hesabın var mı? giriş yap

  • ingiltere, fransa ve portekiz'in birebir aynı formalarının aksine özel tasarıma sahip formalardır. hırvatistan'a da özel forma tasarlanmış. polonya'ya da özel tasarlanmış gibi duruyor ama çok düz formalar, bir özelliği yok.

    böyle değişimler güzeldir, türkiye'nin klasik iç saha forması yok ama modern bir tasarım var ve yıllar sonra avrupa'da futbol sahnesine çıkacağımız için böyle tasarımlar heyecan verici bana göre. (bu konuda az biraz bilgim var) (bkz: efsanecubuklu.com)

    tff şöyle demiş, daha doğrusu nike demiştir bunu: "alttan siyah olarak başlayan yeni iç saha forması omuzlardan yukarı doğru yayılan güçlü bir kırmızıya dönüşen özel bir grafiğe sahip. bu grafik zincirlerden yapılan savaşçı zırhını andırırken türk mimarisinin en önemli parçalarından birisi olan karmaşık mozaik desenlerinden de ilham almaktadır."

    "formada yer alan şekiller ve renkler türk mimarisindeki güzel ve karmaşık mozaik uygulamalarını anımsatırken zincirlerden yapılan desen ilhamını savaşçı zırhından alır."

    ayrıca katıldığımız son turnuva olan euro 2008'de de benzer forma setimiz vardı, kırmızı iç saha, turkuaz detaylı beyaz deplasman. ona da güzel bir atıf olmuş, tebrikler nike'a.

  • bir kere korkmadım onda da gözümü ambulansta açtım. yıllar önce trafikte biriyle tartışmıştım, artık kavga edecek kıvama geldik ben tam yumruğumu sıktım tiger uppercut yapacağım sırada elektrikler gitti ama sadece bende gitmiş. gözümü ambulansta açtım. sonra hastanede babama n'oldu dedim, ilk rauntta nakavt oldun dedi, herif tek yumrukla beni asfalta yapıştırmış. ben tabi umursamıyormuş gibi işi şakaya vurdum, ağzımı yamultup "adrian adrian" diye bağırdım hastanede.

    ilkokul birinci sınıftan sonra ilk kavgam bu olacaktı ve ben kendimi çok hazır hissediyordum. ama beni tek yumrukla harikalar diyarına gönderen bir boks hocasıymış. bir insan boks yapabilir, hobi olarak yapar profesyonel olarak yapar hiç sorun değil ama boks hocası nedir arkadaş. türkiye'de kaç tane boks hocası var bunların kaçı trafikte seyir halinde? zaten herif boks hocası gibi de değildi. senin benim gibi biri işte. insanda şans olsa arabadan fadıl fıdıllıoğlu gibi biri inerdi. neyse şikayetçi olmadım, o da özür diledi zaten. konu kapandı ama kafamdaki şişlik baki.

  • günümüz post-modern anlayışın zerk ettiği ve hatta dayattığı bir absürt vak'a.

    tanığı tanıklıktan, anıyı "an"dan, ispatı hakikatten değerli görmek.

    atmosferin, yerini piksellere bırakması.

  • ürettiği erkek pantolonlarını bir kere kız arkadaşımın isteğiyle giyindim.
    1. kabinden çıkamadım
    2. pantolonun içinden çıkamadım
    3. pantolondan hâlâ çıkamadım. şimdi içlik olarak giyiniyorum. kurtarın lan:(

  • 2-3 yabancı arkadaş edinir ve facebook'ta twitter'da ingilizce iletiler anında başlar. bununla da kalmaz, geri kalan 2819329 türk arkadaşının türkçe iletilerine bile ingilizce karşılıklar vermeye başlar. amaç: yabancı arkadaşlarım var + sadece 1 haftada ingilizce öğrendim + ingilizce benim için bir sınıf atlama aracı.

    devamında ise kafalar ortaya yuvarlak biçiminde getirilmiş* erasmus pozu...

    ek olarak da, okudukları taşra üniversitesindeki yaşamlarına geri dönünce, "ayy polonya'yı / letonya'yı / bilmem nereyi çok özlüyorum. artık türkiye'de yaşamak boğuyo abi yaaa" nidaları... ve tabi ki feysbukunda, mezun olduğu taşra üniversitesi yerine akademizia polska bilmemne hrvstsyjayka falan. amaç: avrupa' da okudum ben.

    eyvah eyvah! nasıl da unutmuşum. bir de ota boka lol, awesome tabi ki!

    not: bu tanımı yalnızca kezbanlara değil, erasmus abazanı mal erkeklere de armağan ediyorum.

  • tahminimce sebepleri sunlardir:

    - televizyonlar telefon, bilgisayar kadar sik yenilenen urunler degil. televizyonlarin omru uzun ve her sene yenisini satmalari zor.

    - hadi cikardilar ve sattilar diyelim. bunun kurulumu ve teknik servisi icin yepyeni bir operasyon ekibi kurmalari gerekecek. televizyon bozuldu diyelim, “hadi koca tv'yi duvardan sok getir, magazada genius bar ilgilensin” gibi bir durum olamaz.

    - piyasa zaten buyuk ureticiler tarafindan paylasilmis. rekabet etmek icin televizyona ne ozellik ekleyebilirler bilmiyorum. ekran cozunurlugunu arsa cikarsalar bu sefer de piyasadaki icerikler ve standartlar izin vermez.

    - akilli televizyon icin zaten apple tv var. sifirdan akilli televizyon uretmek mantiksiz. herhangi bir televizyonu akilli hale getirebiliyorlar zaten.

  • iki ay boyunca burada yazilan siteler uzerinden calisip 7-7.5 civari notlar almak oldukca olasi. en alta da bir kaç tüyo ekledim, aklıma gelen gözüme çarpan oldukça devamı gelir.

    https://www.youtube.com/…demicenglishhelp/playlists
    bu hesapta genellikle speaking kismina yonelik medyaya odaklanin, hedeflediginiz band skoru ve yarim puan uzerine calisin.

    http://www.goodluckielts.com/
    bu sitede writing uzerine ise yarayacak bilgiler var.

    http://www.ielts-blog.com/
    deneme testleri ve sinavin kendisine dair bilgi bulabilirsiniz.

    http://www.ieltsbuddy.com/
    gramer bilgisi ve kelime haznesini gelistirmek icin basarili.

    http://ieltsspeakingquestions.blogspot.ae/
    bu sayfa da speaking uzerine yogunlasmis bir goz atmakta yarar var.

    http://www.ielts-mentor.com/
    herseyden biraz bilgi ihtiva eden bir site, gramer bilgisi ve deneme testlerine goz atmakta fayda var.

    http://ielts-simon.com/
    bu sahis gercekten cok iyi yonlendirmeler yapiyor, writing ve reading ten yüksek not almak istiyorsaniz bastan sona okuyun, hazmedin.

    http://subscriptions.viddler.com/simoncorcoran
    burda ustteki simon adli kisinin videolari var, faydali bilgiler barindiriyorlar, izlemek faydali olacaktir.

    http://ieltsliz.com/
    ben burdan calismadim ama basarili oldugu yonunde yorumlar cok.

    http://www.examenglish.com/…elts/ielts_general.html
    buradan sinav sekli hakkinda bilgi edinebilirsiniz.

    https://yadi.sk/d/xco41wdddmgio
    burasi maden, saniyorum ekside bulmustum zaten, somurun burayi.

    http://www.speaking24.com/
    yabancilarla konusmak ve speaking gelistirmek icin faydali bir site.

    gelelim, general test için işin püf noktasına;

    writing; öncelikli amacınız "advanced" değil "less common" bir kelime haznesi kullanmak olsun, çünkü aradıkları şey bu. yüksek not almanın yolu, deyim ve kalıp kullanmak, uzun cümleleri bağlaçlar vasıtasıyla birleştirmek, tekrardan kaçınmak, üç dört farklı zamana sıkışıp kalmamak gibi detaylardan geçiyor.

    listening; section 1 en kolay 4 en zor, bu yüzden 1 i tam puan alarak geçmek gerekiyor. puan kaybetme hakkınızı sonlara saklayın. cevaplar sıralı şekilde olacak, bir cevabı tam anlamaz vs iseniz atlayın çünkü siz hala bir önceki soruya odaklıyken bir başka cevap geliyor olacak. iyi, kötü, okunur, okunmaz, doğru veya yanlış yazıp yazmadığınıza takılmayın, aralarda hepsini gözden geçirecek zamanınız olacak. kurnazlıklara karşı uyanık olun, cevabı verip iki üç cümle sonra değiştirip sizi hataya sürükleyen sorular olacak.

    speaking; önceliğiniz konuşmak olsun, hata yapmaktan çekinmeden diyaloğu doldurmanız gerekiyor. olayı ne kadar bir soru bir cevap şeklinden ziyade karşılıklı konuşma, sohbet kıvamına getirirseniz alacağınız not o kadar kolay olacaktır. tıkanırsanız soracağınız bir kaç sorunuz aklınızın köşesinde hazır olsun, o sorulara gelecek cevaplar size yeni kapılar açacaktır. sessizlik, hiçbir şey söylemeden bekleyiş sizin en büyük düşmanınız. internette "key words" ya da "key phrases" şeklinde ararsanız, kullandığınızda size artı sağlayacak kelime ve kalıpları bulabilirsiniz.

  • kemal kılıçdaroğlu kendisi hakkında yalakadan sanatçı olmaz demiş. kendisi yalaka olmasaydı da sanatçı değildi zaten, orayı atlamış olsa gerek. hülya avşar da çıkmış demiş ki, kendi görüşüdür benim 31 yıllık sanat hayatımdan şüphem yok. 31 yıl öncesi 1983 yılıdır. hülya avşar'ın güzellik yarışmasında 1. seçildiği senedir. yani kendisi güzellik yarışmasında 1. olduğu andan itibaren sanatçıdır? vay arkadaş. kadın sanatçı doğmuş resmen. bana bir yabancı adam sorsa bu kadın necidir diye, cevap veremem lan. şarkıcı mı kendisi? sesi mi güzel? ses sanatçısı mı? aktris mi? yeminle 5 dakika düşünür, acun'un yanında kadrolu jüri cevabı veririm. bir de 31 yıllık sanat yaşantısı varmış. vay arkadaş, ne kadar kolay bu ülkede sanatçı olmak.