hesabın var mı? giriş yap

  • prokrustes bir haydut. ya da yunan mitolojisinde adı geçen bir kahraman diyelim.
    prokrustes rivayete göre, atina ile megara yolu arasında yaşamış. onu bahsimize konu eden şey çok önem verdiği, boyu boyuna uygun olan demirden yatağı.
    prokrustes'in kendi boyuna göre olan yatağının ebatları, ona göre ideal ve mutlak olan formmuş. öyle ki prokrustes kendisi için uygun olan ebatları herkes için de ideal ve değişmez kabul ediyormuş.
    yoldan geçen yolcuları evinde ağırlar, yatağında yatırırmış. boyu yatağa göre kısa gelenin boyunu gererek uzatır; uzun olanın boyunu ise bacaklarını keserek kısaltırmış. böylece herkesin boyunu yatağa eşitlermiş.
    efsaneye göre atina kralı theseus sonunda aynı yöntemleri kullanarak prokrustes'i öldürmüş.
    prokrustes öldürülmüş öldürülmesine ama tek biçimciliğin, mutlakçı anlayışın, dogmatizmin sembolü olarak tarihe adını yazdırmış.
    peki günümüzün prokrustes'leri kimler veya hangi kurumlar?
    iktidarlar, sosyal mühendislik yöntemleriyle, eğitim sistemini kullanarak biçimlendirdikleri toplumlara tek tip bir yaşam biçimi dayatmıyorlar mı?
    daha da ötesi küresel olarak bizim için ideal olanın ne olduğu belirlenmiyor mu?

    kitleler olarak tüketim kültürü veya bilinç endüstrisi tarafından üretilmiyor muyuz? neye inanacağımız, neler yiyeceğimiz, giyeceğimiz, neye nasıl tepki vereceğimiz, hangi konuda ne şekilde düşüneceğimiz ve hatta kim olacağımız ve nasıl bir hayat yaşayacağımız sorularının cevapları hazır şekilde paket olarak önümüze konmuyor mu?

    prokrustes kendi usulüne göre vahşi biçimde öldürüldü ama ruhu bugün sistem olarak içimize işlemiş durumda. onun amaçları kimi zaman baskı ve şiddetle, çoğu zaman da hiç farkına bile varmadığımız bir vasatta tatlı tatlı yaşamlarımıza zerk ediliyor.
    pavlov'un köpeği gibi şartlandırılıyor, yönlendiriliyor, biçimlendiriliyoruz. kodlandığımız üzere aynı şeylere gülüyor, üzülüyor, ağlıyor, seviniyor veya küfrediyoruz. dolayısıyla tüm dünya insanları olarak aynı hayatları yaşıyor, prokrustes'in ruhunu biteviye şad ediyoruz.

  • çocuklarda görülebilecek olan devamlı olarak başını sallama
    veya saçlarını arkaya alma, devamlı olarak burnunu çekme, kuş sesleri gibi
    sesler çıkarma gibi garip hareketler aslında turet sendromu denilen bir hastalık
    için başlıca belirtiler olabilir. beyindeki bu bozukluk nedeniyle bedensel
    hareketlerde düzensizlik olur. turet sendromu; binlerce kişiyi etkilemektedir.
    hastalar bazı hereketleri tekrar tekrar yapmakta ve kendi kontrolleri dışında
    birtakım sesler çıkarmaktadırlar.

    belirtileri nelerdir ?

    tekrarlanan hareketlerin bazılarına “tik” denir. gözleri
    kırpıştırmak, omuz silkmek, baş sallamak, yüzün seyirmesi ve devamlı tekrarlanan
    bedensel hareketler bunlara örnek olarak gösterilebilir. turet sendromu
    hastaları bazen başkalarının yaptığı hareketleri de devamlı tekrarlayıp
    dururlar, hastaların çıkardıkları sesler arasında burun çekmek, kuru kuru
    öksürerek boğazı temizlemek, öksürmek, hırıldamak bağırmak ve haykırmak gibi
    sesler sayılabilir. bazı hastalar ise gerek kendi söyledikleri gerekse
    başkalarının söylediği bazı sözcükleri devamlı olarak tekrar ederler. hatta
    kasıtlı olmayarak bazı ayıp ve karşısındakini küçültücü sözleri de devamlı
    olarak kullanırlar.

    hastaların karşılaştığı zorluklar nelerdir ?

    turet sendromu gerek hastalar gerekse aileleri için çok üzüntü verici
    bir hastalıktır. işin kötüsü halk arasında genellikle bu hastalığın ne olduğu
    pek bilinmediğinden hastalara akıl hastası veya terbiyesiz kişiler gözü ile
    bakılır. tabii hastalar ne terbiyesiz kişilerdir ne de akıllarından zorları
    vardır. turet sendromu olan bazı kişiler kendilerine uyuşturucu kullanan kişi
    gözüyle bakıldığından film seyretmeye gittikleri sinemalardan ve yemek yemeye
    gittikleri restoranlardan atılmaktadır. turet sendromu hastaları tiklerini ve
    sözlerini kontrol elmeye çalıştıkça iş daha da kötüleşmektedir. hastalar için
    gündelik basit işleri bile yapmak zordur, turet sendromu hastası olan bazı
    çocuklar okulda öğretmenleri tarafından yaramaz ve huzur bozucu çocuklar olarak
    bilinmektedir. bu nedenle öğretmenlerin ve okul danışmanlarının bu konuda daha
    uyanık olmaları için eğitilmeleri gereklidir. bununla birlikte, bazı aileler
    turet sendromlu çocuklarını durumlarından endişe ettikleri ve yardım için nereye
    başvuracaklarını bilmedikleri için etraftan kaçırıp saklamaktadır.

    tedavi edilebilir mi ?

    bugüne kadar turet sendromu’nun tedavisi bulunmuş değildir. bazı
    hastaların durumları ilaçlarla kontrol altına alınarak normal bir yaşam
    sürmeleri mümkün olmaktadır. hastaların devamlı yaptıkları hareketler ve
    çıkardıkları sesler genellikle stres ve heyecanlanma gibi duygulara bir tepki
    olarak görüldüğünden stres kontrolü ve gevşeme egzersizleri yararlı
    olabilmektedir.

    kaynak: http://www.webhatti.com/…164513-turet-sendromu.html

  • cumhurbaşkanı erdoğan'ın çanakkale köprüsü açılışında halka sorduğu soru.

    link

    kalabalık "hayır" cevabı veriyor.

    kalabalığın yarısının cebinde 200 tl olmadığına yemin edebilirim ama kanıtlayamam.

  • yalamaktan ağzı yamulmuş adam başkasına pislik demesi.

    yargılanacaksın sen de ahmet. ağlayacaksın adliye koridorlarında.

  • ev telefonu hayli yüksek gelince, ev halkı toplanmış ;

    baba: 'yahu bu korkunç bir fatura. ben bu telefonu asla kullanmıyorum, hep çalıştığım şirketteki telefonu kullanıyorum.'
    anne: 'aynen ben de... akşama kadar çalıştığım bankada elimin altında telefon. ne yapayım bunu.'
    oglan : 'vallahi ben de şirketimin bana verdiği cep telefonu ile bütün görüşmelerimi yapıyorum.'
    kız: 'e benim de şirket hattim var. ev telefonunu hic kullanmam ki..'

    herkes aniden evdeki hizmetçiye döner ve cevap arar gözle bakarlar...

    hizmetçi : 'eee... problem ne o zaman? sanırım hepimiz iş telefonlarını kullanıyoruz...'

  • ekşisözlük de hamamböceği gibi mk. ne radrasyon, ne darbe, ne saldırı hiçbir şeyden zarar görmüyor. ekşi hariç hiçbir yere giremiyorum şu an