hesabın var mı? giriş yap

  • hesiodos yunan edebiyatinin tarihsel kisilige sahip ilk ozanidir.

    babasi dios bir aiol yerlesmesi olan kuma'da basarisiz bir ticaret deneyiminden sonra "ugursuz yoksulluk"tan kurtulmak icin boiotia'daki askra kasabasina göcmüstür. burada dios'un iki oglu olmus (hesiodos ve perses) ve onlara kücük bir toprak parcasini miras birakmistir. bu toprak dogal olarak ikiye bölünmüs ve perses kendi payini yiyip bitirdikten sonra thespiai krallarina rüsvet yedirerek hangi gerekcelere dayandigini bilmedigimiz nedenler bir dava acmis ve hesiodos'un da payini istemistir. hesiodos erga kai hemerai'da bu görevlilerden kücümsemeyle söz eder. dava perses'in lehine sonuclanir ve hesiodos bundan sonra yasamini "kisi sert, yazi cekilmez, tatsiz kasaba"da (isler, 640) cobanlik yaparak sürdürmüstür. euboia adasinda khalkis'e gitmek icin aulis limanindan denize acilip ancak bir kez kasabasindan ayrilmistir. ozanin da eserinde belirttigi gibi denizcilik konusunda son derece kücük bir deneyimi vardir. buna ragmen denizcilikle ilgili bir cok temel bilgiye sahip oldugu eseri okurken anlasilabilir.

    hesiodos'un bu tatsiz kasabadaki yoksul yasami siirli aydinlacaktir. coban hesiodos tanrisal helikon'un doruklarinda kuzularini otlatirken zeus'un kizlari musalar karsisina cikmis ve ona insanlari neselendiren ve yüreklerindeki sikintiyi dagitan tatli sarkiyi ögretmisler ve ona ozanlik yeteneginin bir simgesi olan defne yapragini vermislerdir. ozanlik alaninda adini duyurunca khalkis'e gitmis ve orada amphidamas onuruna düzenlenen cenaze oyunlarindaki siir yarismasina katilip birinci olmustur. ödül olarak aldigi ücayagi da helikon daginda musalara adamistir.

    kardesi perses ile kavgasi ve khalkis'teki siir yarismasini kazanmasi ozanin yasamindan en önemli iki olaydir. hesiodos siir yazmaya koyuldugu siralarda elindeki varligi iyi yönetemedigi icin durumu bozulan perses hesiodos'u yeni bir dava acmakla tehdit etmistir. ozan da kardesini adaletsizliginden ve aptalligindan ötürü onu azarlar ve vicdanli olmaya cagirir.

    hesiodos'un homeros ile iliskisi, lokris'te oinoe'de zeus nemeios'un sunagi yanindaki ölümü ya da masalsi söylentiye göre amphiphanes ile ganyktor tarafindan öldürülüp denize atilmasi... bunlar efsanedir. aslinda askra'da ölmüs ve oraya gömülmüstür. aristoteles'in aktardigi bir gelenege göre ölüsü sonradan orkhomenos'a tasinmistir. eserlerinden kronolojik bir bilgi cikarilamamis ancak hesiodos homeros'tan söz ettigine göre ve arkhilokhos'a örnek olduguna göre onu 8. yüzyil sonu ile 7. yüzyil baslarina yerlestirebiliriz.

  • la oglum bu kıza kimsenin varoş dedigi yok, taa yillar önce biri baslik açıp gitmis, millet de hayali karakterlere karsi bu kızı savunuyor mk, açın bir okuyun herkes bu kizı savunuyor işte, kimi linç ediyonuz , don kisot gibi yel degirmenleriyle savasiyorlar yaw.

  • şöyle örnek vereyim bir adamın karısı çok hasta ve bir ilaç sayesinde ancak hayati tehlikeyi atlatabilir. adam eczaneye gidiyor eczacı adama ilacın 5000 lira olduğunu söylesin adamın cebinde 1000 lira var kimseden borç alma veya para bulma gibi bir imkanı olmasın. yani ya alacak karısı kurtulacak yada almayacak ve karısı ölecek. şimdi bunu ahlak kuramının 6 evresindeki düşünce yapısıyla örneklendirelim.
    1.evre: ceza itaat-günah çalmam.
    2.evre: menfaat-karım zaten hayatımı mahvediyorsa çalmam ölsün.
    3.evre: onay evresi- o benim karım onsuz yapamam çalarım (iyi koca)
    4.evre: sosyal düzen. adam parayı çalsın sonra cezasını çeksin. toplumun huzuru çok önemlidir.
    5.evre: sosyal anlaşma evresi. yasalarla değil sosyal anlaşmayla durumu çözmeye çalışırız.
    6.evre: çalarım "insan hayatı herşeyden önemlidir". söz konusu insan hayatıysa yapılan herşey mubahtir. bu evrede yasa duzen vs degil temel etken insan hakları adalet özgürlük vs.
    şimdi en iyi psikologlar bile cogu zaman 4 en fazla 5 cogu zamanda 2. evrede dolaştığını söylemektedir. mesela 2. evrede pazaryeri anlayışı vardır pazara gidersin bak 2 kilo alayim sen şunu bana 3 lira yap dersin. yeri gelir söz konusu sevdiğin olunca 3. evreye dönersin.

  • kuyumcuda bekleyen güvenlik görevlisi kadar kıymetli bir sorumluluğu vardır maddi olarak normal. çoğunda alarm var ama pipet sokup gizli gizli bir kaç fırt çekip kaçan bile olabilir. öyle kıymetli. öyle pahalı.

  • özellikle pazaryeri kültürünün gelişmesi ve pandeminin eticarete olan yönelimi inanılmaz artırdığı bu son 2-3 yılda oluşan ver çılgınlık boyutuna ulaşan bir başka konu da iade çılgınlığı.

    iade her tüketicinin en doğal hakkı. bir ürün sipariş eder, ürün geldiğinde aslına benzemiyordur, hoşuna gitmemiştir, bir hatası vardır ya da fikri değişmiştir, ürünü iade eder. her internet satıcısının riskini aldığı bir masraf kalemidir iade, zira iki yönlü minimum 2x12tl kargo parası çıkar cebinizden ve kar yapacağınız satıştan zarar yazarsınız. o yüzden mümkün olduğunca iyi paketleme, sunum ve iyi açıklama önemlidir.

    ama son yıllarda özellikle trendyol'da oluşan, ardından diğer pazar yerlerine sıçrayan bir kültür var ki aman allahım.. 5 desen elbisenin her birinden 3 beden sipariş edip, kargo gelince deneyip 14'ünü iade eden, pazaryerlerini "bunun bir boy büyüğü varsa onu da verin ikisini beraber deneyim" diyeceği tezgahtar olarak kullanan bir kültür.

    artık insanlar o kadar kaptırmış ki kendini otomatik alışverişe, açıklamaları okumuyor bile. ürün adında "köpek tasması" yazan ürünü ben arama kutusuna kedi tasması yazmıştım ne bileyim diye iade eden mi ararsın, adında "küçük boy oyun topu" yazan ve açıklamada çapını yazdığınız topu "küçükmüş" diye iade eden mi ararsın, aynı anda 4 renk, 2 beden ürün sipariş edip 7'sini iade eden mi arasın. şu anki kargo trafiğinin %20'sini bu kitlenin gitti geldisi oluşturmakta.

    mağazalarda bu siparişleri performans puanı ve ceza sistemi gereğince karşılamak zorunda kalıyor. yine denebilir ki kardeşim bize tanınıyor bu hak, kullanırız sana ne! tabii ki kullanırsınız, ancak bu oluşan ekstra maliyetin çözümünü satıcılar fiyat ve karlılık artırarak çözmek durumunda kalıyor. o yüzden ne yazık ki 20tl'te mal edip 40tl'ye satabileceği ürünü aradaki iadelerin yaratacağı masrafı da göz önünde tutarak 50tl'den satışa sunuyor.

    pazaryerleri müşteri memnuniyet odaklılığının faturasını satıcılardan çıkardığı için zaten onların açısından bir problem yok. o yüzden koşulsuz iadeler vs havada uçuşuyor. olan satıcılara ve fark etmeden aynı ürün için daha fazla ödemek zorunda kalan normal alışverişinde olan müşterilere oluyor..

    en basit örneğini vereyim, yurtdışından distribütörlüğünü aldığım markaların satışını araya petshop sokmadan direk tüketiciye yapıyorum. iş modeli 50tl ye malolan ürünü 15tl pazaryeri komisyonu, 12tl kargo 6tl sarf malzeme ve operasyon maliyeti ekleyip 20tl de kar koyup 100tl ye satmak. zira toptancılık yapıp aynı ürünü 70tl ye petshopa verirsem petshop ürünü 130-150tl bandında satacak (aksesuar kar marjları bu seviyede). bu şekilde iyi kalite ürünü tüketiciye daha uygun fiyata satabiliyorum. ama gelinen nokta da 100tl ye satılacak ürünün fiyatı artık 110tl. artık ürünü alan herkes habersiz bir şekilde gelecek %20 iade oranının yarattığı operasyon bedelini ürünü 10tl daha pahalıya alarak ödüyor (bu oranın sadece %1-2 si tasmanın bedeni uymadığı için vb haklı sebeplerle, gerisi birden fazla beden sipariş verenlerin iadesi) sonuç, artan fiyat ve aynı ürünü daha pahalıya alan normal tüketici.

    edit: konuyu "hey ben vergilerini veren bir vatandaşım adamım, benim haklarım var" diye yorumlayanlara istinaden; konu ürünlerin her renk ve bedenden alınıp denenerek iade edilmesi değil. buyurun dilerseniz milyon tane sipariş verip bir tanesini alın ve gerisini iade edin. konu günün sonunda bunun satıcılara yarattığı kargo maliyetinden dolayı x birime satın alacağınız ürünü x + %10'a almanız. maliyet hesabında artık aynı fire hesaplar gibi iade kargo bedeli oranı hesaplanarak fiyata eklenmesi. yoksa tüketici kanunlarının da, haklarının da farkında ve sonuna kadar arkasındayım. ileride bu davranışın düzelmesi konusunda da herhangi bir beklentim yok, hatta daha da beter olacağına eminim. sadece 100 kişiden 80'i bu bahsettiğim şekilde alışveriş yapan 20 kişinin yarattığı ek masrafın bedelini daha yüksek fiyata ürün alarak ödüyor, bunu belirtmek istemiştim. yoksa sikmişim ingiltere'sini..

  • hala ile yeğen gece vakti saklambaç oynamaktadırlar. yeğen ebedir. hala* gider salondaki bir koltuğa boylu boyunca uzanır(saklanmıştır). yeğen, ışığı yanan odalara bakar bulamaz.

    y: hala nerdesiinn?
    h: ...
    y: halaaa!
    h: ..
    y: babaanne halam kayboldu(!) bulamıyorum!
    babaanne: söyle ses versin oğlum.
    y: hala ses ver!
    h: öhhö öhö.
    (yeğen gelir salona, doğrudan tdp nin bulunduğu yere bakar lakin bilmem karanlıktan, bilmem saflığından, göremez.)
    y: hala sesinin geldiği yerde yoksun?
    h: (sessiz kahkahalar arasında tdp doğrudan yeğenine bakmaktadır lakin yeğen görmez) git bak bakalım mutfakta mıyım?
    y: (gider mutfağa bakar, salona geri gelir) mutfakta da yoksun!!
    tdp artık kahkahalarını tutamaz ve karanlıktan çıkar. yeğen acaip kızmıştır;
    y: daha salonu mutfaktan ayıramıyosun bi de benimle saklambaç oynuyosun!!!
    h: ?!

  • gezi parkı eylemleri sırasında twitter’da destek tweetleri atıp, sonra silmişti. açıklama olarak da benim küçük çocuğum var demişti. “ulan bizim çocuğumuz yok mu, burada ölenler çocuk değil mi?” diye tepki gösteren levent kırcaya da ‘ihtiyar sen benim dengim değilsin’ diye cevap vermişti. böyle bir adamdır. hatırlatayım istedim.

    debeediti: levent kırca’ya saygıyla

  • markette bir an için dizlerimin tutmamasına ve yere kapaklanayazmama sebep olmuştur.

    https://33.media.tumblr.com/…qguf1s5obp5o1_1280.jpg

    bu ne lan bu ne? bu fındıklarında benim babamın, hemşerilerimin, bütün karadenizin emeği, alın teri var ve kilosunu 10 tl'ye zor sattık geçen yaz. o fındıkları toplarken perişan oluyoruz kendimize en fazla 2 çuval ayırıyoruz satalım da emeğimize bari değsin diye. sonra markette bu manzarayı görüyoruz. ekonomik durumum ne kadar iyi olursa olsun fındık endüstrisinin halini bildiğim için bi kavanoz ezmeye 20 lira vermek resmen koyuyor bana. rezilliğe bak ya, 13,45 tl bile pahalı geliyordu 1 değil 3 değil 6 tl birden zam yapmışlar utanmadan. altın mı rendelediniz içine nedir?

    zaten şu sarelle oldum olası kazığa bayılır. ordu'daki fabrikalarına koliyle gofret almaya gidiyoruz insan fabrika ve toptan fiyat diye indirim yapar ı ıh 1 kuruş bile indirim yok marketten aldığımızla aynı fiyat. bi kere iflas etmişlerdi bi daha etmeyi hakediyorlar. zaten bu aç gözlülükle ve şu anki vatandaşın ekonomik durumuyla fazla yaşamazlar.

  • ofis sıcak, evim ırak, feci trafik var tem'de
    sigaram var, cay bedava, 22 mb internet emrimde
    bekleyenim olsa neyse, yok ki kimse evimde
    ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste