hesabın var mı? giriş yap

  • sabah kahvalti hazirladigim oglumun, gec kaldim diye hafif yollu beni azarlayip cikmasinin ardindan..

    "sabahki okuzlugum icin ozur dilerim, sabahin korunde kahvalti hazirlamissin ve ben tam bir okuz gibi davrandim. ozur dilerim guzellik"

    diye, mesaj atmasi. iyi ki dogurmusum dedim sabah sabah...

  • hayatım boyunca unutamayacağım, efsaneler arasına girecek türden bir maçtı.

    size maçın kırılma noktasını kendimce tasvir edeyim; ilk yarı bitmiş, skor 0-3. burdan maç döner mi, dönmez mi kısmını geçiyorum zira beşiktaş, normal futbolundan o kadar uzak bir futbol sergiliyor ki; skor 0-1 dahi olsa maçı döndürebilmesi mümkün değil.

    düdük çalıyor ve futbolcular soyunma odasına doğru gidiyorlar, çoğunun başı öne eğik. tribüne çağrılıyorlar fakat yine de soyunma odasına doğru yürümeye devam ediyorlar. ardından şöyle bir kıyamet kopuyor statta: "beşiktaş buraya!" bu sefer taraftara doğru geri yürümeye başlıyorlar. içeride inanılmaz bir coşku hakim. sanırsın 90 dakika bitmiş, beşiktaş 5-0 kazanmış. öyle bir coşku, öyle bir inanmışlık. ve sen 3 gr beyninle bu geri dönüşe "şans diyorsun". çok pardon da hassiktiriniz efendim.

    beşiktaş ulan!

  • aklıma şu hikayeyi getiren olay.

    zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş. "öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum" diye vasiyet etmiş. öldüğünde "kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. kimse çıkmamış. nihayet bir hamal,

    -benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. sabaha kadar durursam zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş.

    vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. sorgu sual melekleri gelmiş. bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "nasıl olsa bu ölü elimizde... biz şu canlı olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar.

    -o ip kimin? nereden aldın? niye aldın? nasıl aldın? nerelerde kullandın?"

    sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. sabahleyin kabirden çıkmış.

    - tamam, servetin yarısı senin, demişler.

    - aman, demiş hamal, istemem, kalsın. ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. o kadar servetin hesabını nasıl veririm?

  • suyu bedava veriyorlar ya, bir de ona hastayım. doldur doldur iç. ekmek mi bitti, hiç söylemene gerek yok, hemen doldururlar. küçük kebapçıda işin tıkınmak, büyük kebapçıda, restoranda "garsonla gözgöze geliym de bi su istiym boğazımda kaldı" derken geberir gidersin haberin olmaz.

  • hayat pahalılığından yakınmayan ya hırsızdır ya deli diyerek aktrollerin karşı saldırıya geçeceğini umarım hesaplamıştır dediğim haber. hatta bir seri haline getirmiştir.

    --- spoiler ---

    eskiden şey vardı , ödediğiniz vergiler size yol,su,elektrik olarak geri dönüyor !! bir çok giden memnun ki yerinden,cck seneler geçti dönen yok seferinden. bence hayat pahalılığından yakınmayan biri, ya hırsızdır ya deli. iyi günler.

    otomobil avrupada bu kadarken bizde niye bu kadar diyosun , “e var ki alıyon” diyo …lan hersey bu kadar pahalı olmasa sen de alıcan.herseyi simit üzerinden konuşmaktan zaten şüphelenmek lazım. “ bari simit pahalı olmasın “ diye ideal mi olur. peh !

    işine bak ceeam ! bakıyorum zaten kurumlar vergimi gecen hesapladıık da o yüzden konuşuyorum…yoksa biz de mi “simit çok pahalı yaa “ diyip sıramızı savalım mı ? memleket diyorum …zengin …zengin ! yalnızca bizim haberimiz yok ! misal hava 32 derece hissedilen 18 gibi düşün.
    --- spoiler ---

    kaynak
    kaynak 2
    kaynak 3

  • - sayın başbakanım rica ederim yabancı devlet başkanlarıyla olan toplantılarınızda masaya cüzdan, araba anahtarı ve sigara paketi koymaktan vazgeçin ve şu beyaz çizgili yeşil adidas eşofman altını giymeyin artık...

    - şimdi kardeşine bunlar yakışmıyor mu diyorsun baboli?

    - yakışmadığından değil başbakanım, çok yakışıyor aslında.... (içses: valla sıçtık, işimiz var...)