hesabın var mı? giriş yap

  • bisiklet yorumcusu sarper günsal’ın günler öncesinden olacağını söylediği durum. federasyonun yanlış isimleri tercih ettiğini söyleyip, katılan sporcularımız için iki ismin de önemli bisikletçiler olduğunu ancak parkurun onlara kesinlikle uygun olmadığını bu yarışı bitireceklerini zannetmediğini belirtmişti.

    yaklaşık 4,5 kilometre irtifa kazanılan bir yarışı her bisikletçi rekabetçi olarak bitiremez. mark cavendish 2021 fransa turunda etaplar kazanırken yokuş etaplarını 30-40 dakika arkadan bitiriyordu. orada yarış 21 günlük olduğu devam etmek için her etabı bitirmek gerektiği için devam etti. ama burada tek günlük bir yarış varken zorlayıcı hava koşullarında 1-1,5 saat geriden gelmenin pek bir artısı yok.

    keşke bizim de bir tadej’imiz olsa tabi ama öyle kolay değil maalesef.

  • çok basit. bantın altında bir çalışan var. ürün geldikçe alttan çekiyor makarayı. bazen kasiyer size "bant çalışmıyor, ürünleri iter misiniz" diyor ya, o sırada sigara molasında oluyor o arkadaş.

  • sen hiç utanma benim güzel kardeşim!!!

    vatanımı bu hale getirenler, milletimi bilfiil aç ve açıkta bırakanlar o akan gözyaşının hesabını vermeden gidemezler bu diyardan.

    gerçekten üzüntü verici

    edit:

    1-bana mesajlar geliyor video ocak ayına ait diye. kusura bakmayın ben yeni gördüm videoyu. lakin bu tür mevzuların tekrar tekrar konuşulması ve ülke gündemine gelmesi taraftarıyım.

    2-sözde dogalgaz rezervleri, abdullah gül adaylığı veya büyük ihtiyaç ayasofya cami gibi yapay mevzulardansa bu ülkenin gerçek sorunları sürekli gundemde tutulmalı ve halk sürekli kedisini yöneteni sorgulamalı.

    3- (bkz: turkiye'nin 15 bin imama ihtiyacı var) yazık!!!!

  • üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
    bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
    *idam sehpasına ilk papaz çıkarılır. başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
    – son sözün nedir?
    der ki:
    – ben tanrıya inanıyorum, o beni kurtaracaktır.
    giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
    – onu serbest bırakın; tanrı onu korumuştur.
    böylece papaz idam edilmekten kurtulur. sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:
    – demek istediğin en son söz nedir?
    der ki:
    – ben papaz gibi tanrıya inanmıyorum. ama adalete güveniyorum.
    giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur.
    bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
    – adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
    böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur.
    sıra fizikçiye gelir. ona da;
    – son sözünü söyle derler
    der ki:
    – ben ne tanrıya inanan bir papazım, ne de adalete güvenen bir hâkim... bildiğim tek şey şudur: giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.
    görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar.

    toplumdaki "düğümler" ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!..
    gerçeğe talip olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır.

    debe editi: yaran fıkra olmaktan ziyade düşündüren bir fıkra... debe için teşekkürler.

    edit: bu fıkra mükerrerdir...

  • new york taki tam adi solomon r. guggenheim museum olan muze tam bir mimari harikadir. soyle ki kanimca bu muzeye dunyadaki en sikici sanat eseri getirilip yerlestirilse, gene de guzel, gene de ilgi cekici gorunur. helezon seklinde yukariya tirmanilan yedi kat, bembeyaz ikiser/ucer galeriyle suslenmistir ve bu dizayn inanilmaz ferah, inanilmaz aydinlik bir hava vermistir iceriye. tabi bu yakin olmayan gelecekte opera onur carsisini sanat muzesine donusturme projesi icin basli basina bir ilham kaynagi olabilir.

    ayrica eger seyrettiyseniz daha once, ilk bakista cremaster 3un burada cekildigini fark edersiniz, oysa ki buyuk ihtimalle dusunememizssinizdir o beyaz beyaz katlarin aslinda birbirine bagli oldugunu.

  • yıllar önce sevdiceğimle okulun kafetaryasında oturuyoruz.
    çok seviyoruz birbirimizi fakat bunu hiç söylememişiz birbirimize, o ilk benim söylememi bekliyor bende onun.

    ıvır zıvır muhabbet derken elini tuttum.

    bak dedim şimdi eline parmağımla bişey yazıcam bakalım bilebilecekmisin.

    - bilirim tabi ne varki bunda.

    + bence bilemezsin.

    - taam yaz bakalım görecez.

    avucunun içine parmağımla "seni seviyorum" yazdım.

    kim milyoner olmak ister'de son soruyu bilmiş gibi heyecanlandı sevdiceğim..

    - ahahaha biliyorum biliyorum ne yazdığını.

    + tamam söyle ne yazdım?

    - seni seviyorum!

    + neeey??

    - seni seviyorum.

    + aahhh canım benim yaaa bende seni seviyorum!

    - pisliksin biliyosun dimi..(utandı kıpkırmızı oldu)

    on yıldan fazla oldu, hala seviyoruz birbirimizi.