hesabın var mı? giriş yap

  • her şeyi önceden bilen ve içerden gizli bilgileri ifşa eden kişi ile kız istemeye gitmek erkek tarafı için büyük koz.

    1. yarın, erkek tarafı olarak büyük bir operasyon yapılacak ve kız evine gidilecek.
    2. kız tarafı bu görüşme için çok iyi hazırlandı ama bilmedikleri şey benim her şeyi bildiğimdir
    3. yezid (kız babası) damadı sevmiyor ve türlü bahaneler ile bu görüşmeyi savuşturmak için emrindeki aile üyelerine emir verdi
    4. emri alan amca çocukları, hala kızları damadın geçmişteki ilişkilerini didik didik etmeye çalışıyorlar.
    5. damadın kirli iç çamaşırları çıkmazsa devreye karanlık güçler devreye girerek kavgacı gibi gösterecek deliller üretmek için hazırda bekliyor
    6. yezidin ortanca damadı görüşme sırasında her türlü bahane için kapı girişinde bekliyor olacak.
    7. o kızı alacağız, yezid korkuyor, vereceksiniz kızı
    8. korkma, titre!

  • selam sözlük, nasılsın?
    sana bilgi bırakmaya geldim.

    öncelikle biraz uzun ve dağınık olacak yazı, kusura bakmayın. mevzuat, fiyat, kimlere göre, parasını verip yaptıranlar, nere konulur, nere konulmaz filan anlatmaya çabalayacağım.

    ilk olarak, kendisini siparişini verdim, 2 ay içinde de teslim edilmesini bekliyorum. polenezköyde arsa da kiraladık, haftasonları kaçış rotamız olacak kendisi. ben buraya nereden geldim ile başlamak isterim. aslında çocuk ve köpek olunca arabaya (c hacthback) sığamadığımız için arabayı büyütelim dedik, sonrasında bu paraları biz bir arabaya niye veriyoruz sorgulamasından sonra epeydir gözucuyla takip ettiğimiz bu tiny house olayına girelim dedik. bu durumda pandeminin de etkisi oldu. hepimiz bir yerlere kaçmak istiyoruz, kapalı ortamda kalmak istemiyoruz sonuçta.

    tiny house ile ilgili olarak ilk ayrım tekerlekli mi? tekerliksiz mi olacağı konusudur.

    tekerlekli bir tiny house olacaksa, karayolları yönetmeliğinde belirtilen araç römork genişliklerine uymak zorunda. buda kabaca, 8 metre uzunluk, 3 metre yükseklik, 2.5 metre genişlik demektir. plakası çıkarılması gerekmektedir. ağırlık olarak malzemeye göre değişse bile benim gördüklerim 2 tondan aşağı değildi. bu şu anlama gelir, bunu sağlıklı olarak bir yere çekebilmek için ayarladığınız araç en az 2200 kilo ağırlığında olması gerekir. 5, 10 metre kaydırmalarda sorun olmaz ama a noktasından b noktasına gitmek için gerekli olan araç bu özellikte olması gerekiyor (ford raptor, toyota hilux gibi 2500 cc ve üzerinde motor hacmine sahip araçlar kısaca, ancak traktör istisnadır. o da çekebilir rahat rahat).

    gezenbilir forumunda, ücret karşılığında (genellikle ek gelir olsun diye haftasonları) karavan ve bu tarz evleri çeken insanlar var. kamyoncu gibi dan dun taşımadıkları için tercih edilebilir. (yada bir taşıyıcının üstüne yerleştirir öyle ulaşım işi çözülebilir)

    tekerlekli tiny houselar genel olarak karavan veya römork ruhsatı ile satış işlemi gerçekleştirilmektedir. bu araçlar motorsuz olduğu için (mtv) vergiden muaftırlar. ancak karavan ruhsatınız varsa yılda bir kere muaneye (tüvtürk) girmesi gerekiyor (a'dan b'ye gideceğiniz zaman), yada polis görse bile anlamaz diyip şansınızı deneyeceksiniz.

    zaten bir tiny house'u karavan gibi sürekli gezdirecekseniz, bence kompakt bir karavan almanız daha mantıklı. biz tekerlekli tercih ettik ancak tekerleksiz olan tiny houselar için yine karayollarında taşınabilecek yükler (bunu bir tır'a yükleyip araziye getirileceği için) en 3.5 metre, yükseklik 3 metre, 8 metre uzunluk olması gerekiyor.

    tekerleksiz olan evler, imar mevzuatına göre yapı statüsünde olup inşaat ruhsatına tabidir. bu yüzden, şimdi bu evi nereye koyacağınız önemli.

    ben belediye başkanını tanıyorum, muhtar'ı tanıyorum, sıkıntı yok diyorsak tamam. ama yasal mevzuat nedir diyenler için;

    nüfusu 10 000 kişiden az, kırsal bir alanda ise plansız alanlar imar yönetmeliğinden faydalanmanız gerekiyor. mücavir alan veya köy yerleşik alanı içerisinde ise proje, tesisat vs ile belediye'ye, mesken dışında ise valiliğe bağlı il özel idaresine başvuruda bulunmanız gerekiyor.

    büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde ve imar planı içerisinde bir alanda ise ilçe belediyesine.
    büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde ancak imar planı bulunmayan bir alan içerisinde iseniz bağ evi yapmak istediğinizi belirterek il tarım müdürlüğüne (http://tad.tarim.gov.tr/) üzerinden başvuruda bulunabilirsiniz (kabul edileceğinin garantisi yok, bunu her türlü deneme şansınız var ancak tarım en son olarak onay verdikten sonra da varsa belediyenin ruhsat düzenlemesini istiyor. o yüzden öncelikle belediye ile görüşmenizde, böyle bir şeye onay vermiyorlarsa hiç masraf yapmamak lazım).

    iyi diyorsun, hoş diyorsun sen bana bunun maliyetini söyle diyenler için diyebileceğim tek şey bunun sonunun olmadığı yönünde.

    proje olarak başından sonuna kendiniz olmayacağınızı, a veya b firmasına yaptıracağınızı varsayarsak 80 bin liradan başlar, ev gibi ben bunun içinde yaşarım dediğimiz 160 bin ile 250 bin arasında, instagramda gördüğümüz iki asma katı olan oha lan, bu tiny house mu dedikleriniz de 300 bin ve yukarısına doğru gider (dolar 7.97 idi bunu yazarken, yukarı doğru giderse işte oranlayarak fiyatları güncellersiniz).

    peki kimden alınır ? şimdi yazacaklarım iyi kötü google'a yazdığınız önünüze gelecek ilk firmalar. bu işi butik olarak yapan kişilerde var. ayrıca yeni yeni prefabrik ve benzeri işler yaparken küçülerek bu işe dönen firmalar da var (fena iş çıkarmamışlar).

    ben genel olarak takip ettiklerimden bahsetmek istiyorum.

    https://www.mooblehouse.com/

    ilk fuarda sergiledikleri model çok kötüydü ama geri dönüşler doğrultusunda yaptıkları değişiklikler sonrasında güzel işler çıkardılar. dış tipini seçtikten sonra farklı ebatlarda üretmeleri ile esneklik sağlayabiliyorlar. iç kalite konusunda midline, highline diye iki paketi var, nasıl bir kalite farkı oluyor canlı görmek lazım. fiyat olarak vagoon house ile paraleller.

    https://www.sunprefabrik.com.tr/

    hazır bir şekilde teslim ediyorlar. prefabrik mantığında ve malzemelerden tiny house üretmişler. tatava yapma bas geç kafasındaki arkadaşlara alternatif olarak düşünebilirler. vagoon ve mooble'a göre ucuzlar ama kalite olarak ekmek/köfte durumu mevcut.

    ++: [https://www.hanehouse.com/ https://www.hanehouse.com/]

    avcilarda bu aradaslar. cok temiz, kullanisli ve ferah evler yapiyorlar. yavaş yavaş adlarını daha çok duyacağız gibime geliyor. bence bi sans verilmesi, en azindan gidip görülmesi gereken evleri var.

    biz genel olarak hafta sonlarında kaçacak bir yerimiz olsun istedik. düzenimizi ona göre kuruyoruz ancak uzun süreli burada yaşamayı düşünen arkadaşlara haddim olmayarak bazı tavsiyelerim olacak. ben, eşimle ilk tanıştığımız zamanlarda çok uzun süre 1+0 denilebilecek bir çatı arası katta kaldım. 20 m2 olayına aşinayız.

    öncelikle tiny house'da veya karavanda yaşamanız sizin masraflarınızdan kurtulmanız anlamına gelmez. hatta genel olarak daha pahalıya gelir. misal mini (hilton tarzı) buzdolabınız olur. buda öyle kilo kilo alışverişten ziyade günlük alışveriş demek. 2 alana bir bedava diye bir durum yok. bunu çektiğiniz yerin güvenliğini sağlamak lazım. bahçesinin bakımı, ısınma için klima vs masraftır.

    ikinci olarak ev konforunu burada aramayın, hüsrana uğrarsınız. 20 m2 evinizin olduğunu kabul ederek, fazla bütün eşyalarınızdan kurtulun. sonrasında fazla olmayan ama ben bunu son bir sene, bir ay vs içinde hiç kullandım mı diye sorduğunuz eşyalardan kurtulun. pratik, kullanımı basit eşyalara yönelin.

    mümkünse tavanı yüksek bir yapı tercih edin. 2.5 metre en insanı basar bir yerden sonra. bunu tavan yüksekliği ile bol bol pencere ile dengelemeye çabalayın.

    çok pahalı geldiğinde, sıfır clio parası keh keh diye kendinizi avutun.

    günün büyük kısmını dışarda geçirebileceğiniz bir alanınız olmasına özen gösterin.

    evin her köşesini %100 verimli değerlendirmek isterken boğulmamaya özen gösterin. yani her yeri dolap yapmayın. ferah alanlar bırakı, bazı duvarlarınız boş kalsın, evinizdeki gibi tablo vs asın.

  • çocukluğumdan beri muzdarip olduğum, doktoruma bahsedene kadar bana has bir şey zannettiğim todd's syndrome olarak da bilinen nörolojik algı bozukluğu. makropsi, mikropsi, pelopsi ve teleopsi gibi çeşitleri olan dismetropsi bozukluklarıdır. çocuklukta daha yoğun olsa da 20'li yaşların sonuna kadar sürdüğü düşünülmekteymiş.

    ben şahsen makropsi ve pelopsiden muzdaribim. sizi pink floyd'un comfortably numb'ı gibi hissettirir makropsi; "my hands felt just like two balloons", sanki elleriniz balon gibi olmuş ya da kafanız büyümüş. bazen de etrafınızdaki objeler büyümüş gibi... pelopsi ise sanki yakına gelmişler hissi verir. burnunuzun dibinde gibi, ki beni en çok rahatsız eden yönü bu bu sendromun. boğuluyor gibioluyorsunuz... sanki ağzınızın içine giriyor gibi eşyalar.

    bazen buna eşlik eden sesler oluyor. sanki öğle teneffüsünde bir 60 kişilik bir sınıftasınız ve herkes car car konuşuyor. korkunç bir uğultu.

    bir de zaman boyutu var tabi işin. öyle bir oluyor ki sanki zaman akmıyor, her şey ağır hareket ediyor. bazen öyle bir oluyor ki sabah mı akşam mı kısa bir süreliğine de olsa ayırt edemiyorsunuz. zamandan tamamen kopuyorsunuz.

    millet bu kafayı yaşamak için uyuşturucu kullanıyormuş. şanslı mı saysam kendimi bilemiyorum.

  • üst edit: başlığı açan ben değilim. ilk entry sahibi sonradan kaçtığı için başlık üzerime kaldı.

    yarı yarıya doğru bulduğum önerme. şahsî kanaatim, en az para kadar toplum içinde getireceği prestijdir. ülkede "mesleğin ne?" sorusuna cevaben "doktor" dediğin zaman inanılmaz saygı görürsün. istersen multiverse teorisine katkılarda bulunmuş bir fizikçi ol, doktorun gördüğü kadar hürmet göremezsin.

  • bir recep tayyip erdoğan beyanı:

    "erdoğan, konuşmasının sonunda, ailelerden yine en az 3 çocuk sahibi olmalarını istedi. 'bir olur garip olur. iki olur rakip olur. üç olur dengi olur. dört olur bereket olur, gerisi allah kerim demek lazım. efendim ama nasıl bakacağız? kusura bakmayın rızkın sahibi ne sizsiniz ne de biziz. hiç endişe etmeye gerek yok. bakıyorsunuz anadolu’dan bir çok örnek verebiliriz. 7 tane kardeş 7’side tahsilini yapmış. zengin bir aile değil bizdeki milyarderlere bakıyorsunuz bir, iki çocuğu var. bu işin para ile pulla alakası yok.' "
    kaynak: t24

    kendisinin ailenin parasızlığından süt yerine çay içen bebekten haberi yok demek: (bkz: bebeğine süt alamadığı için çay içiren anne)
    ya da evlerini düzeltecek paraları olmadığı için donarak ölen bebekten: 40 günlük ayaz bebek zatürreden öldü
    ya da hep "mehmet şimşek'in 8 kardeşi var" diye örnek gösterdiği mehmet şimşek'in kız kardeşlerinden hiçbirinin okuyamadığından: mehmet şimşek ile röportaj
    ya da "allah rızkını verir" derken dünyada açlıktan ölen milyonlarca çocuktan: foto

    bu laflarla türkiye'de aileler bakamayacakları kadar çocuk yapıp o çocuklar süründüğünde sorumlusu önce kendisidir.

  • dogru tespittir. üniversitenin ilk yillarinda bir arkadasin evinden 76 adet bos bira sisesi cikartip bir büyük raki alabilmistik. düsünün depozitodan alinan para sabit ama simdi o kadar bos siseyle alsaniz alsaniz 3 bira alabilirsiniz. dördüncüye paraniz yetmez.

    adamlarin zihniyeti kendi tabanina hos görünüp kalan kismina en agir vergileri yüklemektir.