.