ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
sabah işe gitmeden önce koşmak
-
insanı daha mutlu eden bir şey yoktur sanırım. iki haftadır haftada 3-4 kez koşuyorum. hormonlardan mıdır nedir böyle deli sikmiş gibi mutluyum arkadaş. ne bir stres ne bir anksiyete kaldı. güne mis gibi başlıyorum. bir de bu yeme içme işini düzene soksam kimse tutamaz lan beni artık. sigarayı zaten bırakmıştım.
yıllar sonra gelen edit: hala koşuyorum ve koşmaya da devam edeceğim. şehir değişti, çocuk doğdu bu süre zarflarında bir süre ara muhakkak verildi fakat özlendi. koşmaya devam. yeme içme de düzene girdi. sigaraya da bulaşılmadı. siz bir başlayın gerisi geliyor. huzur ve mutluluk sizinle olsun.
daha da yıllar sonra gelen edit: ikinci çocuk doğdu, ilki 5 yaşını bitirdi. bir yurt dışına göçüp geri de geldim ama haftada 1 kez de olsa koşmaya devam. şu hayatta değiştirebileceğiniz tek şey kendiniz!
amerikan ingilizcesi vs ingiliz ingilizcesi
-
birisi birleşik krallik'ta konuşulur, diğeri ise birleşik devletler'de. ikisi arasında ayırım yapabilmek için birkaç anahtar nokta var. bunları şöyle bir inceleyecek olursak:
- kelimenin sonunda yer alan r harfleri amerikalıların ezici bir çoğunluğu tarafından atlanmadan telaffuz edilir. ancak ingilizler r harfini çoğunlukla atlamayı seçer. (bkz: rotasizm) örnek olarak flavor, father ve warrior kelimelerine bakalım.
amerikan:fleyvır
ingiliz: fleyva
amerikan: fathır
ingiliz: fatha
amerikan: woriyır
ingiliz: woriya
- genelde kelimenin ortasında yer alan r harfleri de ingilizler tarafından telaffuz edilmez. ancak aynı harfler amerikan aksanında es geçilmeden söylenir. park ve barber kelimelerini ele alalım:
amerikan: park
ingiliz: pa'k
amerikan: barbır
ingiliz: ba'ba
- amerikalılar "dance" ve "past" kelimelerindeki a harfini a ve e karisik (a" diye gösterelim) bir biçimde okurken, ingilizler bu kelimelerdeki a harfini direkt a olarak telaffuz eder.
amerikan: da"ns
ingiliz: dans
amerikan: pa"st
ingiliz: past
- o harfi de ingiliz ve amerikan aksanını ayırt etmede dinleyiciye cok yardımcı olan bir harftir. "box" ve "john" kelimelerini ele alırsak eğer:
amerikan: baks
ingiliz: boks
amerikan: can
ingiliz: con
- şimdi ilk madde ile bir üstteki maddedeyi "honor" kelimesinde birleştirelim:
amerikan: anır
ingiliz: ona
- son olarak da t harfinin kelimenin ortalarında yer aldığı birkaç kelimeye bakalım. hatta yanında bir de iskoç aksanı verelim ki tam olsun. kelimelerimiz şöyle: later - utter - scottish
amerikan: leydır
ingiliz: leyta
amerikan: adır
ingiliz: ata
amerikan: sıkadiş
ingiliz: sıkotiş
iskoc: sıko'iş
- ve ilk maddeyle bir üstteki maddeyi birlikte uygulayacağımız better kelimesine bakalım:
amerikan: bedır
ingiliz: beta
genel olarak yukarıda örnek verdiğim kelimelere ve benzer kelimelere dikkat ederek konuşulan ingilizcenin hangi aksana ait olduğu hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. iki aksan arasında daha bir çok farklılık bulmak mümkün, ancak en genel özellikleriyle aklıma gelenleri yukarıda belirtmeye çalıştım.
not: bu da amerikalıların ingiliz aksanını kaybetmeleri, ya da başka bir deyişle ingilizlerin aksanlarını değiştirme kararı hakkında tarihi bir kaynak okumak isteyenlere gelsin.
edit: amerikan klavyede yazmıştım, i'leri ı'ları düzelttim daha anlaşılır olsun diye.
28 nisan 2015 gezici genel seçim anketi
-
ben mhp olsam seçim çalışmasına filan başlamam. ters tepebilir. *
abdullah öcalan'ın odasına internet bağlanması
-
internet sağlayıcısı ttnet olursa çok başımız ağrır. bik bik öterler sonra "vay efendim işkence var, bu yaptığınız insan haklarına aykırı" diye.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
barcelona'nın kurduğu baraj keban barajından pahalı amk
hakkaten lan.
(bkz: 14 ağustos 2011 real madrid barcelona maçı)
alman hayranlığı
-
bizim angutlar başlayacaktır ama biz islam alemi olarak çok ezildxfsvdfwsfvs.. ülke içinde kurdukları sosyal adalete bak sen. devlet, alamancı dayımı arıyor ve diyor ki 5 sene önce yaptığınız vergi ödemesinde sizden 2 euro fazla kesinti yapıldığını tespit ettik, lütfen 2 euronuzu almaya gelin. ki benim dayımlar entegre olmayan, olmak istemeyen, zar zor almanca konuşan insanlar üstelik. senin siyasetçin napıyor, o 2 euronu da alırım, paranı da çalarım, ağzına da sıçarım, yiyosa git hakkını da ara bakalım.
ne alacağını anlamadan bakkala giden çocuk
-
karbonat ve kabartma tozu arasinda bocalayan cocuktur.
+ oglum bi kabartma tozu al hadi kos.
- tamam anne. vinnnn..
yol boyunca:
- kabartma tozu kabartma tozu..heh he bu sefer karistirmama imkan yok..karbonat ile ne alaka ki.. karbonat mi ? lan yoksa kabartma tozu muydu ? anneme sorsam gudumlu anne terligi gelebilir her an...
bakkalda:
- amca bir ekmek bir de karbonat lutfen..
(bu sahne hic abartilmadan hayatimda 20 kere gerceklesmistir)
börekçinin 1.5 liralık böreği geri alması
-
alır hakkıdır. ama bir daha oradan alışveriş yapmamak da bizim hakkımızdır. esnaf böyle ufak tefek şeylerin peşine düşerse çok kaybeder. bu kadar keskin sınırlarla iş yaparsa, biz de standartların olduğu büyük firmalara yöneliriz. aynı kaliteyi aynı fiyata alırız.
david yates
-
finansal ve eleştirel açıdan gelmiş geçmiş en başarısız wizarding world filmi olan fantastic beasts the crimes of grindelwald'u kotarmış olmasına rağmen (toplamda 653.8 milyon dolar) daha hâlâ fantastic beasts serisinin yönetmen koltuğunda oturtulabilen adam. bu açıdan bakılınca sinema tarihinin en torpilli, en arkası nereden olduğu belli olmayan şekilde sağlam yönetmeni falan diyebiliriz kendisi için. hadi harry potter serisinde her defasında sıçıp sıvasa bile kitapların kudreti sayesinde milyar doları aşan ya da civarında dolaşan filmler çekip takdir edilmişti ama daha hâlâ neyine şans tanınıyor bu adamın, akıl sır erdirebilmek mümkün değil. bütün wizarding world markasını yerle bir edene kadar bu herifi o koltuktan atmayacaklar herhalde.
işin en ironik kısmı da bütün potter filmlerinin ve fantastic beasts serisinin yapımcısının da david heyman olması. adam yapımcılığını yaptığı gravity, marriage story ve once upon a time... in hollywood gibi filmlerle oscar'lar, bafta'lar vs. en prestijli hangi ödül töreni varsa onların en prestijli kategorilerinde adaylık ve ödüller almış, alfonso cuaron, noah baumbach, quentin tarantino gibi en taşaklı yönetmenlerle çalışmayı seçmiş bir isim. 15 yıldan beri koskoca sinema sektöründe hem bol bol para kazandırabilecek, hem de kendi janrında çektiği filmleri adam yerine koydurup sinema sanatının unutulmazları arasına yazdırabilecek bir tane kaliteli blockbuster yönetmeni bulamadı, inanılır gibi değil. david yates'in ellerinde koskoca potter evrenini tv filmi / tv dizisi arası vasat-vasat altı bir kadere mahkum etti, bıraktı. kötü bir şaka gibi resmen.
7 mayıs 2023 mersin limanından kaçakların gelmesi
-
bakın tekrar ediyorum. ülkenin bir numaralı sorunu budur)!!! link
"kaçaklar tekneyle gelmeye başladı! mersin erdemli kızkalesi sahiline tekneyle gelen onlarca kaçak şehre böyle giriş yaptı."
ülke elden gidiyor. iktidar eliyle; foncu sivil toplum örgütü ve gazetecilerin, cılız tepkisiyle muhalefetin eliyle savaşlarla elde ettiğimiz bu topraklar kaybediliyor. ülkenin demografik yapısı değiştirilerek istikrarsızlaştırılıyor ve bu sayede kurtuluş savaşının da intikamı alınmış oluyor.
yarın bir gün azınlığa düştüğümüzde, asayiş tamamen elimizden gittiğinde anlayacaksınız ama iş işten geçmiş olacak!
sessiz işgal bu! işgal ediliyoruz. topsuz tüfeksiz.
yapıldığında iq'yu 50 puan düşüren şeyler
-
benim hep 50 puanlık iq'um olduğu için: allah belamı versin benim.
evlenme teklifi
-
benimki şöyle olmuştu.
aşığız birbirimize. ama sevgili değiliz. konuşarak ve gülerek yürüyoruz. dedi ki,
-ya kızım evlensek amma eğleniriz senle bir ömür be.
-he, dimi?
evlendik.